|
29 Kasım Devlet Bakanı Kemal Derviş, Türkiyenin hep beraber inanarak, güvenerek ve eşgüdüm içinde çalışması halinde, gelecekte yükselen pazarların ve sanayileşmiş dünyanın adayları arasında lider olacağını söyledi. Derviş, ranta dayalı ekonomik sistemi terk ederek, üretime dayalı modele |
IMF: Türkiye programı iyi uyguluyor IMF'ye verilen ek niyet mektubu Bağımsız İktisatçılar: IMF ile anlaşma iptal edilsin Derviş: 10 milyar dolar, mevcut programa yeni kaynak Derviş: Sorunları kısmen aştık Derviş: Hedef stabilizasyon değil IMF heyeti haftasonu geliyor IMF ile 3 yıllık yeni anlaşma IMF, faiz dışı bütçede ısrarlı IMF'den 10 milyar dolar ek kaynak |
|||
Derviş, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneğinin (ASAD) dergisinde yer alan röportajında, yaşanan ekonomik kriz ve ülkenin geleceğine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Kemal Derviş, uygulanmakta olan yapısal reformların temel amacının ekonomide etkinliğin artırılması ve sonucunda mevcut kaynaklarla daha hızlı ve sürdürülebilir büyüme performansının yakalanabilmesi olduğunu bildirdi. Programın başarıyla uygulanması sonucunda ekonomide istikrarın sağlanacağını, uzun vadede sürdürülebilir büyüme ortamının hazırlanacağını ifade eden Derviş, şu değerlendirmeyi yaptı: Enflasyonsuz bir Türkiyede toplumun bütün kesimlerinin refah düzeyleri daha sağlıklı biçimde yükselecek, istihdam ve verimlilik artacak, gelir dağılımı daha adil olacaktır. Umutsuzluğa kapılmak yerine artık ranta dayalı sistemi terk edip, üretime dayalı bir modele geçme zamanı gelmiştir. Hep beraber inanır, güvenir ve eşgüdüm içinde çalışırsak, Türkiye gelecekte yükselen pazarların ve sanayileşmiş dünyanın adayları arasında lider olacaktır. Türk ekonomisinde son yıllarda sıkça yaşanan ekonomik krizlerin ve sorunların nedenlerinin son aylarda veya son bir kaç yılda oluşmadığına dikkat çeken Derviş, ülke ekonomisinin 1980li yılların sonlarından itibaren çeşitli boyutlarda krizlerle sık sık karşılaştığını kaydetti. Derviş, o yıllarda yaşanan sorunların her seferinde kökenine inilmeden palyatif tedbirlerle çözülme yoluna gidildiğini belirterek, bunun da sorunların ve yarattığı krizlerin kartopuna dönüşerek, büyümesine ve son yıllarda yaşanan sıkıntıların doğmasına neden olduğunu kaydetti. ENFLASYONU YENMEK 2000 yılında uygulamaya konulan istikrar programının yeterli olup olmadığı sorusuna Bakan Derviş, şu yanıtı verdi: 2000 yılında uygulamaya konulan istikrar programının temel amacı, istikrarsızlığın temel göstergesi ve toplumsal adaletsizliğin de temel nedeni olan enflasyonu yenmekti. Programdaki kur çapası enstrümanı, beklentileri değiştirerek ve maliyetleri olumlu etkileyerek, enflasyonu hızlı bir şekilde düşürme konusunda teorik olarak yararlı bir araçtı. Ancak yapısal reformlar gecikti, petrol fiyatları öngörülenden fazla arttı, euro, dolar gibi aşırı değer kazandı, cari açık hızla arttı. Bunun akabinde faizler hızla yükseldi ve yeniden yapılandırılması konusunda geçmişte çok radikal aşama kaydedilemeyen bankacılık sektörü krize girdi. 11 EYLÜLÜN ETKİLERİ AŞILMAYA ÇALIŞILIYOR Derviş, 11 Eylül tarihinde ABDye yönelik saldırının sonuçlarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de belirsizlik dönemi yarattığını kaydederek, şu anda bu belirsizlik döneminin en az maliyetle aşılması üzerinde yoğun çalışmalar yaptıklarını bildirdi. Kemal Derviş, saldırı sonrası Türk ekonomisinde ortaya çıkan olumsuzlukların üstesinden gelineceğini ifade etti. Bakan Derviş, 2002 yılına ilişkin program, bütçeye nihai şeklin verilmesi çalışmaları ve bütçenin TBMMdeki yasalaşma sürecinin de halen sürdüğünü hatırlatarak, bu çalışmalara bağlı olarak olası dış finansman desteği de göz önünde bulundurularak, 2002 yılının finansman çatısının netleşeceğini bildirdi. Devlet Bakanı Derviş, açıklamalarında şu görüşlere yer verdi: Ancak genel çerçevede bakıldığında başarı sağlanmaya devam edildikçe, yapısal konularda gerekli adımlar kararlılıkla atıldıkça, içeride ve dışarıda güvenin tesis edilmesi süreci ivme kazandıkça, borçlanmada vade uzaması, faizlerde de düşüş gözlenecek ve kamu finansmanında rahatlık sağlanacaktır. Yaşanan kriz tüm kesimler üzerinde sıkıntı yarattı. Bunu biliyorum. Geçmiş programlardaki kur taahhütlerinin yerine getirilememesi, piyasalarda bir güvensizlik yarattı. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının kararlılıkla uygulanması bile başlı başına bir daha ekonomik krize girilmemesi için önemli bir önlemdir. UYGULAMALAR DIŞARIDA DESTEK BULACAK 2002den beklentiler nelerdir? Türkiyeyi nasıl bir gelecek bekliyor sorusuna ise Devlet Bakanı Derviş, 2002 yılına ilişkin program uygulaması konusunda kararlı bir tavır takınıldığını vurguladı. Derviş, şöyle dedi: 2002 programı ve bütçesinin disiplinli bir maliye politikası üzerine kurulmuş. Her şeyden önemlisi uluslararası mali kuruluşlar tarafından da gerekli desteğin sürdürüleceği mesajı alınmıştır. Burada önemli olan ödemelerin ertelenmesi veya ne kadar ek kaynak sağlanacağı değil, ekonomi politikalarında kararlılık bulunduğu ve sürdüğü sürece, dışarıda da destek bulunacağıdır. Türkiye özel sektörün girişimci ruhunu gerekli ekonomi politikaları, enstrümanları ve yapısal reformlarıyla teşvik ederek önündeki engelleri kaldırarak, motive edebilirse aradığı sürdürülebilir kalkınma modelini yerleştirecektir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||