Home page
Haber Menüsü


Derviş: Umudum, merkez sol ittifak
Alman Die Zeit Gazetesi’ndeki söyleşide Kemal Derviş, Türkiye’de kamuoyunun politikada yeni yüzleri özlediğini söyledi.
NTV-MSNBC
26 Nisan— Almanya’da yayımlanan haftalık Die Zeit Gazetesi, bugün piyasaya çıkan sayısında, Kemal Derviş ile yaptığı geniş bir söyleşiye yer verdi. Derviş bu söyleşide Türkiye’nin ekonomik krizden çıkışını anlatırken, Batı’nın yardımı şarta bağlamamasını istiyor ve politik vizyonunu anlatıyor. NTVMSNBC, Die Zeit’tan çevirdiği bu özel söyleşinin tam metnini aşağında okurlarına sunuyor.

   
 
       
    MSNBC News Derviş: Batı şantaj yapmasın
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
       Kemal Derviş, süper bakan ve Türk politikasının yeni yıldızı ile ülkesindeki sistem krizi ve AB’ye giden uzun yol üzerine bir söyleşi.
       
       Zeit- Sayın Bakan, şu anda Türkiye’nin en sevilen politikacasısınız, çok kişi sizde geleceğin başbakanını görüyor. Sizin başarınızın sırrı yozlaşmış diye aşağılanan partilerden hiçbirine ait olmamak mı?
       Derviş: Ben daha gerçek politikacı değilim. Her ne kadar Başbakan Ecevit’e 70’li yıllardan beri danışmanlık yapmış olsam ve şimdi onun hükümetinde yeralmış olsam da-öncelikle Türkiye’deki ekonomik krizin üstesinden gelmek için geri döndüm.
       Zeit-Birçok Türk sizde daha fazlasını görüyor: Bir kurtarıcı, yeni modern bir Türkiye’nin temsilcisi. Bu sizin için bir ikilem değil mi: Siz politik sistemi reforme etmek istiyorsunuz ve aynı zamanda onun bir parçasısınız?
       Derviş: Bu gerçekten bir ikilem. İnsanlar beni ekonomik krizi belki aşabilecek bir kişi olarak görüyor, çünkü krizle hiç ilgim yok- malum Washington’daydım. Bu benim şansım. Türkiye’de açık konuşmaya karşı bir açlık var. Ve inanıyorum ki benim son haftalarda yaptığım en iyi işlerden birisi bu: Durumu olduğu gibi ortaya koydum.
       Zeit-Peki durum nasıl?
       Derviş: Türkiye çok derin bir kriz yaşıyor, ama bu aynı zamanda çok ani geldi. Beklenmiyordu. Bu toplumda krizden sorumlu görülenlere karşı beklenmedik sertlikte bir tepki uyandırdı. Parti sistemi Türkiye’de çoktandır parçalanmış durumda. Hiçbir parti yüzde 22’yi geçemiyor, bu şimdi tabii daha da düştü.
       Zeit-Anketlere göre şimdi seçim olsa parlamentodaki partilerin hiçbiri yeniden parlamentoya giremiyormuş.
       Derviş: Bu yüzden partiler sisteminin reforme edilmesi, yani sosyal demokrat ve liberal partilerin birleşmeleri ve orta sağın birleşmesi kaçınılmaz.
       Zeit- Siz hangi partiye ya da kampa katılacaksınız?
       Derviş: Bu soru gelecek haftalar ya da aylarda benim üstüme gelecek. O zaman bunu düşünmem gerekiyor.
       Zeit-Nasıl?
       Derviş: Tabii ki Başbakan Ecevit’e bir bağlılık hissediyorum, bu dostluk ve saygıyla ilgili. Ben liberal bir sosyal demokratım, bu yüzden Ecevit’in partisi dünya görüşü olarak da bana en yakın olan. Ama umudum yeni bir orta-sol ittifakta yatıyor.
       Zeit-Türkiye’deki sistem krizi yalnızca yeni partilerin oluşumu ile çözülür mü?
       Derviş: Bu sayfayı kapamak birinci iş-diğeri ise: Türkiye’de siyaset ve ekonomi birbirinden ayrılmalı. Yalnızca politikacılar ekonominin günlük işleyişine karışmakla kalmıyorlar, ekonomi de politikadan sürekli yeni subvansiyonlar istiyor. Her iki alanın da kendi alan sınırları var, buna karşılıkla saygı gösterilmeli.
       

       GENÇ POLİTİKACILAR ÖZLENİYOR
       

       Zeit-Türkiye Batılı anlamda demokrasi mi?
       Derviş: Türk demokrasisi kusursuz değil, ama işliyor. Türkiye’deki politik sistemin tamamen iflas ettiğini söyleyemem. Bu abartma olur. Bizim yenilenmesi gereken bir sistemimiz var, her şeyden önce genç politikacılara duyulan bir açlık var. Çünkü bir çoğu uzun yıllardır orada.
       Zeit- Türkiye uzun yıllardır AB adaylığı statüsü için mücadel etti. Ama bu statüyü elde edince, şimdi Avrupa’dan uzaklaşmak için herşeyi yapar gibi görünüyor. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz?
       Derviş: Gerçekten 6 kötü hafta geçirdik. Kriz bizi fena yakaladı ve politik reformları zorlaştırdı. Ama temel ilke değişmedi: Türkiye- muhalefeti dahil- Avrupa ailesinin bir üyesi olmak istiyor. Bu mutlaka 5 ya da 8 yıl içinde AB’de olacağımız anlamına gelmiyor, ama Avrupa’nın parçası olmak istiyoruz-tarihsel olarak bakılınca çok kez zaten böyleydik.
       Zeit- Siz Alman annesi ve Amerikalı karısı olan bir Türksünüz.
       Derviş: Ve Türkiye’de bu, kimseyi rahatsız etmiyor!
       Zeit- Seyrek de olsa, şöyle sesler duyuluyor: O başbakan olacak kadar Türk değil.
       Derviş: Böyle sesler olabilir. Ama çoğunluk onları dinlemiyor bile. Annem Almanya’dan, ama ailem, baba tarafından Osmanlı ordusunda hizmet etmiş bir kökene sahip. Türk halkı, benim her zaman Türkiye’nin en yüksek menfaatlerini kafamda taşıdığımı-ve bundan taviz vermediğimi görüyor.
       Zeit- Türkiye kültürel olarak Batı’ya mı ait?
       Derviş: Altı yıl önce Ankara’da bir ders veriyordum, benim seminerimi dinlemeye gelen iki kız yanyana oturuyordu, birisi türbanlıydı, diğeri ise mini etek giymişti. Çok iyi arkadaştılar-ve böyle de olmalı. Türkiye Ortadoğu’ya ait olan derinlemesine İslami bir ülkedir ve aynı zamanda Avrupa’nın ve Batı’nın bir parçasıdır. Gücümüz tam da burada yatıyor. Yeni dünyada global kültür bölgesel kültürden daha güçlü hale gelecek. Ben Amerika’da bir ülkenin ne kadar global olabileceğini ve bunda nasıl bir güç kaynağı yattığını gördüm. Türkiye iki kültürel boyutu ile ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlü geleneği ile aynı şekilde global olma ve bu anlamda çok modern olma şansına sahip.
       Türkiye bir Avrupa ülkesi olarak İslam dünyasına köprü oluşturabilir, tıpkı İspanya’nın Latik Amerika’ya köprü oluşturduğu ya da Almanya’nın Doğu Avrupa hatta Rusya’ya köprü olduğu gibi.
       Zeit- Bunlar vizyon, AB olguları görmek istiyor: Türkiye şimdiye kadar ne politik ne de ekonomik olarak AB’ye girecek durumda değil.
       Derviş: Halk reform istiyor, gençlik istiyor. Ve yeniden düzlüğe çıkarsak her şey çok hızlanabilir.
       Zeit- Bu ne demek? Başbakan Ecevit 2004 yılını üyelik görüşmelerine başlama tarihi ilan etti. Sizce ikibuçuk yılda gereken bütün reformlar hayatı geçirilebilir mi?
       Derviş: Eğer yokuşu tırmanırsak mümkün. Bazı alanlarda-örneğin pazar entegrasyonun biz Macaristan ve Polonya’dan daha ilerideyiz. Politik sorunlara gelince: Türkiye için kendine güven önemli. Biz yine kendimize güvenmeye başlayınca, problemlerin birden çok küçüldüğünü göreceğiz.
       Zeit- Brüksel yeni bir özgüven değil, yeni yasalar bekliyor: Kültürel azınlıklar için otonomi, ordunun demokratik rolü, adalet sisteminde Batılı standartlar ve daha birçok yasa. Bunlar ne zaman olacak?
       Derviş: Bütün bu yasalar, Türkiye kendini yeniden güçlü hissettiği zaman gelecek. Bizim bu reformları kendimizin istediği bir atmosfere ihtiyacımız var-yoksa dış dünya istediği için değil. Biz Türkler yeniden kendimize güvenmeliyiz, kendi istikrarımıza, kendi dilimize, Orta Asya ile olan ilişkilerimize, ekonomimize-bu nedenle de ekonomi ve politika bu anlamda birbirine çok yakın duruyor.
       
       
BATI ŞANTAJ YAPMAMALI
       
       Zeit-Batı’dan para gelmeden ekonomi kendi ayakları üzerinde duramayacak. Türkiye finans desteğine politik tavizlerle yanıt vermeye hazır mı?
       Derviş: Türkiye çok acil olarak ekonomik destek bekliyor, ama eğer Batı bu yardımı politik şartlara bağlamaya kalkarsa bu çok çok büyük bir hata olur. Bu konuda uyarmak istiyorum.
       Zeit- Ama Berlin’de ve diğer AB başkentlerinde bu beklenti var, Türkiye’nin en azından bazı konularda iyiniyet göstermesi bekleniyor; örneğin Kıbrıs konusunda veya Avrupa ordusuna karşı Türk blokajının kaldırılması konusunda.
       Derviş: Bunlar üzerine konuşulabilecek haklı politik sorunlar olabilir-ama bizim ekonomik krizimizin bunlarla bir ilgisi yok. Biz ekonomik yardımın etkili olması için bütün ekonomik şartları yerine getiriyoruz. Parayı verenler bunu istedikleri gibi kontrol edebilirler. Ama politik şartları ekonomik yardıma bağlamak-bu şantajdır. Ayrıca böyle yapılırsa Türkiye’de istenenin tam tersi bir etki yaratılabilir.
       ——————————————-
       Die Zeit adına söyleşiyi Jochen Buchsteiner yaptı.
       Kemal Derviş 23 yıl Dünya Bankası’nda çalıştı, son olarak başkan yardımcılığında bulundu. Alman bir annenin oğlu ve Amerikalı bir eşi var. “Globalleşmiş bir adam” (globalized man). London School of Economics ve Princeton’da okudu, dört dili ana dili konuşuyor. Mart başında Ecevit, 52 yaşındaki Derviş’i ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak kabinesine aldı. O şimdi ülkedeki reformcuların umudu.
       Die Zeit. Sayı: 18- 26 Nisan 2001

       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları