| | | | Cansızlar, Türk sermaye piyasalarının son 20 yılda hızlı ilerlemesine rağmen tatmin edici düzeye gelmediğini belirtti.
Yatırım kararlarının doğru alınabilmesi için enflasyon muhasebesi gerektiğini vurgulayan Cansızlar, “Önümüzdeki yıl tüm işlemlerde enflasyon muhasebesi sistemine geçilecek” dedi.
KAPALI TAHTALARDA DURUM
Cansızlar, bu arada, İMKB’de tahtası kapalı şirketlerin bilgi formlarının tamamına yakınının, Şubat ayı içinde borsaya gönderilmiş olacağını söyledi. Gelecek Şubat ayı içinde, bunların tamamına yakınının borsaya gönderilmiş olacağını kaydeden Cansızlar, “Peyder pey gönderiyoruz. 4 tane oldu” diye konuştu.
Gazetecilerin bu durumdaki bazı şirketlerin süre istediklerini hatırlatması üzerine de Cansızlar, “Veririz tabii. Ama bu süre 1 yıl da olmaz” dedi.
Gazetecilerin yeni bankacılık yasasında “Sermaye Piyasasa Kanunu şartlarından bu şirketler muaftır” şeklindeki ifadeyi hatırlatarak, “bunun nasıl aşacaksınız” sorusu üzerine de Cansızlar, şunları söyledi:
“Aşmak diye bir şey yok. Cumhurbaşkanı imzaladıktan sonra kanun yürürlüğe girecek. Ancak orada ‘Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu uygulanmaz’ hükmü, işlemlerin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması amacıyla getirilen, çok iyi niyetli bir yaklaşım. Ancak uygulamayla ilgili BDDK yeni düzenleme yaparken, bu düzenlemelerde beraber çalışacağız ki Sermaye Piyasası mezuatına aykırı bir düzenleme olmasın.” 
 Oral: Borçlanmada sorun yok
TANRIKULU: HEDEFLER YÜKSELTİLMELİ
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, sermaye piyasalarının önümüzdeki yıllarda binlerce şirketin hisse senedi ve tahvilinin işlem gördüğü düzeye ulaşmasının hedeflenmesi gerektiğini belirterek, bu doğrultuda gerekli olan tedbirlerin tereddütsüz yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.
Tanrıkulu, çok sayıda şirketin hisse senetlerinin yüksek oranlarda halka açılması işleminin bir taraftan piyasada güven oluştururken, diğer taraftan da çok sayıda insanın hisse senedine sahip olmasının sosyal dengelerin sağlanması açısından önemli bir faktör olduğunu söyledi.
Son yıllarda önemli ilerlemelere nazaran, Türk sermaye piyasalarının mali sistem içindeki payının, tatmin edici bir düzeye gelemediğinin altını çizen Tanrıkulu şöyle devam etti:
“Mali sistem içinde bankacılık ve kamu kağıtları ağırlıklı bir görünüm sergilemektedir. Söz konusu görünümde ekonomik istikrarsızlık yüksek ve değişken enflasyon oranları ile kamunun yüksek borçlanma ihtiyacı belirleyici olmaktadır. Şirketleşme kültürümüz ve menkul kıymetlere yatırım yapma kültürümüzün istenen düzeylere çıkmamış olması da diğer belirleyiciler arasında sayılabilir.”
Krizler ve sonrası dönemde en çok zarar gören kesimin ekonominin üretim cephesi olduğunu kaydeden Tanrıkulu, şöyle dedi:
“Üretimde sürekliliği sağlamak ve tekrar pozitif büyüme trendini yakalayabilmek için başlatılan ve özellikle TOBB ile ilgili bakanlıkların birlikte yürüttükleri çalışmalar nihayet sonuçlarını vermiş ve banka, kredi ayrılmaz ikilisine yeni bir ivme kazandırılmaya gayret edilmiştir. Son düzenlemeler kapsamında üreten kesimlere ayrılan yaklaşık 1,5 katrilyon liralık kaynak belki de yeni bir başlangıç ve bu kesimlere bakışımızdaki önceliğin önemli bir ölçüsü olacaktır.” | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Yabancı 2001'de alıma yöneldi