|
Soru: Siyasi belirsizliğin ekonomik program açısından yaratacağı sorunlara dikkat çekerek seçim tarihinin belirlenmesini istemiştiniz. Ancak liderler “2004’e kadar seçim yok” açıklaması yaptı. Bu açıklama piyasalardaki belirsizlikle oluşan kaygıları giderebilecek mi?
Derviş: İnşallah, iç ve dış ekonomik aktörlerle sürekli konuşuyor, tartışıyoruz. Uzun süren bir ekonomik belirsizliğin maliyeti var. Maliyet faizdeki yüksekliktir. Bu maliyet eninde sonunda faize biniyor. Dolayısıyla bu belirsizliği asgariye indirmek Türkiye ekonomisinin yararınadır. Yani bu hesabı yapmamız lazım. Bu belirsizlik en iyi şekilde nasıl azalır... Ben siyaset uzmanı değilim. Onu da bilemem. Bu konuda çok farklı görüşler olabilir. Ama belirsizliğin azalması ekonominin yararınadır. Bunu vurgulamak istiyorum. 
 Derviş’in ekonomiye yönelik açıklamaları
Böyle sürüncemede kalan bir belirsizliğin sürekli gündemde olmasının istihdama, üretime, insanların refahına maliyeti var. Bunu sanıyorum herkes hesaba katmalı. Benim ümidim, arzum belirsizliği azaltmamız. Çünkü son haftalarda biraz fazla belirsizlik gözüktü. Diğer konu, dış yatırımcılar sürekli sorduğu için için vurgulamakta yarar var. Bize “seçim olsa ne olur, her şey alt üst mü olur?” diye soruyorlar. Olmaz diyorum. Türkiye bu reformları niye yaptı? Ekonomiyi sağlama almak için. Herhangi bir hükümetin de bunu hiçe sayarak sorumsuzca davranması beklenemez. Beklemeyin diyorum. Siyasal aktörler sorumlu olacak diyorum. Türkiye, yeni reformlarıyla ekonomisini kısa vadeli siyasal dalgalanmalara karşı bağışıklık kazandırdı. Tabiki bir maliyeti olacak. Ama ortalığı paramparça edecek bir şey yok diye anlatıyorum, buna da inanıyorum.
Soru: Seçimin maliyeti reel faizler ve borç yüküne yansımaları ne olur?
Derviş: Olay çok basit, uzun süren belirsizlik faize fark yapıyor. Daha yüksek bir faiz ödemek mecburiyetinde oluyoruz. Malesef borç yükümüz de ağır olduğu için bunun boyutu baya ciddi olabilir. Önümüzdeki 3 ya da 18 ay ya da 2 sene; o ayrı bir olay, ama bir seçimin maliyetine bakılıyorsa, bir tarafta seçim maliyeti varsa, öbür tarafta da eğer belirsizlik sürüyorsa o zaman da bu belirsizliğin bir maliyeti var. Bu iki şeyi bir kefeye koyup hangisinin daha ağır bastığını salim kafayla herkesin düşünmesi lazım. Belirsizliğin azaltılması için çeşitli yollar vardır. Durumun aynen güçlü ve uyum içinde devam etmesi de bir yoldur. Piyasanın, kamuoyunun söylenenlere inanması lazım. Söylenenin vatandaşa güven vermesi gerekiyor. Bunu sağlarsak bu maliyet önlenir.
Soru: Başbakan’ın sağlığıyla ilgili sorunların piyasalardaki yansımaları programın dayanıklılığı açısından sorun yaratacak boyuta gelir mi?
Derviş: Başbakanımız Türkiye’de tarihi ve büyük hizmetleri olan bir lider. Sağduyusu, dengesi olan, dengesiz işleri yapmayan, Türkiye’yi iyi bilen, ölçebilen bir insan. Böyle bir insanın iş başında olması o dengeleri tutması, aşırı sayılabilecek bazı hareketleri geçmişte yaptığı gibi önlemesi; tüm bunlar piyasa tarafından beklenen ve sevilen şeyler. Dolayısıyla hiç kuşkusuz Başbakan’ın sağlığı piyasayı ilgilendiriyor. Son haberler iyi, çok sevindirici. Herhangi bir programı bir ekonomik geleceği bir insana hatta birkaç insana bağlamamamız lazım. Gelişmek demek kurumların gelişmesi demektir. Türkiye’de birçok kurum çok fazla insanlara bağlı. Bazı diğer kurumlar ise, örneğin TSK böyle değil. Gayet kurum olarak işliyor ve güven veren bir yapı. Dolayısıyla siyasette de ekonomide de kişilere olan önemi biraz azaltmamız gerekir. Kurumlara kurallara ve sistemin işleyişine olan güveni artırabilirsek uzun vadede Türkiye’nin yararına olur. |
| DERVİŞ'İN LONDRA KONUŞMALARI |
| | | | |
|
| |
|
| | |
| |
Soru: Yurt dışından da bazı kurumların sizin siyasi tercihinize yönelik değerlendirmeleri oluyor. Amerika’dan CSİS’den gelen yoruma göre siyasete girerseniz DSP’den gireceğiniz belirtiliyor.
Derviş: Şu anda çok yoğun bir çalışma düzeni içindeyiz. 15 aydır sürüyor. Ve gerçekten yaptıklarımı, söylediklerimi herhangi bir siyasal amaçla yapmadım. Siyaset çok saygı duyduğum bir kurum, demokrasilerde çok da önemli. Fakat ben siyaset yapmadım. Siyasette bilgim ve deneyimim yok. Gerçekten bir ekonomistim. Ekonomiyi ve ekonomist olarak çalışmayı da seviyorum. Siyasetçi olarak ne ölçüde başarılı olacağım konusunda çok ciddi kuşkularım var. Siyaseti pek de seveceğimi tahmin etmiyorum. Ama her vatandaş gibi, kendi dünya görüşüme yakın bir partiyi, oluşumu destekleyeceğim. Şu anda ekonomiyle uğraşıyorum ve koalisyon dengeleri içinde çalışmam gerekiyor. Tabiki benim doğru bulduğum bir şeye destek vermek isterim. Ama bu şahsen benim siyaset yapacağım anlamına gelmez, gelmemeli.
| |
Derviş: Seçim felaket olmaz
Bankaların kara tahtaları siliniyor
