|
![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Bu ifadeler Kurulun resmi bildirisinde yeralmadığı için tam olarak asker üyelerle Derviş arasında nasıl bir diyaloğun geçtiğini bilemeyiz. Ama, bu sorular sorulduğuna göre, Kuruldaki asker kanadın, Destek karşılığı siyasal ödünler verilemez demek istediği açık. MGKdan medyaya yansıyan bu tavrı, Kemal Dervişin Alman Die Zeit gazetesine verdiği demeçteki ifadelerle birlikte değerlendirmek sanırım daha anlamlı olur. Gazetenin yarınki sayısında yeralacak olan ve NTVMSNBCde bugün ayrıntılı olarak verilen demecinde Derviş, şunları söylüyor: Yardımı siyasal şartlara bağlamak şantajdır. Bununla Türkiyeden istenenin tam tersi sağlanır. Bu sözlerden de anlaşılıyor ki, dış destek karşılığı siyasal ödün konusunda MGKda dile getirilen kaygı, Kemal Dervişin ağzından para kaynaklarına ya da onların arkasındaki güç odaklarına iletilmektedir. * * * Türkiyenin yakın tarihini anmsamayanlar için, bu kaygı abartılı görünebilir. Bu nedenle kimileri, Nereden çıktı bu siyasal talep tartışması? diye sorabilirler. Adamlar bize yardım etmek için çırpınıyor, daha ne yapsınlar? diye savunanlar bulunabilir. Ancak. Çok değil, daha yirmi-yirmibeş yıl önce yaşananlar düşünülürse, bu kaygılara haksız demek, haksızlık olur. 1980 öncesinde Türkiye yine ciddi ekonomik ve siyasal krizler içindeydi. Belki bugünküne göre çok daha ağır bir bunalım yaşanıyordu. Üstelik kıtlık ve karaborsa dizboyuydu. Margarinden benzine, tüpgazdan ampule, gübreden tuvalet kağıdına kadar hemen her malın kıtlığı çekiliyordu. Döviz yokluğu yüzünden Türkiyenin dış temsilciliklerinde maaşlar bile ödenemiyordu. Türkiyenin İsviçredeki altınları, el konulmasın diye, bir gece özel bir uçakla yurda kaçırılmıştı. Krizden çıkmak için Türkiyenin paraya ihtiyacı vardı. Türkçesi, dolara ihtiyacı vardı. Bir takım kurum ve kuruluşlar, o kurum ve kuruluşların kısaltılmış isimleri işte o dönemde beynimize kazındı: IMF, IBRD, OECD, VS, VS, VS... Çalmadık kapı kalmadı. Herkes Türkiyeye acil yardım yapılmalı diyor, hatta acilin de acili (urgen urgent) yardım kararları alınıyor ama kimse kılını kıpırdatmıyordu. Amerika topu Avrupaya Avrupa Amerikaya atıyor ve Türkiyeye bir cent bile gelmiyordu. İşte o günlerden bir gün, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Warren Christopherı kabul etti. Toplantıda Türkiyenin Washington, Amerikanın Ankara Büyükelçileri de vardı. Söz dış destek konusuna geldi. Amerikalı, açık konuştu: Kıbrıstan ödün vermezseniz, yardım mardım yok Ecevit, neye uğradığını şaşırmıştı. Ayağa kalktı, Bu toplantı burada bitmiştir dedi. Gerçi daha sonra toplantı yeniden başladı. Amerikalı Bakan Yardımcısı, yanlış anlaşıldığını falan söyleyerek havayı yumuşattı ama bir gerçek artık ortaya çıkmıştı. Batı, vereceği yardım karşılığında Türkiyeden Kıbrısta ve Egede ödün vermesini, topraklarından U-2 casus uçaklarının yeniden uçurulmasını onaylamasını istiyordu. Türkiye o günlerde bu isteklere evet demedi. Yardım da gelmedi. * * * Dönüp dolaşıp çeyrek yüzyıl önce geçtiğimiz yere geldiysek, hiç değilse gerçekleri bilme konusunda bugünler o günlerden farklı olmalı. Şeffaflık derken, yardımla ilgili tartışma ve pazarlıkların perde arkası da Türk kamuoyuyla tartışılmalı. | ||||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |