Home page
Haber Menüsü


Yılmaz: KOB gerekleri yapılabilir
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB katılım ortaklığı belgesi’nde (KOB) Türkiye’nin yerine getiremeyeceği hiçbir hususun bulunmadığını söyledi.
Ankara
AA
14 Kasım— Yılmaz, ANAP grubundaki konuşmasını 8 Kasım’da açıklanan KOB çerçevesinde yapılan değerlendirmelere ayırdı. AB ile Türkiye’nin ilişkilerinin aday ülkelerin hepsinden ve üye bazı ülkelerden daha köklü olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye-AB ilişkilerinin 40 yıllık bir geçmişi olduğunu hatırlatarak, süreç içinde AB ile diyalogun seyrini anlattı.

   
 
       
    MSNBC News İktidar Kürtçe yayını tartışıyor
MSNBC News Bahçeli KOB'yi tatminkar bulmadı
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  KOB’nin Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönüm noktası teşkil ettiğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
       “Katılım ortaklığı belgesi bir kere şunu göstermiştir: Bize 1989’da, tam üyelik başvurumuza cevaben söylenen, (Türkiye’nin AB kriterlerini yerine getirmekten çok uzak olduğu), keza Lüksemburg Zirvesi’nde bize söylenen, (Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni yerine getiremeyecek durumda olduğu) argümanları doğru değildir. Çünkü, geçen hafta açıklanan katılım ortaklığı belgesi göstermiştir ki Türkiye’nin bu konuda yapması istenenler, atla deve şeyler, Türkiye’nin yapamayacağı şeyler değildir. Bunların hiçbirisi Türkiye’nin gerçekleştiremeyeceği hususlar değildir.”
KISA VADELİ HEDEFLER
        Katılım ortaklığı belgesinin ilk kez Türkiye için hazırlanan bir belge olmadığını, 1993’teki Kopenhag Zirvesi’nden sonra bütün aday ülkeler için hazırlandığını hatırlatan Yılmaz, bu kriterleri yerine getiren ülkelerle tam üyelik müzakerelerinin başlatıldığını belirtti. AB’ye aday olan 12 ülke ile tam üyelik müzakerelerinin sürdüğünü, sadece Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılmadığını ifade eden Yılmaz, müzakerelere başlayabilmek için katılım ortaklığı belgesinde ifade edilen kısa vadeli hedeflerin gerçekleşmesi gerektiğini anlattı.
       Türkiye’nin bu süreçte geç kalma nedenleri incelendiğinde bir yandan AB’de Türkiye’ye karşı olan önyargıların rol oynadığını dile getiren Yılmaz, bunun yanında Türkiye’nin konumundan, özelliklerden kaynaklanan çok ciddi nedenler bulunduğunu bildirdi.
       
NÜFUS ÇOĞUNLUĞU
       Yılmaz, Türkiye’nin 65 milyon nüfuslu bir ülke olduğunu, hesaplara göre 30 sene sonra 100 milyona varacağını, yüzyılın sonunda da Fransa ile Almanya’nın toplam nüfusuna eşit bir nüfusa erişeceğini belirtti. “Türkiye’yi bugün AB’ye aldıklarında yüzyılın sonunda Türkiye’nin AB’nin en büyük ülkesi olmasını da kabul etmeleri gerekir. AB’nin bu konuda ciddi rezervleri vardır” diyen Yılmaz, AB’nin şu anki mekanizmasının nüfus çoğunluğuna dayalı bir mekanizma olduğuna işaret etti.
       AB’nin 2004 yılına kadar genişleme sürecini durdurma eğiliminde olduğunu belirten Yılmaz, bu süreçte Birliğin yeni üye almak yerine iç mekanizmalarını yeniden düzenleyeceğini, muhtemelen oybirliği esası yerine oy çokluğunun getirileceğini ve ülkelerin temsilinde başka kriterlerin sözkonusu olabileceğini anlattı.
       
