|
|
Yetkili (herhangi bir şey yazmayacağıma dair benden söz aldıktan sonra) bankanın durumunun kötü olduğunu söyledi. Sermayenin artırılması gerekiyordu. Ama adamın devletten 200 milyon dolar alacağı var, dedi yetkili. Verin parayı, sermayeyi arttırayım, diyor. Haksız değil. Toprakbank Fona devredildi Toprakın Güneydoğu Anadoludaki fabrikaları durumu daha da karmaşık hale getiriyordu. Bankayı kapatırsak Halis Toprak da fabrikaları kapatacak. Güneydoğuda zaten işsizlik felaket boyutta. O zaman ne olacak? HÜKÜMET IMFYE KARŞI GELEMEZDİ Toprakbankın kapatıldığını duyunca bu görüşmeyi hatırladım. BDDKya ve Türk hükümetine kalsa idi Toprakbank kapatılmayacaktı. Ama IMF, Türkiyeye yeni vereceği kredi karşılığında yapılmasını istediği işler listesine Toprakbankın kapatılmasını da koydu. Hükümet IMFye karşı gelemezdi. Bir ülke, elinde şapkası, Uluslararası Para Fonunun kapısına dikildi mi sadece gururundan değil egemenliğinden de fedakarlık etmek zorundadır. Ekonomik politikada artık bağımsız değildir. 1997de Güneydoğu Asya krizinde Tayland, Endonezya, Güney Kore ve Malezya bu gerçeği öğrendi. Onlardan önce (ve sonra) Güney Amerika ülkeleri öğremişti (ve Arjantin kanalı ile öğrenmeğe devam ediyor). Uluslararası Para Fonu, bir yanıyla, onun en büyük sermayedarı olan zengin devletlerin çıkarlarını yontan bir tornadır. Onun için, tek amacı dara düşen ülkenin ekonomisini düzeltmek için gerekli önlemleri listeleyip uygulanmasını empoze etmek değildir. Ayrıca zengin ülkelerin dara düşen ülkelerden talep ettikleri (ve dara düşülmeden önce alınamayan) ticaret ve yatırım tavizlerini de koparır. Bunların ne olduğunu Türkiyenin Fona verdiği (ve gittikçe daha karmaşık ve ayrıntılı bir hale gelen) niyet mektuplarında görmek mümkündür. SEYAHAT EDİLEN YOLLAR DÜZELTİLİYOR Batı, yeteneksiz ve düzeysiz politikacılarının elinde iflas eden Türk ekonomisini düzletirken Türkiyedeki ticari çıkarlarının üzerinde seyahat ettiği yolları da düzeltiyor. Toprakbank, belki de devletten alacaklarını tahsil etseydi bile batacaktı. Ama gerçek şu ki, alamadı. Ve batmasına, onu yatırım yapmaya teşvik eden ve sonra verdiği sözü tutmayan devlet neden oldu veya katkıda bulundu. Süleyman Demirel geçenlerde Türk insanının gözünde devlet dev idi, cüce oldu anlamında bir cümle kullandı. Demek istediği devletin dev olduğu, ama Bülent Ecevit ve ortaklarının onu halkın gözünde cüceleştirdiği idi. Gerçek tam öyle değil. Devlet hiç bir zaman dev değildi. Biz onu dev sanıyorduk, ama o hep bir cüce idi. Şimdilerde -IMF ekipleri gidip geldikçe, Toprakbank gibi hiç açılmaması gereken bankalar batmağa devam ettikçe- bu gerçeğe uyanıyoruz. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||