|
|
Birleşmiş Milletler (BM) Kıbrıs planının ana hatları üzerinde anlaşmaya varılması için verilen son süre 13 Aralıktı. Nihai anlaşmanın 28 Şubat 2003de yapılması, 30 Mart tarihinde de adanın her iki yakasında referanduma gidilmesi planlanmıştı. Kopenhagda ana hatlar üzerinde bir anlaşma olmamasına rağmen, BM nihai çözüm için 28 Şubat 2003 tarihinin hala geçerli olduğunu açıkladı. Anlaşma olsa da olmasa da Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliği resmen karara bağlandı. Anlaşma sağlanırsa Kıbrıs Türk kesimininde dahil olduğu tek bir Kıbrıs üyeliği gerçekleşecek. Kopenhag zirvesini Türkiye açısından değerlendirirken en önemli kriterin belirlilik olması gerektiğini düşünüyorum. Elbette bundan bir-kaç ay öncesine göre Türkiyenin Avrupa yolu çok daha belirgin hale gelmiştir. Bu açıdan sonuç pozitiftir. BELİRSİZLİKLER SÖZKONUSU Fakat 2004 tarihi Türkiye için hala önemli belirsizlikleri barındırmaktadır. Kopenhag politik kriterlerinin tamamen yerine getirilmesi durumunda, 2004 Aralık tarihinde Türkiye ile müzakerelerin başlaması mümkün olacaktır. Bunun neden 2003 değil de 2004 olduğu konusunda inandırıcı bir açıklama bulunmamaktadır. 2004 yılına ilişkin temel sorun, 10 yeni üyenin de Türkiyenin müzakere tarihini onaylayacak olmasıdır. Her ne kadar bu ülkeler Türkiyeyi veto etmeyeceğini açıklasa da bu hiç bir şeyi garanti etmemektedir. Bu 10 ülke arasında Güney Kıbrısın olması Türkiye kararı açısından zaten yeterince büyük bir risktir. Bu riskin giderilmesinin yolu 28 Şubatda Kıbrısda bir anlaşma olmasıdır. BM Kıbrıs planının ayrıntıda tartışılacak noktaları olabilir. Fakat planın genel çerçevesi hem Türkiye hem de KKTC tarafından rahatlıkla kabul edilebilecek bir niteliktedir. Kıbrıs Türklerinin büyük bir çoğunluğunun bu plan çerçevesinde bir anlaşma istediğini biliyoruz. Basında çok yer almamasına rağmen uzun süredir Kuzey Kıbrısdaki sivil toplum kuruluşları anlaşmayı destekler bir çaba içinde. Son günlerde Kıbrısda yaşananlar da bunu destekliyor. Nehrin akışına karşı kürek çekmek hem KKTCye hem de Türkiyeye büyük bir zarar verir. 2 AY SÜRE VAR Önümüzde 2 ay süre var. Kıbrıs sorunu çözülürse Türkiyenin 2 yıl sonra AB ile müzakerelere başlayabileceğine olan güven büyük oranda artacaktır. Tersi durumda ise belirsizlik ve riskten kaynaklanan güven sorunu devam edecektir. Bu senaryoların piyasalar açısından anlamı açıktır. Risk ne kadar azalırsa, yatırımcının güveni artar, piyasalar o kadar olumlu etkilenir. Türkiye için Kopenhag zirvesinin asıl sonucu 28 Şubatda ortaya çıkacak. Anlaşmaya varılması için hem KKTCde hem de Türkiyede büyük bir kamuoyu baskısının oluşması muhtemeldir. GÖZLER KIBRISTA OLACAK Hükümetden gelen ilk sinyallerde konunun öneminin farkında olunduğu ve çözüm için bastırılacağı yönündedir. Fakat başta KKTC yönetimi olmak üzere mevcut yapıyı korumaya çalışan ve buna direnecek bir kesim de bulunmaktadır. Piyasalar bu mücadeleyi izleyecek, buradan gelecek haberlere göre tepki verecek. Hükümetin vakit kaybetmeden bu sorunun çözülmesi için bastırması ve başarılı olmasını diliyorum . Buradan gelebilecek olumlu haberler 2004 Aralık kararının da olumlu algılanmasına büyük katkıda bulunacaktır. Kopenhag öncesi Türkiye topu ABye atmıştı. Kopenhag sonrası AB topu Türkiyeye iade etti. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||