|
31 Mart İstanbuldan bir memurun maaşının yarısı olan 530 milyon lirayı Başbakana göndermesi üzerine, Bakanlar Kurulunda, gönüllü destekler için Ulusal Dayanışma Tahvili çıkarılması kararlaştırıldı. Buna göre, isteyen vatandaşların, 3 yıl ila 5 yıl vadeli olması planlanan bu tahvilleri alarak, devlete uzun vadeli borç vermesi sağlanacak. Buradan gelen kaynak ise sadece borçların ana parasını kapatmak için kullanılacak. |
ATO'dan altın sertifikası önerisi İç borçlar için "servetin yüzde 20'si" önerisi 2003 bütçesine savaş rötuşu yapıldı Unakıtan: Savaşın maliyetini karşılayacak ödenek var Çağlayan: Savaş tahvili çıkarılsın Özilhan: IMF ile program 2006'ya uzatılmalı Ankara hesabını "yardım gelmeyecek"e göre yaptı TİM: Kaçırılmış bir tren yoktur |
|||
Bakanlar Kurulu toplantısına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan elinde bir zarfla geldi. Zarfın içinde İstanbulda yaşayan bir memurun gönderdiği mektup ile 530 milyon lira vardı. Erdoğan, önce bakanlara bu mektubu okudu. SAVAŞ BİTENE KADAR BAĞIŞ Mektupta Türkiyenin içinden geçmekte olduğu dönemde ekonomik krizi aşması için herkese fedekarlık düştüğü belirtiliyor ve mektubu gönderen ismi açıklanmayan memur, Irak savaşı bitene kadar maaşının yarısını devlete vermeye hazır olduğunu söylüyordu. DAYANIŞMA TAHVİLİ KARARI ALINDI Erdoğanın mektubu okuması Bakanlar Kurulunda duygusal anların yaşamasına neden oldu. Hükümetin krizin aşılması için gelecek gönüllü destekleri değerlendirmesi kararlaştırıldı. Bunun için hükümet, Ulusal Dayanışma Tahvili çıkaracak. Böylece isteyen vatandaşlardan 5 yıl ile 3 yıl vadeli olması planlanan bu tahvilleri alarak devlete uzun vadeli borç vermiş olacak. Buradan gelen kaynaksa sadece borçların ana parasını kapatmak için kullanılacak. VEKİLLER DE BİR MAAŞ VERECEK Bakanlar Kurulu bu hesapların açık ve şeffaf olarak izlenmesi için internetten takip edilmesini sağlayacak bir düzenlemenin uygulamaya konulmasını da kararlaştırdı. Milletvekillerinin bir maaşlarını devlete vererek gönüllü kampanyaya öncülük edebileceği de konuşuldu. ÇİÇEK: 20 MİLYAR DOLAR Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Irak krizinin ekonomideki süreci daha da kötü bir hale getirdiğini belirterek, bu yılın ilk döneminde 20 milyar dolarlık borcun ödemesinin sözkonusu olduğunu söyledi. Zorluklar var ama bunu aşacağız diyen Bakan Çiçek, krizin aşılması için gönüllü katkıda bulunacak kişi ve kurumların desteklerinin alınması için Ali Babacanın başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulduğunu söyledi. Çiçek, bu çalışmaların Nisan ayı içinde sonuçlandırılacağını belirtti. Çiçek, Pek çok vatandaş gönüllü kuruluş Türkiyenin sıkıntısını aşması için katkıda bulunmak üzere müracat ediyor. Bu ve benzeri talepleri en iyi şekilde değerlendireceğiz diye konuştu. İSODAN DESTEK, İTO VE MÜSİAD KARŞI Ulusal Dayanışma Tahvili planlarına İstanbul Sanayi Odası (İSO) destek verirken, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) karşı çıktı. İSO Başkanı Tanıl Küçük, Ulusal Dayanışma Tahvili çıkarılmasını hükümete verilecek moral açısından önemli gördüklerini söyledi. İSO Başkanı Tanıl Küçük yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Başbakan Erdoğanla görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Küçük, Türk ulusunun duyarlılığını göstermesi açısından Ulusal Dayanışma Tahvili çıkarılmasını anlamlı bulduklarını söyledi. Bunun hükümete moral vereceğini söyleyen Tanıl Küçük, Başbakana ekonomik sorunların çözümüne ilişkin önerilerini ilettiklerini belirtti. İTO, SAVAŞ TAHVİLİ VEYA BAĞIŞA KARŞI İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım ise, devlete özel sektörden bağış şeklinde kaynak aktarımı önerilerini, kumar batağına saplanmış babaya yeni kaynak sağlama gayreti olarak değerlendirerek, Kötü alışkanlıklarından vazgeçmeyen kumarbaza yeni kaynak aktarmada, yeni kara delikler yaratmada biz yokuz dedi. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bazı özel sektör temsilcilerinin savaş bahanesini öne sürerek, devletin borç ödemelerinin kapatılabilmesi amacıyla zenginlerin devlete bağış yapması veya tahvil yoluyla faizsiz gelir aktarması şeklinde ilk bakışta iyi niyetli gibi görünen öneriler dile getirdiklerini bildirdi. Yıldırım, Bu sözler kumar batağına saplanmış ve alışkanlıklarından vazgeçmeyen babaya ya da delik deşik bir havuza yeniden kaynak sağlamaktan farklı değildir dedi. Devlete özel sektörden bağış şeklinde kaynak aktarımı önerilerini, kumar batağına saplanmış babaya yeni kaynak sağlama gayreti olarak değerlendiren Yıldırım, şunları kaydetti: Savaş ortamının yarattığı vatansever duyguları istismar eden bu tür hamasi öneriler, aslında devletin kaynaklarına öteden beri göz diken bazı kesimlerin önerilerine benzemektedir. Bu bir psikolojik baskıdır. Devlet yeniden palazlansın, biz de devleti yine sömürebilelim anlamı ve niyeti taşımaktadır. Bu yanlış olduğu kadar tehlikeli de bir yoldur. KİT, kamu harcamaları ve kamu idaresi alanlarında gerekli reformlar yapılmadan yani havuzdaki delikler ve çatlaklar kapatılmadan, havuzu doldurmaya çalışmanın hiçbir yararı ve anlamı olmayacaktır. MÜSİAD DA KARŞI ÇIKTI MÜSİAD Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, Savaş Tahvili gibi kaynaklara Türkiyenin ihtiyacı olmadığını belirterek, Kağıt ekonomisine yönelik bir çözüm isteniyorsa, özellikle gelir getiren kamu kuruluşlarına kar ortaklığı ile yatırımcı çekilmesini öneriyoruz dedi. Bayramoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Türkiyenin gerek yılların birikimi, gerekse savaş nedeniyle çok ciddi bir darboğazdan geçtiğini vurguladı. Bu darboğazdan kağıt ekonomisine yönelik atraksiyonlarla çıkabilmemiz mümkün değildir diyen Bayramoğlu, vatandaşlardan toplanacak gönüllü bağışların mevcut mali piyasalarda faizlerin belirli bir bölümünü ödemekten başka hiçbir işe yaramayacağını savundu. Bayramoğlu, şunları kaydetti: Yapılması gereken ek vergiler getirmek ya da savaş tahvili çıkarmak değil, iç borç sorununu kökünden çözmektir. Türkiyenin Gönül Havuzu veya Savaş Tahvili gibi kaynağa kesinlikle ihtiyacı yoktur. Türkiyenin iç borç sorununu çözüp denk bütçeyi sağlamaya yönelik bir çözüme ihtiyacı vardır. Buralardan elde edilecek kaynak belki önemli bir kaynak olacaktır ama Hazineye giden her türlü kaynağın dipsiz kuyuda faiz ödemelerinden başka hiçbir yere gitmeyeceği de aşikardır. Bayramoğlu açıklamasında, kamunun faiz yükünü hafifletmek, ekonomiye kaynak oluşturabilmek ve reel faiz yükünü yüzde 25-30lardan daha aşağılara çekebilmek için vadesi 2 yıla kadar olan Devlet İç Borçlanma Senetlerinin (DİBS) yüzde 75lik kısmının yeni borçlanma enstrümanlarıyla swap edilmesini, iç borca yönelik vadesi gelen ödemelerin yüzde 25lik kısmının ise para basılarak kapatılmasını önerdi. Ali Bayramoğlu ayrıca savaş tahvili değil, yüksek kar sağlayan otoyollar ve Boğaz köprüleri ile Türk Hava Yolları (THY), Petkim, TÜPRAŞ, Telekom gibi kamu kuruluşlarına yönelik kar ortaklığı katılım belgesi çıkarılmasını, buradan sağlanacak gelirin de tamamen iç piyasayı canlandıracak şekilde, Hazineye devredilmeden, direkt Reel Ekonomiye Destek Fonu olarak kullandırılması önerisinde bulundu. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||