|
|
Erhan Aslanoğlu: Bankacılıkta yoğunlaşma ve krizler Erhan Aslanoğlu: Pozitif şok Erhan Aslanoğlu: Son üç yılın en iyi notu Erhan Aslanoğlu: Enflasyon beklentileri |
|||
Yargıtayın DEHAP kararı ile başlayan sürecin nasıl sonuçlanacağını kestirmek güç. YSKnın önünde farklı alternatifler olduğunu biliyoruz. Ekonomi açısından en iyi olasılık kabul edilen mevcut durumun devamı yönündeki bir karar dahi, belirsizliği bıçak gibi kesemeyecektir. Son bir-kaç gündür yapılan açıklamalar bu konunun daha uzun süre tartışılabileceğini gösteriyor. Erken seçim olmasa dahi, yerel seçimlerin bir erken seçim atmosferi yaratma olasılığı artmıştır. YSKnın kararı ne olursa olsun, önümüzdeki dönemde ekonomide çok büyük bir kaos ya da kriz yaşanma olasılığı düşüktür. Ekonomiye ilişkin şu anda söyleyebileceğimiz, son aylarda artmaya başlayan iyimserliğin ivne kaybetme olasılığının yükselmesidir. İyimserlik azaldıkça , risk primi artmaktadır. Önümüzdeki günlerde risk algılamamız (gerçek ya da değil) arttıkça faiz ve kur beraberce yukarı, azaldıkça beraberce aşağı gelecektir. İMKBde bu hareketlerin tam tersi yönünde seyir izleyecektir. İçinde bulunduğumuz dönemde ekonomiye ilişkin en merak ettiğimiz veriler, bütçe ve ihracat verileri. TİM Eylül ayı ihracat rakamını 4,2 milyar dolar açıkladı. Bu veri, değerlenen TLnin ihracat performansı üzerinde hala olumsuz bir etki yaratmadığını gösteriyor. Merkez bankası tarafından yayınlanan Ağustos ayı iktisadi yönelim anketi de, gelecek üç aya ilişkin ihracat piyasasından alınan siparişlerin artma eğiliminde olduğunu gösteriyordu. İMALAT SANAYİ DESTEK VERİYOR TLdeki değerlenmeye rağmen, ihracat rekabet gücünün sürmesinin arkasındaki önemli iki etmenin imalat sanayindeki üretkenlik artışıyla reel ücretlerdeki düşüş olduğunu biliyoruz. 2001 krizi sonrası düşen reel ücretlerin 2003 yılındaki durumuna ilişkin elimizde veri yok. Üretkenlik verileri ise var. Artan işten çıkarmaların da etkisiyle, 2002 yılında toplam imalat sanayi verimlilik, yani kişi başına katma değer artışı, yüzde 10,2 olarak gerçekleşmişti. Bu yılın birinci çeyreğinde ise artış oranı yüzde 5e geriledi. Geçtiğimiz Salı günü yayınlanan verilere göre, bu yılın ikinci çeyrek verimlilik artış hızı ise yüzde 3,8e geriledi. İşletmeler teknoloji ve organizasyon anlamında büyük bir dönüşüm içinde değilse, verimlilik artışı geçtiğimiz yılın yüksek seviyelerine ulaşamaz. Reel ücretlerde de çok büyük düşüşler beklenemeyeceğine göre, TLdeki değerlenme sürerse, ihracatımız önümüzdeki aylarda gerçekten olumsuz etkilenebilir. Başta da belirttiğimiz gibi durum şimdilik böyle. Önmüzdeki bir-kaç hafta iç ve dış politikada yaşanacak gelişmeleri kestirmek oldukça güç. Siyasette çok büyük karmaşa yaşanmayacağını varsayarsak, TLdeki değerlenmenin sürme olasılığı yüksektir. Şili ve Endonezya gibi birçok ülke deneyimi de buna işaret etmektedir. Dolayısıyla, ihracattaki rekabet gücünü koruyabilmemiz için verimlilik artışını mutlaka kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Enflasyonun düştüğü bir ortamda bu sadece ihracatçının değil, gelirini korumak ve arttırmak isteyen hepimizin başarması gereken bir dönüşümdür. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||