| | | | Küçük, 2000 yılında gerçekleşen uluslararası doğrudan yatırım miktarının 1 trilyon 271 milyar doları bulduğunu ve Türkiye’nin bu büyük miktarın sadece 982 milyon dolarlık kısmını kendine çekerek yarışta çok gerilere düştüğünü bildirdi.
TÜRKİYE’NİN PAYI GİDEREK AZALIYOR
Türkiye’nin, büyük bölgesel pazarlara yakınlığı, geniş iç pazar hacmi ve nitelikli işgücü ile uluslararası yatırımcılara birçok avantaj sunduğunu kaydeden Küçük, “Ancak hukuki güvence eksikliği, ekonomik ve siyasal istikrardaki dalgalanmalar ve Türkiye’nin uluslararası arenada tam anlamıyla tanınmaması gibi nedenler yatırımcıların ülkemize yeterince ilgi göstermesine engel olmaktadır” dedi.
Küçük, Türkiye’de uygun yatırım iklimi oluşturulması ihtiyacının, sadece uluslararası yatırımcılar değil, yerli yatırımcılar açısından da çok büyük önem taşıdığını kaydederek, yerli girişimcilerin rahatça yatırım yaptığı bir ortama yabancıların da mutlaka ilgi göstereceğini söyledi.
KURUMSAL ALTYAPI DEĞİŞMELİ
Tanıl Küçük, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırmak için bir yandan mali altyapısına, adalet düzenine, vergi ve teşvik sistemine, ticaret ve usul hukukuna ilişkin yeni düzenlemeleri acilen gerçekleştirirken, öte yandan da özel sektöre ait kurumsal altyapıyı geliştirmek zorunda olduğunu savundu.
Küçük, ülkeler arasında yaşanan yoğun rekabet ortamında Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırımlarla ilgili doğru adımları daha fazla gecikmeden atması için ilgili tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni bir an önce yapmasını dilediklerini de sözlerine ekledi.
Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürü Melek Us da, Türkiye’nin şu anda hareket etmek zorunda olduğunu belirterek, “Öyle bir noktadayız ki eğer hareket etmezsek elimizdeki yatırımcıyı da kaçırabiliriz” dedi.
Us, Türkiye’nin şu anda hareket etmemesinin mevcut yabancı sermaye pastasındaki payının düşmesine neden olacağını savunarak, Türkiye’nin yıllık 8-10 milyar dolar yabancı sermaye potansiyeli olduğunu, bu nedenle beklemeye tahammülü olmayan bir noktaya gelindiğini söyledi. Türkiye’ye yabancı sermaye gelmemesinde idari engellerin başı çektiğini ifade eden Us, bir yabancı sermaye şirketinin Türkiye’ye geldiği zaman 60 civarında belge vermesi gerektiğinin ortaya çıktığını kaydetti.
ARIMAN: PARANOYADAN KURTULMAK GEREKLİ
Yabancı Sermaye Derneği (YASED) Genel Sekreteri Abdurrahman Arıman ise Türkiye’de yatırım yapma kabiliyetine sahip işadamı sayısının azaldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Sevr ve kapitülasyon paranoyası olan bir ülkede yabancı sermayeyi konuşuyoruz. Biz kendimizi tanıtmayı pek sevmiyoruz. Ülkeyi pazarlama diyeceğim ama ülkeyi satıyor muyuz gibi intiba da uyandırıyor. Böylelerine vatan haini gözüyle bakıyoruz. Türkiye’de yabancı yatırım konusunda daha istek var mı, yok mu belli değil?”
Arıman, Türkiye’de bir yatırım ajansı kurulması konusunda Yabancı Yatırım Danışmanlık Kurumu’nun (FIAS), önerilerine TOBB, TÜSİAD, TİM ve YASED’in olumlu baktığını ancak bu kuruluşların FIAS’tan farklı olarak düzenleyici ve tanıtım fonksiyonlarının tek yetkili bir merci bünyesinde ayrı bölümlerde yürütülmesi, ana finansmanının bütçe dışından sağlanması ve ana merkezin Ankara’da olmasını istediklerini ifade etti.
PricewaterhouseCoopers Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Nas da, yabancı yatırımlar konusunda Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Macaristan’ın Türkiye’ye rakip olduğunu söyledi. Yatırımcının kendisini iyi hissetmesi gerektiğini ifade eden Nas, “Yatırımcı Türkiye’de kendini iyi hissetmiyor. Türkiye’ye şimdiye kadar gelen yabancı yatırımcı bize sormadan geldi” diye konuştu. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Özilhan: Enflasyonda herkes çaba göstermeli