|
|
|
Hollywood, Uzakdoğu aksiyon sinemasının izleyiciyi avucuna alan maharetini geç de olsa keşfetmenin mutluluğunu yaşıyor. Geniş kitleler, tüm fizik kurallarına hiçe sayan dövüş ve akrobasi sahnelerinin çevrilmesine olanak tanıyan kablo tekniğini ilk olarak Matrix ile tanıdılar. Keanu Reeves ve Laurence Fishburneün Kung-Fu yaptıkları unutulmaz sahnelerde Uzakdoğudan getirilen uzmanların büyük emeği vardı. Bu uzmanlar sadece, oyuncuları dövüş konusunda eğitmekle kalmadılar. Aynı zamanda kendi sinemalarında uzun süredir uyguladıkları, oyuncuları kablolarla aynı bir kukla gibi idare edebilme sistemini getirerek, Matrixin yabana atılmayacak derecede sükse yapmasını sağladılar. Bu kablolar elbette daha sonra bilgisayar yardımıyla görüntüden çıkarılıyor. Bu sene izlediğimiz bir diğer aksiyon filmi olan Romeo Must Die-Romeo Ölmeliden sonra, Charlienin Meleklerinde de aynı tekniğin kullandığına şahit oluyoruz. Yapımcılar bu filmde oyuncuları eğitmeleri için Matrixteki uzmanlarla anlaşmışlar. Netice ise yine kusursuz... Cameron Diaz, Drew Barrymore ve Lucy Liu akıllara durgunluk veren hareketleri sanki parkta yürüyormuş gibi büyük bir rahatlıkla gerçekleştiriyorlar.
Charlienin Melekleri, günümüz aksiyon sinemasının artık senaryo derinliğini bir kenara bıraktığını ve tamamen görselliğe yüklendiğini ispat eder nitelikte bir film... Teknik açıdan üst seviyede yönetilen baş döndürücü sahnelerin başarısına söylenebilecek olumsuz bir söz yok. Fakat zeka pırıltısı gösteren birkaç komik diyalog dışında, filmin tamamen düşük IQlu bir senaryosu olduğu da gerçek... Bu tarz filmlere giderken insan zaten detaylı bir senaryo beklentisi içinde olmadığı için, eğer diğer unsurlar yerli yerindeyse filme sempati ile yaklaşabiliyor. Charlienin Melekleri bu açıdan şanslı bir film çünkü aksiyon sahnelerindeki görsel zenginlik dışında sempatik oyunculara da sahip. Cameron Diaz, Drew Barrymore ve Lucy Liu gözlere ziyafet çekerken, Bill Murray ve Tim Curry de filme renk katıyorlar.
Gösterime girdikleri dönemin en sıkı aksiyonları olan Cehennem Silahı ve Zor Ölümün, Charlienin Melekleri gibi günümüz macera filmlerinin yanında artık Yurttaş Kane gibi ağırbaşlı kaldığını söylemek sanırım yanlış olmaz.
|
|