Home page
Haber Menüsü


30 Mart haftasının kitapları
Mart ayının son haftasını, romanlar ve de Tomris Uyar’ın YKY tarafından basılan Sait Faik ödüllü öykü kitabı ‘Yürekte Bukağı’dan oluşan bir derleme ile kapatıyoruz.
NTV-MSNBC
    30 Mart 2004 —  “Onur ve utanç, belirli koşullardan kaynaklanmaz; sen kendine düşeni iyi yap; asıl onur bundadır.” [An Essay on Man, Alexander Pope, 1733]  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       
YÜREKTE BUKAĞI
       Tomris Uyar
       
       Tomris Uyar’ın 1979 yılında Sait Faik Öykü Armağanı kazanan öykü kitabı ‘Yürekte Bukağı’, Yapı Kredi Yayınları’nın edebiyat dizisinden çıktı.
       Bukağı, bir ağır ceza yükümlüsünün kaçıp kurtulmasını engellemek için ayağına vurulmuş pranganın ucundaki demir halka da olabilir, yırtıcı bir kuşun evcilleştirilmesi için ayaklarına bağlanmış ipeksi bir mendil de...
       Ama bukağı yüreğe vurulursa ne olur?
       Geçen yıl aramızdan ayrılan, Türk edebiyatının ustalarından Tomris Uyar bu öykü kitabında bir sıkıyönetim döneminde yaşamın her alanında yüreklerine bukağı vurulmuş kişileri ele alıyor.
       
       “Savaşlar, kırımlar, hep başka yerlerde, dışarıda
       geçmiş.
       Gelip gidenlerden böyle birkaç iz kalmış.
       Bu toprak eski, yorgun cansızlıktan.
       Deniz, artık vereceği bir şey kalmamışçasına yorgun
       vuruyor kıyıya.
       Radyoda fasıl: Sensiz ey şuh... Saat beş buçuk demek.
       Yorgunum. Verebileceklerimden, veremediklerimden
       yorgunum. Bitirdiklerimden.
       Bir alsalardı, o yürekliliği gösterselerdi...”
       
       Yapı Kredi Yayınları Tomris Uyar’ın öykülerini yayımlamaya ilk kez 1973’te basılan ‘Dizboyu Papatyalar’ ile devam edecek...
       
       Yapı Kredi Yayınları, 96 sf.
       Dizi: Edebiyat - 590
       Tür: Öykü(ler)
       


       
YILLAR
       Virginia Woolf
       
       Virginia Woolf Yıllar’da, üç nesil boyunca Londralı Pargiter ailesinin izini sürüyor. 19. yüzyılın kapanıp 20. yüzyılın aralandığı günlerdeki hızlı dönüşümü, farklı kuşakların gözünden ele alan yazar, böylece bir döneme de ayna tutmuş oluyor.
       Kahramanlar modern hayatın günlük alışkanlıklarına getirdiği değişime ayak uydurmaya çalışırken, başarısızlıklarla yüklü bir geçmişten sıyrılarak umut dolu bir yüzyıla yelken açıyorlar.
       1937’de yayımlandığında, aylarca çok satan listelerinde kalan ve yazara daha önce hiçbir kitabının sağlamadığı bir popülerlik kazandıran Yıllar, bireyin modern dünyadaki yeri ve tekil varoluşların anlamı üzerine bir eser.
       
       “...Yıllar, geçmişten farklı bir gelecek için umut beslemenin ve bu geleceğe dair öngörüde bulunmanın haklılığını vurguluyor.” [Jeri Johnson]
       
       Virginia Woolf (Yazar)
       25 Ocak 1882’de Londra’da doğdu. Roman türüne yaptığı özgün katkılarla edebiyat tarihine adını yazdırdı. Aynı zamanda döneminin en önemli eleştirmenlerinden biri olarak Kabul edilir. 1925 yılında yayımlanan ‘Mrs. Dalloway’ (İletişim, 1999) ünlü yazarın adıyla anılacak ‘bilinç akışı’ tekniğinin en başarılı örneğidir.
       Virginia Woolf, 28 Mart 1941’de içine düştüğü ruhsal bir bunalım sonrasında evlerinin yakınlarında bir nehre atlayarak intihar etti.
       
