| | | Kandilli Rasathanesi yetkililerinden Dr. Doğan Kalafat bu tür depremlerin şiddetinin 7 mertebesine kadar ulaşabileceğini söyledi. Kalafat şunları söyledi:
Şu ana kadar bölgede 3.2 ile 4.5 arasında hissedilen türde olanların büyüklükleri 4.5a kadar ulaştı. Yine 4.5un üzerinde de artçı sarsıntılar olabilir. Bu bakımdan orada yaşayan halkımızın dikkatli olmalarını tavsiye ederiz. Artçılar bir müddet daha devam edebilir, izliyoruz. Can ve mal kaybının az olması çok sevindirici.
-5.9 büyük bir deprem sayılabilir mi?
Evet. Genelde bizim gibi olan ülkelerde 5.9lik depremin hasar boyutları zemine ve sosyo ekonomik yapıya bağlı olarak da değişebilir. Bu Batıda farklı doğuda farklı olabilir. Bu bina tasarımı ve yapımıyla da ilişkili olduğu için değişken. Ortalama yapılan istatistikler bu tür büyüklükte bir depremin şiddetinin 7 olduğunu, özellikle bizim deprem mühendisliği birimindeki analbilimdalında yapılan çalışan bu tür depremlerin şiddetinin 7 mertebesine kadar çıkabileceğini, merkeze yakın binaların yüzde 3ünün hasar görebileceğini ifade etmekte.
-Büyüklük ve şiddet arasındaki fark yanlış biliniyor bunu da açıklar mısınız?
Şiddet tamamen depremin canlılar, binalar ve arazi üzerindeki etkilerine göre verilir. Aletsel büyüklük de farklı bir kavram, bir birimdir. Ama kendi arasında da aletsel büyüklük ve şiddet arasında da bir amfirik bağlantı vardır. Yüzey ölçümleri konusunda her zaman olduğu gibi, Amerikan jeoloji dairesinden bir bilgi verdi. Onlar yüzey dalgalarını ölçerek 6.1 olarak veriyorlar rakamı.
-Sizde yüzey ölçümü onusunda herhangi bir çalışma var mı?
Bizim verdiğimiz de yüzey dalgası ölçüsü şu anda verdiğimiz. Fakat, yüzey dalgaları uzak istasyonlarda daha güzel görüşürler. Dolayısıyla periyot okuması ve dalgaların dalga formu olarak kaydedilmesi daha rahat olur. O bakımdan 0.1, 0.2 gibi birim olarak değişiklik çok normaldir. Genelde bakarsınız bütün sismik şebekelerde, sismik metro çalıştıran ülkelerde bu birimler üç aşağı beş yukarı oynar. İsviçreye bakın, orada 5.5, 5.6 veren şebekeler de var. Bu çok doğaldır. Alet donanımına bağlı olarak, dalga formunun kaydedilmesine göre değişen bir şeydir. Bu tamamen teknik bir olaydır.
-Depremin yolculuğu, Kuzey Anadolu fay hattı karakterinden. Daha önce Batıya doğru gidiyordu. 1967deki adapazarından sonra marmara depremini, ardından düzce depremini yaşadık. Şimdiki Çankırı, Çerkeş Düzcenin doğusunda, acaba Kuzey Anadolu fay hattında Doğuya doğru bir yönelme mi söz konusu?
Kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ama, bildiğimiz şu: Kuzey Anadolu Fayı İzmit Körfezinden itibaren rejim olarak Batı Anadolunun açılma rejimi etkisi içerisine de girmektedir. Dolayısıyla, İzmit Körfezinden Batıya doğru düşündüğümüz olaylarda muhakkak bir soru işareti vardır. Ama doğuya döndüğümüzde Kuzey Anadolu fayının gerçek rejimini görüyoruz. Orada elimizdeki bulgular kesindir. Rejimin özelliklerini üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Dolayısıyla, Düzce depreminden sonra tabii ki Düzce Fayının hemen Doğu ucunda olan fay toplulukları veya fay parçacıkları etkilenmiştir. Bu etkilenmeden dolayı da o bölgede, Bolunun doğu tarafında bir aktivitenin olması da doğaldır. Ama bizim handikapımız bunun ne zaman olacağını söyleyebilmek. Bunda zorluk çekiyoruz. Bugün için bunu söylememiz mümkün değil ama, bu olgu kesindir.
| |