|
Akçakoca: Gerekiyorsa birleşin Akçakoca: Birleşmelerin önemi artıyor BDDK: Reytingcilerin değerlendirmesi eksik Vakıfbank: BDDK ataması olmadı BDDK: Pamukbank'ın zararı 4 katrilyon lira BDDK: YKB Fon'a devredilmedi BDDK: Sermaye açığı 224 trilyon |
|||
Akçakoca, kurulacak olan şirketin başarılı olmak için ya yüzde 100 özel, ya da yüzde 100 kamu sermayesine ihtiyaç olduğunu belirterek; Biz kamudan yanayız ama yasa Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna en fazla yüzde 20 iştirak hakkı tanıyor. Geri kalan yüzde 80i özel sektörden bulmaya çalışacağız dedi. Aktif yönetim şirketinin kurulmasının ardından bankaların mali olmayan iştiraklerini de bu şirketlere devredeceğini vurgulayan Akçakoca, bunun bankacılık sektörünü çok daha güçlü bir hale getireceğini söyledi. AĞUSTOSA KADAR ŞİRKET OLUŞACAK TMSF ve BDDK olarak kendi alacaklarıyla ilgili çalışmaları sürdürdüklerini belirten Akçakoca, bankalardaki sorunlu alacaklar için, özel varlık yönetim şirketleri imkanları konusunu araştırdıklarını ve bunun için bir proje grubu oluşturduklarını söyledi. Engin Akçakoca, şunları kaydetti: Biliyorsunuz yasa ile böyle şirketlere TMSF, varlığının yüzde 20 oranında ortak olabiliyor. Ancak tek bir şirket şartı yok. Birden fazla şirket oluşursa aynı oran onlar için de geçerli olur. Uluslararası tecrübelere baktık bu şirketlerin başarılı olması için ya yüzde 100 özel ya yüzde 100 kamu olması gerekiyor. Fakat nereden bakarsanız bakın kamu desteğini almış olan varlık yönetim şirketlerinin başarı oranı daha yüksek. Bizim amacımız ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte kurulacak varlık yönetim şirketlerinin önündeki engelleri kaldırmak, faaliyetlerini kolaylaştırmak, rahat çalışma imkanı ve ortamını sağlayabilmektir. Bununla ilgili yönetmelik çalışmamız var. Gelecek ay çıkartmayı düşünüyoruz. Ağustos ayına kadar böyle bir şirketin oluşmasını sonuçlandırmak, eğer yüzde 80 ortağı da bulabilirsek, katılımcıyı da bulabilirsek bu şirketi kurup piyasaya çıkartmayı amaçlıyoruz. MALEZYA MODELİ TARTIŞILDI BDDK tarafından düzenlenen panelde, Malezya modeli de tartışıldı. Malezya Varlık Yönetim Şirketi (Danaharta) Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Abdül Hamidy Hafız, 70 olan banka sayısı konsolidasyon sonucunda, 10a düşürüldü, bankalar varlık yönetim şirketine tahsili gecikmiş alacaklarını sattı dedi. Bankacılık sektöründeki krizi önlemeye çalışmak için üçlü yaklaşım benimsediklerini anlatan Hafız, büyük şirketler için yeniden sermayelendirme şirketinin (DANAMODAL) geliştirildiğini, bunun banka sermayesindeki erozyonu önlemeyi amaçladığını kaydetti. Banka sayısının konsolidasyon sonucunda 10a düşürüldüğünü belirten Hafız, bankaların DANAHARTAya tahsili gecikmiş alacaklarını sattıklarını söyledi. DANAHARTA çözüme yönelik çalışırken, DANAMODALın banka hisse sahiplerine yardımcı olmak amacıyla kurulduğunu belirten Hafız, hiçbir bankayı kredilerini satmaya zorlamadıklarını bildirdi. Abdul Hamıdy Hafız, bugün dünyada üç varlık yönetim şirketi bulunduğunu anlatırken de, şunları kaydetti: Birincisi hızlı çalışan şirkettir. İkincisi depo kurumu şeklinde görev yapar. DANAHARTA bunların arasındaki modeli seçti, (Biz bu kredileri alıp, onları yönetip sonra satmak istiyoruz) dedi. Gerçek bir varlık yönetim şirketi olarak çalıştıklarını, tüm bankalardan tahsili gecikmiş kredileri satın aldıklarını, sadece kredi satın alıp tutmadıklarını, bu kredileri sattıklarını da belirten Hafız, Hız çok önemli, vakit nakittir. Gecikilirse zorun çözülemez hale gelir. Güveni de geciktirirsiniz dedi. Hafız, DANAHARTAyı üç ayda hayata geçirdiklerini, 9 ayda 12-13 milyar dolarlık bir miktar satın aldıklarını ve bu kredinin yönetimini yaptıklarını bildirdi. TAHSİLİ GECİKEN ALACAKLAR BÜYÜK SORUN Dünya Bankası Program Yöneticisi Ruth Neyens de tahsili gecikmiş alacakların birçok ülkede sorun haline geldiğini, Türkiye ve Latin Amerikada da aynı deneyimlerin yaşandığını belirtti. Neyens, etkin hükümet liderliği, zamanında zararın tanımlanması, yönetimde saydamlık, hesap verme, hukukun üstünlüğü, mevzuat ve özel sektör işbirliğiyle bu sorunların çözülebileceğina işaret etti. Devletin tek tek borçları yüklenmeye kalkmaması gerektiğini vurgulayan Neyens, devletin sadece gözetim ve denetim yapması ve özel sektörü teşvik edecek bir ortamın yaratılması gerektiğini belirtti. Piyasaların makroekonominin genel durumunun istikrarlı olduğuna inanması gerektiğini anlatan Neyens, özel sektörün bu işin içine daha fazla dahil edilmesinin önemini vurguladı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||