KIBRIS SORUNU
        Katılım ortaklığı belgesinde Türkiye’nin kesinlikle reddeceği herhangi bir unsurun bulunmadığını yineleyen ANAP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:
       “Ama belgede bizi rahatsız eden 2 tane unsur vardır. Bunlardan biri Kıbrıs’la ilgilidir, diğeri de Mali İşbirliğiyle ilgili. Kıbrıs’la ilgili konu, aslında Helsinki Zirvesi kararlarında Türkiye ile ilgili olarak Kıbrıs konusunda bir ifade kullanılmıştı. Bu bizim yadırgadığımız bir ifade değildi, hatta mutabık kaldığımız bir ifadedir.
       Bu da Türkiye’nin Kıbrıs konusunda yürütülen siyasi diyaloga destek olacağı ifadesidir. Ama Helsinki’de bu ifade yer aldığı zaman Sayın Başbakan bunun hiçbir şekilde Türkiye’nin tam üyeliğinin Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı olduğu şeklinde anlamadığımızı, Kıbrıs sorununun çözümü ile Türkiye’nin AB’ye üyeliği arasında bir bağlantıyı kabul etmediğimizi açıklamıştı. Sayın Başbakan’ın açıklamasıyla yetinilmemiş, o zamanki AB’nin Konsey Başkanı olan Finlandiya Dışişleri Bakanı da bunu Türkiye’ye yazılı olarak taahhüt etmiştir.”
       
SON DAKİKA DEĞİŞİKİLĞİ
        Katılım ortaklığı belgesinin, ilgili AB komiseri tarafından hazırlanan ilk taslakta sözkonusu ifadenin “genel ilkeler” içerisinde yer aldığını, bundan mutlu olmasalar bile buna tepki göstermediklerini bildiren Yılmaz, “ama son anda metnin komisyonda karara bağlanması sırasında hem giriş bölümündeki o ifade muhafaza edilmiş hem de Türkiye’nin 1 yıl içinde gerçekleştirmesi gereken kısa vadeli hedefler arasına ifade aynen konmuş” diye konuştu.
       Yılmaz, bu son dakika değişikliğinin niye konulduğuna da açıklık getirirdi. KOB’nin 18 Kasım’da Avrupa Bakanlar Konseyi’nde görüşüleceğini, 9 Aralık’ta da AB zirvesinde ele alınacağını ve bu sürecin sonunda resmileşeceğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:
       “Katılım ortaklığı belgesinin konseyde ve zirvede karara bağlanmasında oybirliği aranmamaktadır. Bazı üyelerin muhalefetine rağmen oy çoğunluğu ile belgenin kabul edilmesi mümkündür. Ancak bu belgenin içinde yer alan mali birtakım hükümlerin, Türkiye’nin bu hedefleri yerine getirmesi için AB’nin yapacağı mali yardımların içinde bulunduğu çerçeve anlaşması mutkala oybirliğiyle kabul edilmesi gereken bir belgedir. Dolayısıyla Yunanistan Katılım Ortaklığı Belgesi’ni, (kendisi açısından tatmin edici bir belge olmazsa), engelleyemese bile bu belgenin hayata geçirilmesini sağlayacak çerçeve anlaşmasını veto etmek hakkına sahiptir. Yunanistan’ın bu blokajını aşmak için, hükümetimizin, benim anlayışıma göre tamamen kozmetik olan böyle bir taahhüt verilmiştir.”
TÜRKİYE’NİN TUTUMU
       KOB’ye Kıbrıs konusunda konulan ifade karşısında Türkiye’nin takındığı tutumu da anlatan ANAP lideri Mesut Yılmaz, şunları söyledi:
       “Bu durumda Türkiye açısından belgeyi değerlendirirken, iki ihtimal vardı. Birincisi Kıbrıs konusunda bu tavır değişikliği nedeniyle bu belgeyi tümüyle reddetmek, ikincisi Helsinki’de bize yazılı olarak teyid edilen anlayışın bizim için geçerli olduğu, dolayısıyla Kıbrıs meselesinin hiçbir şekilde bizim AB ile ilişkilerimizde bir unsur olarak tarfımızdan kabul edilmeyeceğimizi ifade ederek belgenin tümünü kabul etmek.”
       Belgenin Bakanlar Kurulu’nda değerlendirildiğini, bu konudaki anlayışın açıkca ifade edildiğini, Kıbrıs konusundaki ifade dışarda kalmak kaydıyla belgenin kabul edildiğini hatırlatan Yılmaz, basında ve birtakım çevrelerde Türkiye’nin katılım belgesini kabul edip etmediğine yönelik değerlendirmelerin “abes olduğunu” bildirdi.
       
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları