| | | | Gürel’in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
 Tarık Aziz’in “Üslerin kullanımı Türkiye için iyi olmaz, bölünürsek size de kötü olur” sözleri?
Gürel: Aziz’in açıklamalarına tam olarak okuyan biri bu sonuçları çıkarmaz. Görüşmelerimizde olmadık olasılıklarla ilgili bir söz söylenmedi. Tabii ki söylediklerinin önemli bir kısmı doğru. Bölgede olağanüstü durum olursa bundan en çok zarar gören Türkiye olacaktır. Bizim geçmiş deneyimlerimizi de unutmamız mümkün değil. İlkelerimizden de vazgeçmemiz mümkün değildir. Sorunlar barışçı yöntemlerle çözülsün istiyoruz.
Barışçı yöntemler hala mümkün mü? ABD güç kullanmak istiyor...
Gürel : Bizim görevimiz ve ilkelerimiz doğrultusunda dış politikamızda amaçladığımız, son ana kadar son çareyi de tüketinceye kadar barışçı yolları denemektir. ‘Ümit kestik, artık başka çaremiz yok’ diyemeyiz.
Aziz; ‘biz bölünürsek Türkiye de bölünür diyor’, ne diyorsunuz?
Gürel: Bu bir tehdit değil. Irak gibi bir ülke parçalanırsa çevredekiler bundan olumsuz etkilenir diye söylemek istemiştir. Biz gerekli tüm önlemleri alırız. Türkiye tehditlere rağmen geçmişinde de bu parçalanma tehlikesininin yakınına dahi gelmemiştir.
Irak bölündü diyelim, Türkiye için en büyük tehlike ne olur?
Gürel: Irak’ın toprak bütünlüğü ile Irak ve bölge istikrarı açısından ilgileniyoruz. Irak’ta ve bölgede istikrarın bozulması Türkiye’yi de etkiler. Çatışma olursa bundan biz zarar görürüz. Çatışma ertesinde de neler olabilir bunun peşindeyiz. Dolayısıyla biz hiçbir şekilde Irak’ın üçe bölünmesini istemeyiz. Bütün bölge dengelerini etkileyebilecek etkiler yaratır.
Washington temaslarınız ve Ankara’ya gelenlerin gündeminde Kuzey Irak vardı. K.Irak’ta bölgesel parlamento toplanıyor. Kürt liderlere dur diyen yok gibi?
Gürel: Olur mu?...Biz bu konu ile ilgili görüşlerimizi belirttik. Parlamento yeni bir olay değil ne de bizim gözümüzden kaçmış değil. Yarınki toplantı bizi tedirgin eden bir konu değil. Biz böyle bir takım girişimlere, adeta yeni bir devlet kurulmuş da onun organları oluşturuluyor izlenimi verilmesinden rahatsızız. Biz isteriz ki parlamentoda bölgedeki tüm etkin gruplar temsil edilsin.
Bizim açımızdan bir devletin geldiği olarak da görülmemeli. Irak’ın toprak bütünlüğü dışında yeni bir siyasal çözümün, Irak için geçerli olmayacağını ve bizim açımızdan da kabul edilmeyeceğini hep belirttik ve bu diğerleri tarafından da biliniyor. Dolayısıylla bizim bundan sonraki gerçekleşebilecek olaylarla ilgili kendi sınırlarımız ve çizgilerimiz var. Bizim önlem almamıza gerek kalmadan herkes çizgilerimize saygılı olsun.
Iraktan bir güvence istememiz söz konusu değil. Orası Irak toprağı. Orada ABD hükümran değil. Dolayısıyla ABD yalnızca orayı da etkileyen uçuşları denetleyen ülkelerin başında geldiği için orada önemli olan bir ülke. Bizim ABD’den bu konudan güvence istememiz sözkonusu olamaz.
Irak’ın toprak bütünlüğünün bozulmasına izin vermeyiz. Görüşmelerimizde hep bunu dile getirdik..
ABD’nin bizden operasyonla ilgili bir talebi oldu mu? Bizim doğacak ekonomik sıkıntlıramızın nasıl karşılanacağı yönünde somut yaklaşımlar var mı?
Gürel: Geçen defa hem güvenliğimiz tehlikeye düştüğü için sıkıntı ve zarar gördük. ABD’nin bizden istediği yok. Irak’a hareketten biz zarar görürüz. ABD’ye gittiğimde ekonomide uğrayabileceğimiz sıkıntıları ve zararları anlattım. Bizim ayrıca bu konuda kendi hesabımızı da yapmamız gerek.
Verheugen’in açıklaması; ‘ABD müzakere tarihi için AB’ye olağanüstü baskı yapıyor’ dedi. Bu ABD’nin Irak operasyonunda kararlığı olarak görülebilir mi?
Gürel: Ben o kadarını bilemem. Ben zannediyorum ki ABD şunun farkında: Türkiye Ortadoğu’da hatta daha geniş bir bölgede çok özel bir konuma sahip olan bir ülke. Yalnız coğrafi konumu yüzünden değil hem tarihsel geçmişi ve hem nüfus bileşimiyle birlikte gerçekleştirdiği gelişme çizgisi değerlendirildiğinde laik demokratik yapısını yaşatabilmeyi başardığına göre özel bir ülke. Örnek olabilecek bir ülke. ABD bunu gördüğü için eskisine göre daha önem veriyor Türkiye’ye.
| |
Bush BM'yi uyardı: Çöz ya da çekil
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
