Home page
Haber Menüsü


 
İHKİB Başkanı Nuri Artok
Artok: Gerçek kaynaklara yönelinmeli
İHKİB Başkanı Nuri Artok, Türkiye’nin kendisine ait gerçek kaynaklara yönelmesi gerektiğini belirterek, bu kaynağın IMF’den alınan kredi değil, ihracatın kazandırdığı döviz olduğunu söyledi. Artok, kurların ihracat yönünden endişe yarattığını belirtti.
İstanbul
AA
 
    28 Ocak—  İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Artok, IMF’den sağlanacak kaynağın sadece zaman kazanmaya yarayacağını belirterek, “Türkiye kendisine ait olan gerçek kaynaklara yönelmek zorundadır. Gerçek kaynağın adı da IMF’nin sunduğu değil ihracatın kazandırdığı dövizdir” dedi. Sektörün 2001 yılı performansını değerlendirmek, ihracatın gidişiyle ilgili görüşlerini paylaşmak üzere bir basın toplantısı düzenleyen Artok, 2001 yılı için bundan daha berbat bir yıl görmediklerini, savaş yıllarını çağrıştıran bir yıl olduğunu söyledi.  

   
 
       
   
MSNBC News Artok: Kotalar için ısrarcı olmalıyız
MSNBC News Artok: İhracatçılar zarar görebilir
MSNBC News 2001'de ihracat % 14 arttı, ithalat yüzde 25 geriledi
MSNBC News Otomotiv ihracatında rekor: 3.8 milyar $
MSNBC News İhracat 2001'de 31 milyar doları aştı
MSNBC News Artok: Tekstil ihracatı 8 milyar dolara çıkabilir
MSNBC News İhracata yeni strateji son aşamada
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Artok, “Cebinizdeki paranın bir gecede değersizleştiği, hammadde bulamadığınız, bankacılık sisteminin felç olduğu ve endüstriyel anlamda söylüyorum; yek ekmeğe muhtaç kalındığı bir yıl oldu 2001” dedi.
       Enkazın temizlenmesi için yeni bir programın uygulamaya konulduğunu hatırlatan Artok, Devlet Bakanı Kemal Derviş yönetiminde uygulanan ekonomik programın bir öncekilerden temel farkının ekonomik sorunların nedenlerinin daha doğru tespit edilmesi olduğunu vurguladı.
       
İHRACAT DÖVİZİ ANA KAYNAK OLMALI
       Artok, bu temel sorunun Türkiye’nin kaynaklarının yetersizliği, yeni kaynak üretilmesi konusunda devletin düzenleyici rolünü oynayamaması ve var olan kaynakların da siyasiler tarafından popülist politikalar uğruna heba edilmesi olduğunu anlattı.
       Ekonominin ayağa kalkmasını sağlayacak gerçek kaynağın borçlanma değil Türkiye’nin yarattığı gelir kalemleri olduğuna dikkat çeken Artok, “Bunun adı da ihracattır. İhracat dövizidir. Bugün alınan borçlar yarın geri ödeme günü geldiğinde yeni bir sorun olarak karşımıza dikilecektir. Bu açık bir uyarıdır. Şimdi ihracat zamanıdır, ihracatçının desteklenmesi zamanıdır” dedi.
       Bu krizin Türkiye için, herkes için yeni fırsatları da beraberinde getirebileceğine işaret eden Artok, ancak kafaları değiştirmeden bir yere varmanın da mümkün olmadığını söyledi.
       
KURLAR İHRACAT AÇISINDAN ENDİŞE VERİCİ
       Artok, döviz kurlarının geldiği seviyenin ihracatçı açısından oldukça endişe verici olduğunu söyledi. Artok, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, dövizdeki düşüşe ilişkin olarak ihracatçının 2 ay öncesinde 1 milyon 600 bin lira kura göre oluşmuş fiyatlarla hammadde aldığını, malların tahsilat zamanı geldiğinde ise 1 milyon 300 bin liradan tahsil edildiğini ve bunun ihracatçı açısından ciddi bir bedel olduğunu söyledi.
       Fiyat tutturmada sorunlar yaşandığını dile getiren Artok, gerçek değerine oturan ve enflasyonla parelel giden bir kur uygulanmadığı takdirde ihracat açısından ciddi kayıplar verilebileceğine dikkat çekti.
       Devlet Bakanı Kemal Derviş’in kuru “rekabetçi kur” olarak ifade ettiğini hatırlatan Artok, “Biz bundan ülkenin ihracat yapabileceği, rakiplerine karşı çok fazla dezavantajlı olmadığı, sıcak para operasyonlarını hortlatmadığı kur anlıyoruz. Biz rekabetçi kura devam edilmesini istiyoruz” diye konuştu.
       