       Çalışmaları (Toplam 9 Kitap)
       ‘Dalgalar’ - Toplu Eserleri 6
       ‘Deniz Feneri’ - Toplu Eserleri 2
       ‘Flush’ - Toplu Eserleri 5
       ‘Jacob‘un Odası’ - Toplu Eserleri 4
       ‘Kendine Ait Bir Oda’ - Toplu Eserleri 7
       ‘Mrs. Dalloway’ - Toplu Eserleri 1
       ‘Orlando’ - Toplu Eserleri 3
       ‘Perde Arası’ - Toplu Eserleri 8
       ‘Yıllar’ - Toplu Eserleri 9
       
       İletişim Yayınları, 384 sf.
       Çeviren: Oya Dalgıç
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı -192
       


       
SUDA DANS EDEN ŞEYTAN
       Sierra Leone’nin Öyküsü
       Aminatta Forna

       
       “Onur ve utanç, belirli koşullardan kaynaklanmaz; sen kendine düşeni iyi yap; asıl onur bundadır.” [An Essay on Man, Alexander Pope, 1733]
       
       Bir kız çocuğunun, babasını, ailesini, ülkesini ve yaşadığı kıtayı anlatan anıları ...
       Sierra Leone, bir zamanlar ‘Afrika’nın Atina’sı’ diye bilinen küçük bir ülke. Fakat Üçüncü Dünya’nın diğer bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkeleri gibi, Batı’nın zulmünden ve açgözlülüğünden payını almaktan kurtulamayan bir kadere sahip; kanlı elmaslar ve siyasi çıkarlar uğruna yüzyıllar boyunca bu boyunduruğu başından defedemiyor. Nihayet 1961’de bağımsızlığına kavuştuktan sonra da, bu defa Batı eğitimi almış yoz siyasetçilerin ve askerlerin çıkarları, ülkeyi başka bir kaosa sürükleyip kan gölüne çeviriyor.
       Yarı-İngiliz, yarı-Afrikalı bir gazeteci olan yazar Aminatta Forna, elinizdeki romanda, bağımsızlık döneminin önemli siyasetçilerinden olup, devlet başkanı Siaka Stevens tarafından haksız yere vatana ihanetle suçlanarak idam edilen babasının hayatı ve ölümünü çevreleyen sessizliği bozmak için, çocukluğunun geçtiği Sierra Leone’ye dönüyor ve kendi trajik geçmişi üzerinden bütün ülkenin ve kıtanın tarihiyle hesaplaşıyor...
       
       Agora Kitaplığı, 512 sf.
       Çeviren: Mefkure Bayatlı
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı - 4
       Tür: Roman
       


       
NABOKOV’UN KEDİSİ
       Thomas Lehr
       
       15 yaşındaki Georg’un ağzına attığı ilk LSD hapı, zar zor atlattığı bir korku yolculuğuna dönüşür. O andan itibaren hayatını uyuşturucunun değil, “görmenin ve düşünmenin” belirleyeceğine dair kendine söz verir. Ancak tam bu sırada karşısına Camille çıkar.
       Georg ve Camille, küçük taşra kenti S.’de klasik bir gençlik aşkı yaşarlar. Kısa bir süre sonra da ayrılırlar; ama bu, sonradan yönetmen olan Georg’un görsel ve dilsel imgeleminde yatan tuhaf aşk hikâyesinin sadece başlangıcıdır.
       Uzun yıllara dağılan karşılaşmalarıyla birlikte, Georg’un içinde Camille’in tek gerçek aşkı mı, yoksa erotik bir takıntının kendisi tarafından abartılmış hâli mi olduğuna dair bir kuşku büyümeye başlar. Bu kadın, 25 yıl sonra bile onun için yaşamının en etkili ve tehlikeli uyuşturucusudur.
       Georg, yaşamının çeşitli dönemlerinde bazen Camille’le, bazen de Camille’in hayaliyle farklı biçimlerde yüzleşmek zorunda kalır. Yoksa âşık olduğu kadın, kendi hayal gücünün sınırlarını öğrenmek için kullandığı bir araç mıdır?
       ‘Nabokov’un Kedisi’ bir bağımlılığın öyküsü; kadını ve erkeğin zihnindeki kadın imgesini sorgulayan, bunun yanı sıra “herhangi bir şeye inanmak için daima fazla akıllı olan” 68 sonrası kuşak hakkında da söyleyecekleri olan, erkek cinselliğinin zihinsel kurgusu üzerine ironik, sinematografik ve sınırsız bir anlatı.
       
       Gendaş Kültür, 477 sf.
       Çeviren: Esen Tezel
       Dizi: Dünya Edebiyatı - 74
       Tür: Roman
       


       
ALİ VE NİNO
       Kurban Said
       
       Kurban Said’in başyapıtı olan Ali ve Nino, ilk kez 1937’de Viyana’da yayımlandığında, yüzyılın ölümsüz aşk romanlarından biri olarak değerlendirilmiş, ‘Romeo ve Juliet’, ‘Rüzgar Gibi Geçti’, ‘Dr.Jivago’ gibi unutulmaz aşk öyküleriyle kıyaslanmıştır. Egzotik çöl manzarasını fon alan bu büyüleyici roman, farklı dinlerine, kültürlerine ve savaşa rağmen birbirlerine tutkuyla bağlı kalan iki insanın öyküsünü anlatır.
       Hazar Denizi’nin kıyısında Bakü’de Asya ile Avrupa, Müslümanlık ile Hıristiyanlık, Doğu ile Batı iç içe ama karşı karşıya yaşamaktadır.
       Yüzü Doğu’ya dönük olan Ali Han Şirvanşir ile Avrupalı duyarlılığına sahip olan Nino Kipiani okul yıllarında birbirlerine âşık olurlar. Bu imkânsız aşkı yaşatabilmek, Doğu ile Batı arasındaki sınırı kaldırmak kadar zordur.
       Birinci Dünya Savaşı ve Rus Devrimi boyunca, Azerbaycan’ın da bağımsızlık savaşı verdiği bu kaotik ortamda Ali, Asyalı atalarının inançlarıyla Nino’ya olan bağlılığı arasındabir seçim yapmak zorunda kalır.
       ‘Binbir Gece Masalları’ tadındaki bu kitabın günışığına çıkışı en az Ali ve Nino’nun öyküsü kadar gizemli ve ilgi çekici.
       Bakü’de doğup Avrupa’da yaşayan Lev Nussimbaum ile Avusturyalı Barones Elfriede Ehrenfels’in ‘Kurban Said’ imzasını kullanarak birlikte yazdıkları tahmin edilen romanın hangi bölümlerinin kimin kaleminden çıktığı yanıtlanamayan bir soru olarak kalmış.
       
       Everest Yayınları, 240 sf.
       Çeviren: Mehmet Harmancı
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı - 57
       Tür: Roman
       


       
19
       Hakan Karahan
       
       Alfa Yayınları tarafından okura sunulan, Hakan Karahan’ın ilk polisiye romanı “19”, savaşçı karakterli Sinan Dorukan’ın, beş gün içinde, farklı ülkelerdeki bir finans skandalının izini sürerken başına gelen olayları, psişik ve felsefi bir bakış açısıyla, polisiye örgü içinde anlatıyor.
       Feramuz Güvenlik’in ilk macerası olan ve polisiye bir serinin ilk kitabı olarak çıkan “19”da Hakan Karahan, yarattığı Sinan Dorukan karakteri ile Matt Helm, James Bond ve Derek Flint’in ardından 21. Yüzyıl’ın ilk gerçek kahramanını tanıtıyor okura ...
       İlk dört kitabını, profesyonel iş yaşamı süresince yazan ve “19” adlı kitabını istifasından sonra sekiz ayda tamamlayan Hakan Karahan 1960 yılında İstanbul’da doğdu.
       Karahan’ın, ‘Yeni Başlayanlar İçin Aikido’ isimli spor kitabı, ‘Kafamdaki Ses’ ve ‘İntizar’ adında iki şiir kitabı ve 2001 yılında yayımlanan ‘Sürüden Ayrı’ adlı romanı bulunuyor.
       Feramuz Güvenlik’in ilk macerası “19”, polisiye kurgu takipçilerinin yanı sıra, içerdiği finansal detaylar, psişik olaylar ve felsefi mesajlar ile farklı okurların da ilgisini çekiyor.
       
       Kitaptan Alıntılar:
       “... Bu kağıt parçasının bir tarafına yaşam öbür tarafına ölüm yazıldığını düşün. Aradaki küçücük mesafenin çok büyük anlamı vardır. Ara, tüm hayattır. Bütün gizler milimetrik kalınlık içerisinde saklanmıştır. Aikido öğretisinin felsefesi basit bir sırrı açığa kavuşturmaktan geçiyor. Hayatının daha iyi olması için önce kendini iyileştirmek zorundasın. Buradaki mucizeye, ruhunu ve fiziki kabiliyetlerini geliştirmeye çalışarak ulaşabilirsin. Aikido spor değildir. Bir disiplindir. Kafayı, vücudu ve ruhu eğitim prosesinden geçirmektir. Fiziksel teknikler asıl amaç değildir. Kişisel gelişme ve ruhsal büyümenin araçlarıdır. Aikido iç sesini dinlemeyi, derinliklerine bakıp kimliğini ve hayattaki amacını sorgulama meziyetlerini öğretiyor... ”
       
       “... Erkeklerin yaş vasatisi otuzbeşlerin yukarısına doğru, kadınların ortalamaları otuzların altına doğru, kiloları ise ellibeşin aşağısına ciddi mesafe kaydeder. Tenler bronzlaşır. Hakim renk kavalyelerde siyahtır. Damlar ise yarı çıplak olduğundan markası hariç giyilen kıyafetin önemi yoktur. Ben bu saatleri çok severim. Gece yarısından sonrasına ise bayılırım. Orkestra yerini orta şiddette soul tipi müziğe bırakır. Mandarin (Bar), zengin ve yalnız insanların karşı cinsle tanışacağı, en pahalı Lejyoner kızların vahşice avlanacağı bir orman halini alır. Ne de olsa çoğu yetişkinin aşk ve seks hayatı birbirinden farklıdır ...”
       
       “... Erkekler saatte ortalama altı kere seks düşünür. Oysa ortalama haftada bir buçuk kere sevişir. Aradaki fark, dünyada ayda altı milyon dolarlık Penthouse, Playboy gibi dergilerin satışları ile gene ayda bir trilyon dolarlık porno ve fuhuş endüstrisinin gelirini yaratır ...”
       
       “... Cesur ol! Özgür ol! Gerçek hoca sensin. Bu senin hayatın. Sana armağan edilmiş. Sen yaşa diye… Başkaları sana nasıl yaşayacağını söylesin diye değil. Öğreneceklerine sen karar ver. Senin için ne geçerliyse, o geçerlidir. Temelde ne istediğini keşfet. Korkmadan istediğin kişi ol. Yeter ki kendin için doğru şeyleri dilemek adına, yüreğinin en ücra köşelerine kadar bakmaya cesaret edebilesin ...”
       
       Alfa Yayınları, 265 sf.
       Dizi: Edebiyat -16
       Tür: Roman
       


       
PRİMİTİF
       Stephen Amidon
       
       Primitif, aşk, suç, ihanet üzerine bir roman.
       “Sara’nın başında dikildi ve o anda ona her şeyi yapabilirmiş gibi geldi. Onunla sevişebilirdi. Onu bırakıp gidebilirdi. Boğarak öldürebilirdi. Bundan kimsenin haberi olmazdı. İşte buradaydı, bu kadın. Buralarda kimse onun adını bilmiyordu, kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Bu David’ın sırrıydı.”
       Hayatınız bir yapboz kadar parçalı mı? Tek renk ve tekdüze ama paramparça… Peki ona biraz renk katmak istediğinizde parçalar bir daha yerine oturacak mı?
       Sessiz bir kasabada monoton yaşamını sürdüren David, bir trafik kazası ile her şeyin değişeceğini bilemezdi. Esrarengiz bir kadının yaşamına girmesi ile başlayan olaylar, aşk, ihanet, cinayet üçgeninde devam ederken, David şimdiye kadar hiç sormadığı bir sorunun cevabını bulacaktı: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
       Stephen Amidon, gazeteci, editör ve eleştirmen olarak on beş yıl boyunca Londra’da çalıştıktan sonra Massachusetts’e döndü.
       Yazarın diğer eserleri arasında Splitting The Atom, Subdivision, Thirst ve New City bulunuyor.
       
       Kitaptan Alıntılar:
       “... Depoda bulunanların arasından hızla çekip çıkardığı her kullanılmayan küf kokulu eşyayla birlikte hatıralar da yoğun ve hızlı bir şekilde zihninde canlandılar. Fırtınaya yakalandıkları zamanı hatırladı, gök gürültüsü o kadar yakınlarındaydı ki birbirine çarpan havayı hissetmişlerdi; aralarına düşen kuvvetli bir ışıkla uyandıkları sabahı hatırladı, bu bir kurşun deliğiydi ve kurşunun çadırın nemli yüzeyinde delik açışını duymamışlardı. Bir de dik bir kayalığın üzerine kafaları iyiyken oturup, bir delta kanadın yüzlerce metre düşerek, sanki okyanusa dalarmış gibi bir köknar örtüsünün içinde kayboluşunu izledikleri öğleden sonra vardı...”
       “... David ön camın yanında, yerde duran bir şey fark etti. İlk önce bunu gazete sandı ama sonra bunun bembeyaz yapboz olduğunu anladı. Sara onu yapıp bitirmişti. Ayağa kalktı ve yapboza doğru yürüdü. Vay canına, bunu birkaç saat içinde nasıl yapmıştı? Neredeyse iki yüz parça olmalıydı. David kutunun kapağını kaldırdı. Günler süren eğlence. En zor seviye...”
       “... Annemin bazı resim malzemeleri vardı bende ama oradan oraya taşınırken kayboldular. Resimlerinin Leonardo’nunkiler gibi olduğunu düşünürdüm ama böyle düşünmem doğaldı herhalde, değil mi? Evet, sadece ikimizdik. Annem ve ben, bilemiyorum, gerçekten çok yakındık. Tüyler ürpertici türden bir yakınlık...”
       
       Plan b Yayınları, 380 sf.
       Çeviren: İlke Bilge
       Dizi: Modern Dünya Edebiyatı- 4
       
 
       
    MSNBC News 23 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 16 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 9 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 2 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 24 Şubat haftasının kitapları
MSNBC News 17 Şubat haftasının kitapları
TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları