| | | 2003 yılı ekonomik performansı farklı boyutlarıyla çok tartışılabilir, fakat bu performansın arkasındaki en büyük iç aktörlerden birisinin TCMB olduğu kabul edilmelidir. Dışsal koşulların da katkısıyla (Gelişmiş ülkelerdeki düşük faizler, Euronun değer kazanması, Irak savaşının kısa sürmesi gibi.)
TCMBnin kararlı ve kredibilitesi yüksek sıkı para politikası özellikle enflasyonun hedefler dahilindeki hızlı düşüşünü gerçekleştirmiştir. Beklentilere yönelik bu olumlu şok, ekonomideki diğer parametrelere yansımıştır.
2004 yılına bakarken, yine TCMBnin para politikasının kilit bir rolü olacaktır. Sıkı para politikasının devamı enflasyondaki düşüşü sürdürecektir. Yüzde 12lik hedefe tam ulaşılamasa bile Türkiye son 30 yılın en düşük enflasyonunu 2004 yılında yaşayacaktır. 2005 yılında TLden sıfır atma hazırlıklarıyla beraber tek haneli enflasyon beklentileri daha da güçlenecektir. Faizlerdeki düşüş devam edecek olmakla birlikte bu sınırlı olacaktır.
BÜYÜME HEDEFİ TUTTURULABİLİR NİTELİKTE
2004 yılı için öngörülen yüzde 5 büyüme tuturulabilir bir hedeftir. İç talepteki kısmi canlanma ve ihracat, büyümenin motoru olmaya devam edecektir. Dezenflasyon süreci devam edeceğinden maalesef işsizlikdeki düşüş sınırlı kalacaktır. Normal koşullarda, işsizlikte arzulanan düşüş ekonomideki büyüme daha hızlandığında, yani enflasyon tek haneye indiğinde gerçekleşecektir. Bu, 2005 ve sonrası anlamına geliyor.
Sektörel bazda baktığımızda, sıkı para ve maliye politikalarından en olumsuz etkilenen sektörün yurtiçi müteahhitlik hizmetleri olduğunu görüyoruz. Yüksek faiz dışı fazla hedefi kamu yatırımlarını olumsuz etkiliyor, bu durum doğrudan inşaat sektörüne yansıyor. 2004 yılı sektör için sıkıntılı olmaya devam edecektir. Bununla birlikte, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri açısından parlak bir yıl geliyor. Bunun sinyalleri de 2003 yılından gelmeye başladı. Bu yıl alınan iş hacmi 3,7 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Irak pazarının da açılmasıyla 2004 ve sonrası için çok daha yüksek rakamlara ulaşılması mümkün olacak. Bu haberler özellikle ödemeler dengesi açısından çok olumlu. Büyüyen Türkiye ekonomisi için cari denge kritik olmaya devam edecektir. Turizm ile beraber yurtdışı müteahhitlik hizmet gelirlerindeki artış döviz kurundaki istikrar açısından son derece önemli bir role sahip olacak.
SİYASİ ŞOKLARA AÇIK BİR YIL
Mevcut ekonomi politikalarının sürdürülmesi ekonomik veriler konusunda çeşitli tahminler yapmamıza imkan veriyor. Fakat, ekonomik dengeler sadece ekonomi politikalarından değil dışsal şoklardan da etkileniyor. Bu şoklar, savaş ya da deprem gibi felaketler olabileceği gibi, sürpriz bir vergi reformu ya da siyasi gelişmeler de olabilir. Özellikle siyasi gelişmeler açısından 2004 yılı bazı şoklara açık bir yıl olacaktır. Bunların başında, AB ile Kıbrıs konusundaki gelişmeler olacaktır. Bu konulardaki karar süreci yaklaştıkça piyasalarda volatilite bir miktar artacaktır. Olumsuz bir gelişme olursa, bunun etkisi kısa dönemden ziyade orta ve uzun dönemde Türkiyenin ortalama büyüme hızının daha düşük olması şeklinde belirir. Olumlu gelişmeler ise pozitif bir şok etkisi yaratarak, özellikle yatırım harcamalarında hissedilecektir. Böyle bir durumda enflasyonsuz Türkiyeyi bekleyen pozitif gelişmeler çok daha önce ve hızlı yaşanacaktır.
Ekonomideki performans ve bunu etkileyen dışsal gelişmeler anlamında 2004 yılına iyi bir başlangıç yapacağız, eğer bunu yıl sonuna kadar sürdürebilirsek 2005 çok daha iyi bir yıl olacak. Önümüzde elbette riskler var, değişen, farklılaşan riskler var. Bunları önümüzdeki haftalarda tartışmak üzere, hepimize sağlıklı ve iyimserliğimizin artacağı bir yıl diliyorum. | |