İYİLEŞME, AYAĞA KALDIRACAK DÜZEYDE DEĞİL
       İhracatın 1998 yılından bu yana kötü bir seyir izlediğini ve reel anlamda gerilediğini ifade eden Artok, 2001 yılında ihracat artışının dolar bazında yüzde 0.5 olduğunu belirtti.
       2001 yılının ilk yarısı itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 12’lik artış seviyelerinde bulunan sektörün ABD’ye ihracatının, 11 Eylül sonrası gelişmelerin ardından yılı yüzde 4.1 küçülmeyle kapattığını, markın dolar karşısındaki kaybının etkisiyle Almanya pazarında da dolar bazında ciddi ihracat geliri kaybı yaşandığına işaret eden Artok, yeni pazarlar olarak görülüp umut bağlanan Kuzey Afrika, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya Federasyonu pazarlarında da dramatik kayıplar olduğunu dile getirdi.
       Artok ihracattaki en sevindirici gelişmenin Avrupa’da İngiltere ve Fransa’ya yapılan ihracattaki yüksek oranlı artış ve Irak pazarındaki müthiş yükseliş olduğunu belirtti. Büyük bir bunalımdan geçildiğini, sıkıntıların çok büyük istihdam sorununa yol açtığını vurgulayan Artok, şunları söyledi:
       “Alınan kararlar ve uygulmalarla piyasalar bir ölçüde de olsa nefes almaya başladı. Ama bu iyileşme, hastayı ayağa kaldırıp koşturacak düzeyde değil. Oysa bizim gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatabilmek için koşmaya ihtiyacımız var. Türkiye bulduğu ve adı borç olan yeni dış kaynaklarla borçlarını çevirebilir hale geldi, kaynak sorunu da bir ölçüde giderildi. Ancak bu borçlanma sadece ve sadece zaman kazanmaya yarayacaktır. Türkiye önündeki kısa süreyi iyi değerlendirerek kendisine ait olan gerçek kaynaklara yönelmek zorundadır. Gerçek kaynağın adı da IMF’nin sunduğu değil ihracatın kazandırdığı dövizdir.”
       
İNSANLARIN COPLANMASINI ENGELLEYEMEZSENİZ
       Dünyada artık genetik bilimleri konuşurken kendilerinin 2001 yılında getirildikleri noktanın ellerindekilerin heba edilmesi noktası olduğuna işaret eden Artok, mayıs ayında uygulamaya konulan ekonomi programının ödünsüz uygulamasının getirdiği kısmi iyileşmeyi, piyasaların yeniden deygeye oturmaya başlamasını, yapısal reformlar konusunda atılan cesaretli adımları gözardı etmediklerini, bütün bunların son derece olumlu olduğunu, ancak endişelerinin uygulama ile ilgili olduğun dile getirdi.
       Artok, bankacılık reformundan demokratikleşmeye kadar alınan ve alınmakta olan bir dizi kararın uygulamasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Alınan kararların ardından gereken denetimleri yapamaz ve kamu kaynaklarının popülist politikalara kurban verilmesini, bankaların hortumlanmasını ve insanların coplanmasını engelleyemezseniz aldığınız kararlar ne işe yarayacak. Kaygılarımız uygulama ile ilgilidir” diye konuştu. Artok, şunları kaydetti:
       “Bürokrasi ortadan kaldırılacak dendi, bir adım ilerlenemedi. KDV ödemeleri hızlandırılacak dendi, bir gün öne çekilemedi. Suçlular cezalandırılacak dendi, Türkiye seninle gurur duyuyor sloganları ile salıverildi. İhracat desteklenecek dendi, Eximbank dışında kaynak yaratılamadı. O yüzden diyoruz ki tek çözüm geri ödemek zorunda olunmayacak parayı kazanmaktır. Bunun adı da ihracattır. İhracatın lokomotifi de hazır giyim ve konfeksiyondur. Lokomotifin teklemesi, tüm katarın yarışta geri kalması demektir. Emin olun ki ihracatın önemli bir bölümü, pazarı kaybetmemek uğruna maliyetine veya zararına yapılan satışlardır.”
       
İSTİHDAM SORUNU AĞIRLAŞTI
       İstihdam sorununun daha da ağırlaştığına işaret eden Artok, verginin tabana yayılmasını ve vergi oranlarının azaltılmasını istediklerini, Türkiye’nin buna bir yerden başlaması gerektiğini söyledi. Artok iş güvenliği yasa tasarısıyla ilgili olarak da, bunun Türkiye’nin ihtiyaçları göz önüne alınarak ele alınmasını istedi. Nuri Artok, “Güvenliği olmayan işin çalışan açısından ne gibi güvenliği olacak. Zaten insalarımız işsizken, insan çalıştırmak bir cezalandırma olarak görülürken Türkiye’de sosyal barışı bozacak bu yanlıştan dönülmeli” diye konuştu.
       ABD gezisine ilişkin soruları da yanıtlayan Artok, bu seyahatin ticari ilişkiler anlamında birinci etapta başarıya ulaştığını, çalışmaların başlatılması konusunda iyi niyet beyanı yapıldığını gördüklerini belirtti. Beklentilerinin tarifelerin simetrikleştirilmesi olduğunu söyleyen Artok, görüşmelerde önceden belirlenen konularda ısrarcı olunmasını istedi.
       Endüs
       Ayrıcalıklı endüstri bölgeleriyle ilgili olarak da Artok, “Beklentimiz bunun bir bölgeye sıkışıp kalması yerine tüm ülke sathına yayılmış avantajlar sağlamasıdır” dedi.
       İşadamlarının yurtdışında yatırımlara devem edip etmediğinin sorulması üzerine de Artok, devalüasyonun belli anlamda fiyatların daha rahat tutturulmasına yardımcı olduğunu, yılın ilk çeyreğide bu gidişte bir yavaşlama yaşandığını, ancak tekrar düşen kurun devam etmesi halinde askıya alınan projelerin tekrar başlayabileceğini anlattı. İhracatta 2002 yılı beklentisinin sorulması üzerine de Artok, “Bırakın yılın sonunu görmeyi ay sonunu görmeyi de güçlükle sağlıyoruz. Hazırgiyim sektörü 4 yıldır ciddi bir mücadele veriyor. Bu mücadele bu yıl da devam edecek. Makro ekonomik dengelerde olacak gelişmeler bunların seyrini etkileyecek. Kurların olumlu yansıması ve diğer olumlu gelişmler olursa bu sektör her yıl ihracatını yüzde 20 artırabilir” dedi.
       
ÜRETİM METROPOLLERDEN UZAKLAŞIYOR
       İhracatçı Birlikleri’nin kayıt rakamlarına göre Türkiye’nin toplam ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 14 artış gösterirken, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ihracatı sadece yüzde 0.5 artış gösterdi. 2000 yılında 7 milyar 451 milyon 166 bin dolar olarak gerçekleşen sektör ihracatı 2001 yılında 7 milyar 489 milyon 459 bin dolar oldu.
       Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 24.1 payla birinci sektör olma konumunu sürdüren sektörün 4-5 yıl önce toplam ihracat içindeki payı yüzde 30’lar seviyesindeydi. 2001 yılında toplam konfeksiyon ihracatının yüzde 72 gibi önemli bir bölümü İTKİB üzerinden yapıldı. 2001 yılında İTKİB’den gerçekleştirilen ihracat kayıtları bir önceki yıla oranla yüzde 2 geriledi. Bu veriler üretim ve ihracatın İstanbul gibi büyük metropollardan uzaklaşma eğilimi içinde olduğunu gösteriyor.
       
AB’YE İHRACAT YÜZDE 2.1 ARTTI
       Kayıt rakamları itibariyle hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında en büyük payı yüzde 68.7 ile AB ülkeleri aldı. AB ülkelerine yönelik ihracat, 2001 yılında yüzde 2.1’lik artış gösterdi. Almanya pazarının ihracat içindeki payı yüzde 32.3 olurken 2001’de Almanya’ya yönelik hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 6.2 oranında düştü.
       Fransa’ya yapılan ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 13, İngiltere’ye yapılan ihracat da yüzde 17.7 artış gösterdi. Portekiz, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan ve İrlanda gibi ülkelere yapılan ihracat da yüksek oranlı artışlar gösterdi. Bu ülkelerdeki söz konusu artışlar, ancak Almanya’ya ihracattaki düşüşü telafi edebildi.
       ABD’ye yapılan hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı da 2000 yılına göre 2001 yılında yüzde 4.1 oranında azaldı. Temel sebepleri 11 Eylül’den itibaren yaşanan süreç, kotalardaki sıkışıklık, ABD’deki durgunluk, bazı Türk firmalarının kota problemini aşmak üzere üretim ve ihracatını bazı Doğu Avrupa ülkelerine kaydırması olarak sıralanıyor.
       Ortadoğu ülkelerine yönelik sektörün toplam ihracatı yüzde 8.9 artarken, İHKİB kayıtları ile yapılan iracatta yüzde 4 oranında azalma tespit edildi. Ortadoğu’daki artış Irak ve İran’a yönelik oldu ve çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yerleşik firmalar tarafından gerçekleştirildi. Kuzey Afrika ükelerine yönelik ihracatta da yüzde 44.2 düşüş gözlendi.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları