|
![]()
![]() | ![]() ![]() | ![]() | ![]() | |||||||||||||||||||||||
|
![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Batıda yayınlanan kitap ve dergi sayısı ile bizim ülkeyi kıyaslamaya kalkışmayın. Biz bunu yaptık ve çok utandık. Fransada kişi başına yıllık kitap okuma ortalaması bizim 40 mislimiz
Daha da acısı kitap okuyan insan sayısının dağılımı: Fransada her 100 kişiden 89u kitap, gazete ve dergi okuyor (toplumun her kesimi yani). Bizde gelir dağılımı adaletsizliğinden de acı bir tablo var. Hani o gelir düzeyi yüksek bir grup varya.. 1/5i düzenli okuyor. E, haliyle bu kadar az bir okurun, bu kadar kötü bir yayın takip alışkanlığının olduğu ülkede yayıncılık ve yayıncılarında tartışılması doğaldır. Kimse kendini kandırmasın, okuyucular kadar bizde suçluyuz. Türkiyede birçok spor yazarı ve diğer unvanlara sahip gazeteci mevcut, ama ortaya dökülen palavra gündemler, günü kurtarıp reytingi (tirajı) kapma hesapları dışında halka sunulan bir temiz sayfamız yok. O Bir imparator adlı kitabın yazarı gazeteci Ahmet Çakır yakın tarihe ışık tuttuğu kitabıyla sıradışı bir iş yaptı. Takdir duygusunun yerini kıskançlığa bıraktığı bir ülkede yaşıyoruz. Birkaç köşe yazarının dışında kitabın duyurulmasında spor basınının en ufak bir katkısının olmamasına ne diyelim? Gazetelerinde maç tahlilleri yazan birçok ağabeyimiz ellerine kalem almazken, Ahmet Çakırın verdiği eser alkışlanacak ölçüdedir. Çakır kaleme aldığı yakın tarihi, sade ve öz anlatımıyla bizlere yeniden yaşatıyor. Bu satırların başında bahsettiğimiz unutkan toplumun bu tip eserlere ne kadar ihtiyaç duyduğunun bir göstergesidir bu eser. 172nci sayfada konu edilen Hakan Şükür röportajına dikkat kesildim Ağabeydiyordu ısrarla, Bak bunu mutlaka yazmalısın Yazarım aslanım, nedir? Bu şampiyonlukta en büyük pay futbolcularındır. Yazarım ne var bunda? Hatta ikinci bölümün başlığı bu olabilir. Tamam iyi o zaman Konuşma boyunca Hakan Şükür, şampiyonlukta en büyük payın futbolculara ait olduğunu defalarca yineledi. Önceleri bu noktadaki ısrarına bir anlam verememiştim ama konuşmanın belli bir yerinde ayıldım diyor Ahmet Çakır, Sarı-kırmızılı takımın başarısının büyük ölçüde imparatora mal edilmesine bozuluyordu futbolcular. Çalışmaysa çalışma, özveriyse özveri, başarıysa başarı. Onlar da bu başarının kazanılmasıyla ilgili her türlü yükümlülüklerini yerine getiriyorlardı. Aslında, bundan dolayı pek takdir edilmedikleri de söylenemezdi ama, demekki olay onlara biraz daha farklı görünüyordu Bu satırları okuduktan sonraki bir kaç gün Hakanın bir büyük gazetede çıkan röportajını ve TRTde Hüseyin Başaranın evinde gerçekleştirdiği sohbeti izledim Gazeteye takımın ruhsuzluğu, topçular arasında bağların kopuk olduğu ve gruplar hakkında bilgiler veren Şükür, yalnız ve mutsuz bir adam olduğunu haykırıyordu TVde ise, dünyanın her tarafından gelen insanların uyumunu ve sevgisini anlatıyordu Hangisine inanmak lazım. İkisi de doğru. Yanlış olan Hakanın yaklaşımı Ahmet Çakırın kitabını okurken, bugün tekrarlanan olaylarla ilgili geçmişi yargılama veya fikir üretme şansına sahip olabiliyorsunuz Unuttuğunuz davranışları hatırlayıp insanları doğru yerlere koymayı biliyorsunuz Bilgilendirici ve akıcı bu eseri 5 gündür bölüm bölüm okuyorum ve sonuna geldim, ama bitirmeden bu satırları yazma kararı aldım; çünkü her geçen gün bu emeğe yapılan haksızlıktı bana göre.. Ahmet Çakırla tanışıklığımız yoktur. Yazılarını okurum o kadar. Kimileri iyi ama ne gerek vardı O bir imparator ismiyle çıkmasına dese de, aslında yorumu okuyucuya kalacak bir kitap yazmış Ahmet Çakır. Bugün yaşadığımız herşeyin doğru cevabını burada bulmak mümkün. Bu kitabı okuduktan sonra bugünün Fiorentinası, Hakanı ve Galatasarayını daha iyi tahlil edip, Fatih Terimin İmparator olup olmadığına veya Hakan Şükürün krallığına siz karar verebilirsiniz Galatasaraydaki başarının haksızlık yapılarak Fatih Terime isnat edildiği, futbolculara haksızlık yapıldığı iddiası da, Lucesculu Galatasarayın performansıyla cevaplanacak sorular. Tarih bize çok şeyi öğretir, yeterki istifade etmeyi bilelim. Fransızlar okur-yazar öğrenirken, biz Fransızcayı yasaklıyoruz. Ne yazıkki ne LEquipe gibi bir spor gazetemiz, ne de France Football gibi haftalık futbol dergimiz var. Yakın tarihi yeniden hatırlamamıza yardımcı olan Çakıra teşekkürler... Simon Kuper adlı genç gazetecinin başta Futbol asla sadece futbol değildir kitabı olmak üzere birçok eser verdiği dünyada, Türkiyenin genç kuşaktan başarılı, yazan, çizen bilgilendirici genç gazeteci kuşağı çıkartamadığını, kapanan Yeni Binyıl gazetesinde eleştirel bir dille ele alan Ahmet Çakıra bir de teessüf.. Sayın Çakır, İletişim Fakültelerinden mezun olanlar gazetelerin önünden bile geçemezken, futbolcularımız jübile maçının ertesi günü spor yazarı oluyor bu ülkede. Eğitim aldığı gazeteciliği uygulama fırsatı bulanlar ise maalesef medyadaki bozuk yapılanmanın kurbanı oluyorlar. Kısacası Türk gazetecilerin Simon Kuper olması engelleniyor. Eline sağlık Ahmet Çakır | ||||
![]() |
![]() |
||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||
![]() |