Home page
Haber Menüsü


Türkiye’nin niyet mektubu açıklandı
IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı”nı onaylamasının ardından, Türkiye’nin sunduğu niyet mektubu da kamuoyuna açıklandı.
Ankara
AA
16 Mayıs — Toplam 55 sayfa olan niyet mektubunun iki sayfalık, 3 maddelik bölümünü niyet mektubu; 31 safyalık, 47 maddelik bölümünü ekonomik politikalar bildirgesi; 22 sayfalık bölümünü de ekler oluşturuyor. Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin imzalarını taşıyan niyet mektubunda, Türk hükümetinin 2001 yılının kalan kısmı ve 2002 yılı için belirlemiş bulunduğu ekonomik politikalar ortaya konuyor. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın 1999 yılı sonunda başlatılmış bulunan ve IMF’nin sağlamış olduğu stand-by düzenlemesi ile desteklenen programın devamı olduğuna dikkat çekiliyor.

   
 
       
    MSNBC News Derviş: İyi bir fırsat yakaladık
MSNBC News IMF’den 3 yılda 19 milyar dolar
MSNBC News Fischer: Başarı kararlılığa bağlı
MSNBC News Niyet Mektubu: 2002'de % 5 büyüme
MSNBC News BDDK, bankacılıkta yeniden yapılandırma programını açıkladı
MSNBC News Serdengeçti: Dövize müdahale yok
MSNBC News Baykal programa başarı diledi
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       Uluslararası Para Fonu’na (IMF) sunulan niyet mektubunda, enflasyonla mücadele edilmesi, mali hesapların güçlendirilmesi, büyümenin istikrarlı bir temele oturtulması ile ülke ekonomisinin yeniden yapılandırılması konusunda 1999 yılı sonunda başlatılmış bulunan stratejinin bu programda da izleneceği vurgulanıyor.
       
HAZİNE’NİN VE IMF’NİN SİTESİNDE YAYINLANDI
       Hazine Müsteşarlığı’nın, www.hazine.gov.tr adresindeki internet sayfasında yayımlanan Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin imzalarını taşıyan niyet mektubunda, ekonomik politikalar bildirgesi altında Türk hükümetinin 2001 yılının kalan kısmı ve 2002 yılı için belirlemiş bulunduğu ekonomik politikilar ortaya konuyor.
       Türkiye’nin sunduğu niyet mektubunun İngilizce orjinal tam metni ise, http://www.imf.org adresinde yayınlandı.
       
ESKİ PROGRAMIN DEVAMI
       Mektupta, Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın 1999 yılı sonunda başlatılmış bulunan ve IMF’nin sağlamış olduğu stand-by düzenlemesi ile desteklenen programın devamı olduğuna dikkat çekiliyor. Niyet mektubunda, Türkiye ekonomisinde hüküm süren enflasyonla mücadele edilmesi, mali hesapların güçlendirilmesi ve büyümenin istikrarlı bir temele oturtulması ile Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olma hedefine yaklaşılmasının bir önkoşulu olan ülke ekonomisinin yeniden yapılandırılması konusundaki aynı stratejinin bu programda da izleneceği vurgulanıyor.
       
AMAÇ ŞEFFAFLIK VE HESAP VERİLEBİLİRLİK
       Mektupta, Türk Lirası’nın 22 Şubat 2001 tarihi itibariyle dalgalanmaya bırakılmasına yol açan son kriz karşısında program kapsamındaki politikaların, hem özel, hem de kamu sektöründe şeffaflık, hesap verilebilirlik ve iyi yönetişim alanlarına daha da odaklanılması dahil olmak üzere, önemli ölçüde güçlendirildiği belirtiliyor.
       Niyet mektubunda, güçlendirilmiş programı desteklemek amacıyla stand-by düzenlemesinin 6 milyar 362.4 milyon SDR (özel çekme hakkı) karşılığı kadar artırılması, 2001 yılı sonuna kadar yapılması planlanmış olan kullanımların yeniden takvime bağlanması ve kullanımların Mayıs, Haziran, Temmuz, Eylül ve Kasım aylarında tamamlanması beklenen gözden geçirmelere tabi olması talep ediliyor.
       
EK ÖNLEMLER ALINABİLECEK
       Ekli bildirgede ifade edilen politika ve tedbirlerin programın amaçlarının gerçekleştirilmesi için yeterli olacağına inanıldığı vurgulanan niyet mektubunda şöyle deniliyor:
       “Ancak, gerekli olduğu takdirde programın yolunda gitmesini sağlamak için Fon’la düzenli istişareler sürdürerek ilave tedbirler almaya hazır bulunmaktayız. Stand-by düzenlemesi kapsamında yapılacak kullanımlar, Haziran, Temmuz, Eylül, Kasım aylarında ve daha sonra da program sona erene kadar çeyrek dönemler itibariyle IMF’nin yapacağı gözden geçirmelere tabi olacaktır.”
       
BAZI PERFORMANS KRİTERLERİNDEN
FERAGAT EDİLMESİ TALEP EDİLDİ
       

       Bu mektupla aynı zamanda stand-by düzenlemesi kapsamında gerçekleştirilen altıncı ve yedinci gözden geçirmelerin tamamlanmasının da talep edildiği niyet mektubunda, Türk Lirası’nın dalgalanmaya bırakılmasının hemen öncesinde ve izleyen dönemde yaşanan yoğun finansal sıkıntılar ve bazı politikalarda yapılan değişiklikler doğrultusunda bazı performans kriterlerinden feragat edilmesi de istendi.
       Niyet mektubunda, performans kriterlerinden feragat edilmesi talep edilen kriterler şöyle yer aldı:
       “Net İç Varlıklar ve Net Uluslararası Rezervler için 2001 Mart ayı sonu için konulmuş olan performans kriterleri yerine getirilememiştir. Bu performans kriterlerinden feragat edilmesini talep etmekteyiz. Ayrıca Elektrik Piyasası Kanunu’nun onaylanmasına ilişkin yapısal performans kriterinden de feragat edilmesini talep etmekteyiz. Bu feragat, kanunun programda 15 Şubat olarak öngörülen revize edilmiş son kabul tarihinden iki hafta sonra yürürlüğe girmiş olması ve kanunda elektrik üretim ve dağıtım işletim haklarının devrine ilişkin finansman işlemlerinin tamamlanması için (2001 yılı Mart ayı sonu olarak öngörülen) son tarihin 2001 yılı Haziran ayı sonu olarak belirlenmiş olması sebebi ile gerekmektedir. Bu ufak sapmalar, bu önemli yapısal reformun kapsamını daraltmamaktadır. Türk Telekom’un nihai ihale şartnamesinin dağıtılarak tekliflerin 2001 yılı Mart ayı sonuna kadar toplanmasına ilişkin performans kriterinden feragat edilmesini talep etmekteyiz. Şirket hisselerinin yüzde 100’ünün (altın hisse hariç) satılmasına ilişkin yasal değişikliklerin yapılması da dahil olmak üzere, Türk Telekom’un özelleştirilmesi koşullarını iyileştirmiş bulunuyoruz. Ancak, özelleştirmenin zamanlaması, şu anda başarılı bir özelleştirme için uygun bulunmayan uluslararası telekomünikasyon piyasasının koşullarına da bağlı olacaktır.”
       
47 MADDELİK EKONOMİK POLİTİKALAR BİLDİRGESİ
       Uluslararası Para Fonu’na (IMF) sunulan niyet mektubunda, kriz öncesinde enflasyonun yüzde 30 seviyelerine indirilmiş olması, kamu sektörünün faiz dışı fazlası ile bankacılık, sosyal güvenlik ve tarımsal destek alanlarında önemli yapısal reformların Türkiye ekonomisinin temellerini önemli ölçüde güçlendirdiğine dikkat çekiliyor. Toplam 55 sayfa olan niyet mektubunun iki sayfalık, 3 maddelik bölümünü niyet mektubu, takip eden 31 safyalık, 47 maddelik bölümünü Ekonomik Politikalar Bildirgesi, 22 sayfalık bölümünü de ekler oluşturuyor.
       Ekonomik Politikalar Bildirgesi’nde 1 maddelik bildirge girişinin yanı sıra, 4 maddelik “Dalgalı Döviz Kuru Rejimine Geçiş ve Bu Değişikliğin Yeni Politika Çerçevemize Etkileri”, 18 maddelik “Daha Güçlü Bir Ekonomi İçin Gerekli Yapısal Politikalar”, 20 maddelik “Finansal İstikrar ve Büyüme İçin Makroekonomik Politikalar”, 4 maddelik “Sosyal Diyalog, Gelirler Politikası ve Toplumun En Muhtaç Kesiminin Korunması” alt başlıkları bulunuyor.
       
‘GENEL EKONOMİK STRATEJİ DEĞİŞMEDİ’
       Bildirgenin, Türk Lirası’nın 22 Şubat 2001 tarihinde dalgalanmaya bırakılması akabinde uygulanacak yeni ekonomik politika çerçevesini ortaya koyduğu vurgulanan Ekonomik Politikalar Bildirgesi’nde, dalgalı döviz kuru rejimi nedeniyle ekonomi politikalarının ve kısa vadeli politika hedeflerinin yeniden şekillendirilmesi gerektiği ifade edilirken, genel ekonomik stratejinin değişmediğine dikkat çekiliyor.
       Ekonomik Politikalar Bildirgesi’nde şöyle deniliyor:
       
‘GELDİĞİMİZ NOKTADAN DEVAM EDECEĞİZ’
       “Nitekim, izlenmeye devam edeceğimiz temel strateji yine enflasyonun ortadan kaldırılması, kamu maliyesi hesaplarının güçlendirilmesi ve yıllardır Türkiye’nin büyüme potansiyelinin önünde bir engel teşkil eden yapısal bozuklukların yok edilmesi üzerine kurulu olacaktır. Bu amaçları gerçekleştirmek için, programın başlangıcından bu yana, krize rağmen yadsınmayacak boyuttaki başarılar kaydederek geldiğimiz noktadan devam edeceğiz. Nitekim, kriz öncesinde, enflasyon yüzde 30 seviyelerine indirilmiş, kamu sektörünün faiz dışı fazlası uzun vadeli mali ödeme gücü ile tutarlı bir seviyeye çekilmiş ve bankacılık, sosyal güvenlik ve tarımsal destek alanlarında önemli yapısal reformlar hayata geçirilmiştir. Bu sonuçlar Türkiye ekonomisinin temellerini önemli ölçüde güçlendirmiştir.”
       Bildirgede, ekonomik politikaların, son krizin, kısa vadeli makroekonomik etkilerini asgariye indirirken, enflasyonla mücadelenin ve büyümenin kaldığı yerden devamına imkan sağlayacak ortamın oluşturulmasını hedeflediğine yer veriliyor.
       
TÜFE 2001’DE %52, 2002’DE %20
       Gayri safi milli hasılanın 2001 yılında yüzde 3 küçüleceğine, büyümenin bu yılın ikinci yarısında tekrar başlayacağına ve 2002’de yüzde 5 büyüme kaydetmesi öngörüsüne yer verilen bildirgede, tüketici fiyatları endeksi bazında enflasyonun bütün yıl için yüzde 52, 2002 için yüzde 20 olmasının hedeflendiğine dikkat çekiliyor ve cari dengenin 2001 ve 2002 yıllarında genel olarak dengede olmasının beklendiği vurgulanıyor.
       
HEDEFLER ÜÇLÜ YAKLAŞIMLA GERÇEKLEŞTİRİLECEK
       Bu hedeflerin, üçlü bir yaklaşıma dayandırılarak gerçekleştirileceği belirtilen bildirgede, şöyle deniliyor:
       “Bankacılık sektöründeki bozukluklar başta olmak üzere, son krizin doğrudan temelinde yatan bozuklukların düzeltilmesi ve ekonomi yönetiminin şeffaflığının ve özel sektörün ekonominin yeniden yapılandırılması sürecindeki rolünün geliştirilmesine yönelik yapısal politikalar; Finansal istikrarı sağlamaya ve enflasyonla mücadeleye devam edilmesine ilişkin maliye ve para politikaları; Makroekonomik istikrar, büyüme ve toplumun en muhtaç kesimlerini koruma hedefleri ile örtüşen ücret ve maaş politikaları oluşturulması yönünde geliştirilmiş sosyal diyaylog.” Politikaların açıklanacağı ve şeffaf bir şekilde uygulanacağına dikkat çekilen bildirgede, son gelişmelerin, geniş alana yayılmış yapısal zayıflıkların devam ettiği bir ortamda, enflasyonla mücadeleye yönelik sıkı para ve maliye politikalarının uygulanmasının zorluğu ortaya koyduğu görüşüne yer veriliyor.
       
BANKACILIK SEKTÖRÜ
       Bankacılık sektörü reformu için bankacılık alanında uzak görüşlü ve kararlı adımlar atılması gerektiğine değinilen niyet mektubu bildirgesinde, şu görüşlere yer veriliyor:
       “Sistemin istikrarı, para politikası kontrolü ve faiz oranlarının düşürülebilmesi için kamu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bankalarının köklü bir reforma tabi tutulması, en büyük öncelik olmuştur. Bu bankalara kamu borçlanma kağıtları verilecektir. Bu kağıtlar, doğrudan veya repo anlaşmaları ile Merkez Bankası’na satılacak, karşılıkları gecelik pozisyonların ortadan kaldırılması için kullanılacaktır. Gecelik pozisyon en az üçte iki oranda azaltılacaktır. Bu altıncı ve yedinci gözden geçirmenin tamamlanması için bir koşuldur. Kalan gecelik pozisyonların ortadan kaldırılması ile tüm kamu bankaları ile TMSF bünyesindeki bankaların Merkez Bankası ile olan repo anlaşmalarının toplam tutarının 2001 yılı Mayıs ayı sonu itibariyle 7 katrilyon lirayı aşmaması, sekizinci gözden geçirmenin tamamlanması için bir koşuldur. Tüm kamu bankaları ve TMSF bünyesindeki bankalar, uygulayabilecekleri vadelere ilişkin yön verici ilkelere ve değişik vadelerde uygulayabilecekleri ortak mevduat faizlerine uymakla yükümlü olacaklardır. Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nda gelecekte karlı olmalarının sağlanması amacıyla, finansal ve işlevsel yeniden yapılandırma gerçekleştirilecek. Ödeme gücü kalmamış durumdaki Emlak Bankası’nın bankacılık lisansı iptal edilecek (banka kapatılacak), yükümlülükleri ile bazı varlıkları Ziraat Bankası’na devredilecek. Bu sekizinci gözden geçirmenin tamamlanması için ön koşuldur. Vakıfbank’ın özelleştirme sürecine piyasa koşulları el verdiğinde ivedilikle devam edilecek. TMSF bünyesine alınan 13 bankadan, sekizi Mayıs sonuna kadar kapatılmış olacak. Kalan bankalar 2001 yılı sonuna kadar satılacak, tasfiye edilecek veya başka bir şekilde çözüme kavuşturulacak.”
       
FONLAR
       Mali şeffaflık ve yönetim için kalan 15 bütçe içi fonu (DFİF hariç) ile 2 bütçe dışı fonun Haziran 2001’e kadar kapatma konusundaki kararlılığın süreceğine dikkat çekilen bildirgede, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu dışında, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Savunma Sanayiini Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Özelleştirme Fonu kalacağına ve yeni fon yaratılmayacağına yer verildi.
       
ÖZELLEŞTİRME
       Bildirgede 2001 yılının kalan kısmında atılacak adımların, Türk Telekom, Tüpraş, THY, Erdemir, Tekel, Şeker, TEAŞ ve TEDAŞ şirketleri de dahil olmak üzere önemli kamu teşebbüslerinin çoğunluk hisselerinin özelleştirilmesi için gerekli hazırlık işlerinin tamamlanmasına odaklanacağı kaydedildi. Niyet mektubu bildirgesinde, özelleştirme geliri olarak, 2000 yılında tamamlanan operasyonlardan nakde dönüştürülen 2 milyar dolara ilave olarak 1 milyar dolar olarak revize edildi.
       Bildirgeye göre, Telekom’da şirketin tam anlamıyla ticarileştirilmesi amacıyla yönetim kurulu ve üst düzey yönetiminde özel sektör tecrübesi olan üyelerin bulunması sekizinci gözden geçirmenin tamamlanması için koşul olacak. Tüpraş’a ilişkin olarak ise Özelleştirme İdaresi’nin şirketteki özel sektör payını yüzde 51’e çıkaracak başka bir halka arz yapma niyetinde olduğuna yer verildi.
       
“GÜVEN YENİDEN TESİS EDİLECEK”
       Uluslararası Para Fonu’na (IMF) sunulan niyet mektubunun bildirgesinde, makroekonomik ve yapısal politikaların kuvvetlendirilmesi ile beraber uluslararası desteğin mevcudiyetiyle güvenin yeniden tesis edileceği ve faiz oranlarındaki düşüşün kolaylaştıracağı belirtildi.
       
YILIN 2. YARISI İÇİN OLUMLU TABLO
       Mektubun Ekonomik Politikalar Bildirgesi’nin, “Finansal İstikrar ve Büyüme İçin Makroekonomik Politikalar” kısmında, ihracattaki artış ve turizmin devam eden iyi performansı ile sıkı bütçe politikası uygulamasının büyümeyi düşürücü etkisini ortadan kaldıracağı ve 2001 yılının ikinci yarısında üretimde bir toparlanmayı mümkün kılacağı kaydedildi.
       Bankacılık sektörünün kuvvetlendirilmesinin, para politikasının daha esnek olmasına neden olacağının belirtildiği bildirgede, “kamu maliyesi hesaplarının orta dönemdeki gelişiminin özelleştirme dahil programın yapısal politikalarından faydalanmasıdır. Bu gelişme, kamu maliyesindeki uyumun kredibilitesini yükseltecek ve sürdürülebilir faiz oranlarına ulaşılmasını sağlayacaktır” ifadesi kullanıldı.
       
MALİYE POLİTİKASI VE KAMU BORÇ YÖNETİMİ
       Kamu maliyesinin de vurgulandığı bildirgede, Türk Lirası’nın serbest dalgalanmaya bırakılmasının, 2001 ve 2002 yılı kamu maliyesi hedeflerinin yeniden değerlendirilmesini gerektirdiği kaydedildi. Bildirgeye göre, kamu sektörü faiz dışı fazlası, Aralık 2000’de belirlenen program seviyesinin daha da üstüne çıkarılacak.
       2001 yılı için GSMH’nin yüzde 5’i olarak hedeflenen kamu sektörü faiz dışı fazlasının, yeni programda bu yıl, GSMH’nin yüzde 5.5’ine ve 2002 yılında da GSMH’nin yüzde 6.5’ine ulaşması bekleniyor. TCMB’nin net varlık pozisyonu dahil, net kamu sektörü borcunun GSMH’ye oranı, bu sene sonunda yüzde 79’a çıkarılacak.
       Bildirgede, özel bankaların devralınması ve kamu bankalarının yeniden sermayelendirme ihtiyacının bütçe maliyetinin, 2001 Nisan ayı sonu itibarıyla 44 katrilyon lira olduğu tahmini yapıldı.
       Kamu borcunun GSMH’ye oranının, 2002’de hızla düşmesi ve 2003’te de daha da gerilemesinin beklendiği bildirildi.
       Konsolide bütçenin faiz dışı fazlası, 2001’de GSMH’nin yüzde 5.1’i ve 2002’de de yüzde 5.6’sı olarak hedefleniyor.
       
ATV HER AY EN AZ TEFE KADAR ARTIRILACAK
       Mayıs ayı başında, Akaryakıt Tüketim Vergisi (ATV) yüzde 15 artırıldığına yer verilen bildirgede, KDV’nin yüzde 1 puan artırıldığı ve sosyal güvenlik ödemelerine ilişkin asgari katkı payı tabanının Nisan itibarıyla yükseltildiğine değinildi. Haziran 2001’den itibaren, ATV’nin her ay en az TEFE enflasyonu kadar artırılarak, ATV’den elde edilen gelirin, 2000 yılına göre GSMH’nin yüzde 0.4’ü kadar artırılacağına dikkat çekildi. Meclis tatile girmeden, sağlık primleri ve katkı ödemelerinin de yükseltileceğine yer verildi.
       2001 yılının ikinci çeyreğinden geçerli olmak üzere, bankacılık gözetim düzenlemeleri kapsamında, bankaların ayırmakla yükümlü oldukları kredi karşılıklarının tam olarak vergiden düşürülebilmesine imkan tanınacak. Aynı zamanda, genel karşılıkların vergiden düşürülmesi uygulamasına son verilecek.
       
REEL HARCAMALAR YÜZDE 8 AZALACAK
       FAİZ DIŞI HARCAMAHarcamalar kısmında ise faiz dışı harcamaların artışının, GSMH’deki artışın çok daha altında tutulması hedefleniyor. Reel haramalar, 2000 yılı ile 2001 yılı arasında yaklaşık yüzde 8 oranında azaltılacak. Reel harcamaların azaltılması çerçevesinde, cari, transfer ve yatırım harcamaların, enflasyon hedefindeki revizyondan daha az ayarlanarak, GSMH’nin yüzde 1.5’i kadar tasarruf sağlanacak.
       Proje sayısı, sektörel hedefler ve eldeki finansal kaynaklar dikkate alınarak sürdürülebilir bir seviyeye indirilecek.
       Yatırım planları önceliklendirilecek ve sağlıklı fizibilite raporlarına dayanan acil projeler hariç yeni yatırım projesi önerisi getirilmeyecek.
       Kredi sübvansiyonları, Ocak 2002 itibarıyla ortadan kaldırılacak.
       
MEMURA TEMMUZDA YÜZDE 5 ZAM
       Memur maaşları, 2001 yılının ilk yarısında, TÜFE enflasyon oranı ve Ocak’ta yapılan yüzde 10’luk artışın dışındaki fark kadar artırılacağına dikkat çekildi. Maaşlar Temmuz 2001’de yüzde 5 oranında artırılacak. Kümülatif TÜFE enflasyonu, Temmuz’a kadar verilen maaş artışlarını geçerse, maaşlar 2001 yılı sonunda önce bu fark kadar ayarlanacak. 2001 yılında memur sayısı artırılmayacak. Harcama prensipleri çerçevesinde hazırlanacak ek bütçe, sekizinci gözden geçirmenin tamamlanması için koşul oluşturacak.
       
DIŞ FİNANSMAN, DIŞ BORCUN ÇEVRİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRACAK
       2000 yılında, GSMH’nin yüzde 1.5’ine ulaşan KİT’lerin açıkları, 2001 yılında hemen hemen dengeye gelecek. Bütçe dışı fonların faiz dışı açığı, 2001 yılında GSMH’nin yüzde 0.25’ine düşürülecek. 2000 yılında, 15.2 milyon olan vergi kimlik numaraları, iki katına çıkarılacak. Gerekli olması halinde, temel makroekonomik hedeflere ulaşılması için derhal ek mali önlemler alınacak. Kamu bankalarına verilen senetlerin faizlerinin nakit olarak ödenmesi, kamu bankalarının borçlanma ihtiyaçlarının azalmasını sağlayacak. Resmi kaynaklar yoluyla sağlanacak dış finansman, dış borcun çevrilmesini kolaylaştıracak. İç borç yönetimi, borçlanma maliyetlerinin düşürülmesini, iç borçlanma senetlerinin çevrilmesininin kolaylaştılmasını ve potansiyel yatırımcı bazının genişletilmesini hedefleyecek.
       
DALGALI DÖVİZ KURU ÇERÇEVESİNDE PARA POLİTİKASI
       Merkez Bankası için yapılan yasal düzenlemeyle, fiyat istikrarı tesis edilecek. Kasım 2001’in başında sona erecek olan geçiş dönemi sonrasında, TCMB’nin, Hazine’ye herhangi bir şekilde doğrudan borç vermesi engellenmiş olacak.
       Mektup bildirgesinde, Merkez Bankası’nın, enflasyon hedeflemesinin uygulanması için gerekecek teknik altyapıyı güçlendirmeyi amaçladığı vurgulandı.
       TCMB, enflasyonla mücadele çerçevesinde, parasal büyüklüklerin kontrolü üzerinde yoğunlaşacak.
       Merkez Bankası tarafından piyasalara döviz satılması işlemi, döviz kurunu belli bir seviyede dengelemeyi değil, menkul kıymetler piyasasında istikrarın sağlanması ve faiz oranlarının hızlı bir şekilde düşürülmesinin kolaylaştırılmasını amaçlıyor.
       Türk Lirası’nın, dış destek seviyesi sayesinde bir ölçüde güçleneceği, döviz kuru, talep ve arz doğrultusunda piyasa tarafından belirlenmeye devam edileceğine dikkat çekildi.
       Gelirler politikası çerçevesinde, kamu sektörü ücret politikaları, sosyal kesimler ile enflasyon hedefi ile uyumlu ücret ve fiyat politikalarına katkıda bulunacak etkin bir diyalog ve toplumun en muhtaç kesimleri çin bir sosyal koruma programı prensipleri benimsenecek.
       
KAMU İŞÇİLERİ
       Mektupta, kamu işçilerine ilişkin olarak, sözleşme dönemi için verilecek nominal ücret artışının, topluma önemli bir işaret vereceği ve böylece enflasyonla mücadelenin temel çıpalarından birini oluşturacağı kaydedildi.
       Kamu işçileri ile memurlar arasındaki ortalama net ücret oranının, 2000 yılındaki 2.6 düzeyinden, kontrat dönemi boyunca 2’ye düşürülmesi hedefleniyor.
       Kontrat döneminin ilk yılında, söz konusu oranda 1/5’lik bir düşüş planlanıyor.
       Kamu işçilerinin ücret kontratları, enflasyonun hedeflenen oranları aşan kısmı için ayarlanacak, ancak bu her altı aylık dönemin sonundan önce olmayacak. Söz konusu ayarlama, gerçekleşen enflasyon ile beklenen enflasyon arasındaki farkın yüzde 80’ini aşmayacak ve ilk altı aylık dönem için böyle bir ayarlama yapılmayacak. Özelleştirme sonucu işini kaybeden kamu işçilerine kıdem tazminatı ödenmesine devam edilecek.
       
SOSYAL DİYALOG VE MUHTAÇ KESİMİN KORUNMASI
       Bildirgede, enflasyonla mücadeleye zarar verecek bir ücret-fiyat döngüsüne girilmesinin engellenebilmesi, sosyal kesimler ile daha yakın bir işbirligi de dahil olmak üzere daha iyi yapılandırılmış bir gelirler politikasının uygulanacağına dikkat çekildi.
       Niyet mektubu bildirgesinde, bu politikaların kamu sektörü ücret politikaları, sosyal kesimler ile enflasyon hedefiyle uyumlu ücret ve fiyat politikalarına katkıda bulunacak etkin bir diyalog ve toplumun en muhtaç kesimleri için sosyal koruma programı gibi üç bileşenden oluştuğuna yer verildi.
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları