Home page
Haber Menüsü


Bankacılık krizinde İsveç deneyimi...
İsveç’te 1989 yılında başlayan finans krizinde, batan batan bankaların ortaklarına doğrudan hiçbir ödeme yapılmadı. Banka sahiplerini değil, bankalarını kurtarma ilkesini benimsendi.
Ankara
AA
27 Ocak— İsveç’te yaşanan bankacılık krizi sırasında hükümetin genel olarak banka sahiplerini değil, bankaları kurtarma ilkesini benimsediği vurgulanırken, ilke olarak batan bankaların ortaklarına doğrudan hiçbir ödeme yapılmadığı kaydedildi.

   
 
       
   
MSNBC News FT: Bankacılık Yasası, kritik dönemeç
MSNBC News Bankacılık reformu ve ekonomik büyüme
MSNBC News Bankacılıkta ikinci neşter operasyonu
MSNBC News TOBB, bankacılık yasasından memnun
MSNBC News Bankacılık operasyonunun maliyeti 4 milyar dolar
MSNBC News Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor?
MSNBC News Bankacılık krizin diyetini ödüyor
MSNBC News Bankacılıkla ilgili önemli haberler
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Bankacılık ve Araştırma Grubu’nca gerçekleştirilen “İsveç Bankacılık Sistemi, Kriz, Krizde Yapılanlar ve Kriz Sonrası” başlıklı çalışmada, 1980 sonrası 30 büyük bankacılık krizinin pek çoğunun gelişmekte olan ülkelerde meydana geldiği, Norveç, Finlandiya ve İsveç’in ise istisna oluşturduğu vurgulandı.
       
KRİZ BAŞLIYOR
       İsveç’te 1989 Kasım ayına dek finansal krize yönelik işaret olmamakla birlikte ekonomide yoğun bir ısınmanın söz konusu olduğu vurgulanan çalışmada, 1989 yılında mevcut kira düzeylerinde kiracı bulmanın zorlaşmaya başlaması ile birlikte krizin ilk sinyalinin geldiği kaydedildi.
       Çalışmaya göre, Eylül 1990’da şirket yatırım sertifikaları çıkaran bir finans firması olan Nyckeln’in vadesi gelmiş sertifikalarını ödeyemez hale gelmesi bu piyasanın tamamına yayılan bir kriz başlattı. Kendini kurtarabilen finans firmaları banka kredilerine başvurmak zorunda kalırken, birkaç ay içinde başka finans şirketleri de iflas ettti.
       Yoğun rekabet ortamında bankalar, banka dışı finans kuruluşlarına da kredi açmaya başlarken, kriz bankacılık sitemine de yayıldı ve 1990 yılının sonunda yüzde 1 olan takipteki krediler, krizin doruk dönemi olan 1992 yılında yüzde 7.5’e kadar çıktı.
       
GAYRİMENKULDE DÜŞÜŞ İFLAS GETİRDİ
       Çalışmaya göre, kriz gayrimenkul piyasasında fiyatların düşmesiyle eşzamanlı olduğundan, genişleme sırasında bu sektöre kredi veren bankalar en fazla zararı gördü.
       1991 sonbaharında en büyük 6 banka içinde yer alan Första Sparbanken ve Nordenbanken’in yeni sermaye ihtiyaçlarının açığa çıkmasıyla ana sermayedar olarak devlet Nordenbanken’e sermaye katkısında bulundu, Första Sparbanken’e kredi garantisi verdi.
       Ancak 1992 baharında ihtiyaç yeniden ortaya çıkınca hükümet yeni bir garanti vermek zorunda kaldı. Eylül 1992’de Gota Bank iflas etti.
       
KRİZİN SİSTEMİK YAPISI KABUL EDİLİYOR
       Krizin sistemik yapıya sahip olduğu bu aşamada kabul edilirken, daha önce hiçbir garanti siteminin olmadığı ülkede, hükümet Gota Bank’ın sermaye hariç tüm yükümlülüklerini garanti altına aldı. Garanti kapsamı birkaç hafta içinde tüm bankaları içine alacak şekilde genişletildi.
        Kötü aktiflerin biriktirildiği bir “kötü banka” olarak Securum kurulurken, hükümet genel olarak banka sahiplerini değil bankalarını kurtarma ilkesini benimsedi.
       
ACİL DURUMDA ÖNEMLİ NOKTALAR
       Hükümetin acil durum uygulamasında ilk olarak kararlılık ve alınan karara geniş politik yelpazede destek göze çarpıyor.
       İkinci olarak da, batan bankaların ortaklarına doğrudan hiçbir ödeme yapılmazken, orjinal banka sahiplerine olabildiğince az servet transferi yapılarak bankacılık sisteminin korunması temel ilke oldu.
       
KUR KRİZİ
       İsveç’te bankacılık krizi Avrupa’da yaşanan döviz kuru mekanizma krizi ile birlikte eşzamanlı olarak ortaya çıktı. 1992 yazında ise kriz yüksek enlasyon ve birbirini takip eden devalüasyonların yaşandığı İsveç’e sıçradı.
       İsveç Merkez Bankası Riksbank, kronu koruyabilmek için gecelik faizleri yüzde 500’lere kadar çıkardı, döviz rezervlerinin bir kısmını, likidite sorununun aşılmasına yönelik olarak, bankalara mevduat şeklinde yatırdı.
       Ancak bu mali tedbirler geçici bir düşüş sağlarken, Kasım 1992’de sabit kurdan dalgalı kura geçilerek, kron yüzde 9, yıl sonunda da yüzde 20 değer yitirdi.
       
ALACAK KURULUŞU: SECURUM
       Ocak 1993’te kurulan Securum, yüzde 100 kamu sermayeli ve bağımsız olarak oluşturuldu. Varlığı takibe düşmüş alacaklardan oluşan bir portföy olan Securum’un temel görevi bu portföyün içerdiği ekonomik değerleri korumak olarak açıklandı.
       Kurum bu varlıkların elden çıkarılmasında en iyi fiyatı bulabilmek için emlak piyasasını dikkatle izledi. Aktifler, borsada doğrudan halka arzlar, borsa dışında kurumsal işlemler ve tek tek mülkler üzerinde bireysel işlemler şeklinde, 3 yolla satıldı.
       Bu işlemler tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde tamamlandı ve Securum 1997’de tasfiye edildi.
       
ENFLASYON HEDEFLEMESİNE GEÇİLDİ
       Kasım 1992’de sabit kur sisteminin çökmesini müteakiben Ocak 1993’te Merkez Bankası enflasyon hedeflemesi uygulamasını duyurdu. Ancak, Banka Yönetim Kurulu uygulamaya geçileceğini hükümetten herhangi bir destek açıklaması olmaksızın yaptı.
       
KRİZ SONRASI DURUM
       Kriz sonrasında İsveç ekonomisi uzun süreli bir büyüme ve istihdam artışı ile birlikte enflasyonda düşüş sergiledi. Kronun değerindeki önemli düşüş şirketlerin rekabet gücünü artırırken, karlara olumlu yansımaları oldu.
       Enflasyon hedeflemesi uygulaması hem enflasyonun, hem de özel sektörün enflasyon beklentilerinin düşürülmesinde etkili oldu.
       Bankacılık sistemindeki krizin bitişi parlamentonun bankalara destek verilmesinin onaylamasıyla başladı. Krizin tahmin edilenden kısa sürede aşılmasında makroekonomik gelişmeler ve krizin çözümüne yönelik ilkeler etkili oldu.
       Bu temel ilkeler, siyasi konsensüs, güvenin güçlendirilmesi, açıklık, organizasyon ve iş bölümü, destek verilecek banhkaların seçimi ve özkaynaklar olarak sıralandı.
       
MERKEZ BANKASI’NIN GÖREVİ
       Enflasyonun düşürülmesi ve finansal istikrarın sağlanması/korunması görevi bulunan Merkez Bankası’nın etkinliğinin ve bağımsızlığının artırılabilmesi için Merkez Bankası kanununda değişikliğe gidildi.
       Kanunla banka fiyat istikrarının korunmasından sorumlu hale geldi. Döviz kuru politikasına ilişkin nihai karar ve sorumluluk hükümete aktarıldı. Parlamentonun Merkez Bankası’na verebileceği talimatlar yasa ile kurala bağlandı.
       
BİRLEŞMELER ARTTI
       Kriz sonrası, bankacılık sisteminde birleşme ve devralmalar arttı, bankacılığın yanı sıra ipotek ve fon yönetimi gibi diğer finansal alanlarda da faaliyet gösteren büyük uluslararası finans kuruluşları ülkede etkin olarak çalışmaya başladı.
       Ülkedeki krizin ardından 1990’lı yılların sonunda bankacılık sistemi daha güçlü bir yapıya kavuşmuş görünürken, birleşme ve satınalmalar sonucu daha büyük bilançolara sahip ve daha sağlam özkaynak yapısına sahip bankaların sayısı arttı.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları