|
TÜSİAD: Faizler daha hızlı düşürülmeli Özilhan: Sakıp bey haklı... TÜSİAD: Sorunların aşılması için etkili önlem gerek TÜSİAD: Türkiye bıçak sırtında gidiyor TÜSİAD hükümete öneri hazırlığında Derviş: Büyüme önündeki engel ağır borç yükü Derviş, "yılın ekonomi bakanı" |
|||
Tüsiad ayrıca, 2002de Gayrisafi Milli Hasıladaki artışın yüzde 2.1 olacağını tahmin etti. TÜSİAD Konjonktür Raporunda hükümetin hedeflerine yaklaşan bu tahminlerin, krizden çıkış açısından olumlu bir başlangıcın alt sınırını oluşturduğu vurgulandı. TÜSİAD, beklentilerin yılın ikinci yarısında iyimser bir havaya işaret ettiğini de vurguladı. REEL FAİZ BEKLENTİSİ YÜZDE 2.7 TÜSİADın, Türk ekonomisinin yeniden büyüme sürecine girmesi için faiz oranlarındaki düşüşün büyük önem taşıdığına inandığı vurgulanan raporda, şu görüşlere yer verildi: TÜSİAD 2002 senesinde ex-ante (dönem başında planlanan, dönem içinde ortaya çıkması umulan, beklenen) reel faizlerin yüzde 2.7, Türk Lirasının dolar karşısındaki reel değer kazancının yüzde 21.8 ve faiz dışı fazlanın GSMHnın yüzde 5.6sı olmasını beklemektedir. Büyüme hedefiyle birlikte değerlendirildiğinde, bu senaryo politika değişikliklerine göre toplam kamu borç stokunda yüzde 5-10 puanlık bir azalış öngörmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Merkez Bankasının enflasyonist bekleyişlerin düşürülmesi yönünde üstleneceği öncü rol, faiz oranlarının gerilemesi aracılığıyla büyümeye olduğu kadar kamu maliyesine de destek verecektir. Beklentilerin yılın ikinci yarısında iyimser bir havaya işaret etmekte olduğu kaydedilen raporda, gerek TÜSİADın uzun vadeli beklentilere ilişkin anket soruları, gerekse sektör derneklerinden gelen bilgilerin, yılsonuna doğru daha iyimser bir havaya işaret ettiği kaydedildi. EROZYON YARATILMAMALI Raporda, içinde bulunulan yapısal dönüşüm sürecinin orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin çehresini hızla değiştireceği ve sürdürülebilir büyümenin temellerini oluşturacağı dile getirilerek, şu görüşlere yer verildi: Ne var ki, bu geçiş sorunsuz ve mutlak bir süreç olarak düşünülmemelidir. Krizden çıkış için bir reform programı uygulayan tüm ülkelerde değişime uyum, siyaset dahil tüm kesimler açısından kolay olmamakta ve bu süreçlerde ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu çerçevede reformların toplumsal yapı üzerindeki etkilerine dikkat edilmeli ve ekonomik yapı sağlığına kavuştuğunda, üretimin tekrar başlamasına engel olacak çapta erozyon yaratılmamalıdır. Derin ve uzun süreli bir ekonomik kriz ortamında, krizleri üreten yapıyı ortadan kaldırmayı hedefleyen reform programlarının istihdam ve büyüme perspektifini tamamen gözardı ederek krizi derinleştirmesi, amaçlananın tersi sonuçlar doğurabilecektir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||