| | | | Türkiye’nin özellikle finans kesiminde yaşanan büyük sıkıntıların ihracatçıyı ve reel sektörü bunaltırken, ayakta kalan ve elindeki bütün imkanlarıyla ihracatçıların yanında olan kurumların başında Eximbank’ın geldiğine işaret eden Toskay, devlet yardımlarını ihracat rakamı üzerinden verilen destekler olmaktan çıkarıp, ihracatı yönlendirme amacına yönelik olarak Ar-Ge, moda-marka, fuar-ofis desteği gibi bir istikamete sevk etmeye başladıklarını söyledi.
Toskay, “12 Temmuz 2002 yılı itibariyle fiilen ihracata devlet desteği olarak 121.6 trilyon lira para ödenmiş durumda. 39 trilyon lira da ödemeyi beklemektedir” dedi.
2023 YILINA KADAR STRATEJİ TAMAM
Teknik çalışma anlamında Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 2023 yılına kadar Türkiye’nin bugüne kadarki dış ticaret ve üretim performansını, yatırım, üretim ve ihracat ilişkilerini dikkate alarak yaptığı bir dış ticaret stratejisini bitirmiş durumda olduklarını bildiren Toskay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer, makul varsayımlar gerçekleşirse Türkiye’nin ihracatının 2023 yılında 450 milyar dolara varması mümkün gözükmektedir. Ancak, 550-560 milyar dolar civarında o tarihte bir ithalatın gerçekleşeceği hesaplanabilmektedir. Hesaplar sonucu, Türkiye’nin ihracatı ile 57 ülkenin ithalatını mukayaseli olarak değerlendirdik. Sonuçta bu yaptığımız analizde Türkiye’nin rekabet üstünlüğü olan mallarını pazarlar itibariyle tespit ettik. Türkiye’nin en önemli pazarı olana AB ile ticaret ilişkimizde Türkiye’nin AB pazarında ihracat üstünlüğü olan mallar belli. Ancak bu malların AB’nin ithalatı içindeki payı yüzde 10’un biraz üstünde. Bu AB ile olan dış ticaret ilişkilerimizi özellikle, ihracat ilişkilerimizi fevkalade kırılgan hale getiriyor.
NAFTA ülkeleriyle rekabet üstünlüğüne sahip olduğumuz ürünlerin, bu ülkelere toplam ithalatındaki payı da yüzde 10’un altında. Aynı ciddi sorunla bu pazarda da karşı karşıya geliyoruz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine baktığımızda durum biraz daha iyi hale geliyor. Merkezi Doğu Avrupa ve Rusya’yı ele aldığımızda daha fazla ürün satabiliyoruz. Rekabet gücümüzün yüksek olduğu ürün paketi genişlemeye başlıyor. Bunları dikkate almak mecburiyetindeyiz”
KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNE TEŞVİK ŞART
Türkiye’nin katma değeri düşük olan ürünleri hatalı olarak, yoğun bir şekilde teşvik ettiğini, bunlardan yavaş yavaş ayrılmak gerektiğini belirten Toskay, “Katma değeri yüksek olan sektörleri teşvik eden bir teşvik sistemini acilen yürürlüğe koymamız gerekiyor” dedi.
Üretim sektörlerini dışa açıklık bakımından da değerlendiren Tunca Toskay, ihracatı toplam üretiminin yüzde 25’ini geçen 43 sektör bulunduğunu belirterek, “Bu, Türkiye ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. Ancak 8 tanesinin içinde tam rekabet şartları var. Diğer sektörlerde ise eksik rekabet şartları içinde çalışıyoruz. Bu gelecekteki stratejik gelişmeler açısından üzerinde durmamız gereken bir nokta” dedi. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Ecevit: İhracata tam destek verilecek
