Home page
Haber Menüsü



 
 
Türkiye nasıl bir ortak olacak?  
Yılda ortalama yüzde 7’lik büyüme performansı gösterecek Türkiye 2020 yılına gelindiğinde Euro Bölgesi’nin beşinci büyük gücü haline gelebilir.  
   
Güventürk Görgülü
NTV-MSNBC
 
    27 Aralık 2004—  Türkiye ve Avrupa birliği arasındaki müzakere tarihi gösterisi aralık ayı gündemine damgasını vururken, konuyla ilgili tüm taraflar iç kamuoylarına “biz en iyisini aldık” mesajını vererek rahata erdiler. Şimdilerde ise tartışma, “Müzakereler kokoreç mevzuatından mı gümrük mevzuatından mı başlayacak?”, “Bizi AB’ye gerçekten mi alacaklar yoksa fasulyeden mi alacaklar” gibi daha ağır konular üzerine cereyan ediyor.  

   
 
       
   
MSNBC News Güventürk Görgülü: Pazarlama büyümektir!
MSNBC News Güventürk Görgülü: Avrupa'nın sağı solu...
MSNBC News Güventürk Görgülü: Kablosuz tren kaçmasın!
MSNBC News Güventürk Görgülü: Biraz yaratıcı olma zamanı!
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       Ekonomik ve siyasi göstergeler, aşağı yukarı 15 yıl sonra; 2020 yılı civarında Türkiye’nin Avrupa Birliği içinde “bir şekilde” tam üye olarak kabul edilebileceğine işaret ediyor. Ancak bu “bir şekilde” konusunun ne şekilde olacağını büyük ölçüde Türkiye’nin ekonomik performası belirleyecek.
       Yapılan analizler, Avrupa Birliği’nin daha uzun süre ABD’ye alternatif bir askeri-siyasi güç haline gelmeyeceğini gösteriyor. The Economist dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Bill Emmott da geçtiğimiz ay İstanbul’da verdiği konferansta AB’nin askeri alandaki zayıflığının daha uzun süre devam edeceğini belirterek, Avrupa’nın güvenlik ihtiyaçlarını NATO ve ABD aracılığıyla çözme politikasını sürdüreceğine işaret ediyordu. Bir başka deyişle Avrupa, ABD ile bazı küçük çıkar çatışmalarına girse de büyük ölçüde ABD eksenli siyası-askeri politikaları desteklemeye devam edecek.
       
AB EKONOMİK GÜCÜNÜ TAZELEYECEK
       Ancak Avrupa Birliği, siyası-askeri alanda kaptırdığı inisiyatifi ekonomik alanda ele alacağının sinyallerini veriyor.
       Avrupa Birliği’nin Doğu Avrupa’nın çerez ülkeleriyle başlayan genişleme sürecinin daha sonra ana yemek olarak Türkiye ve Ukrayna’yı da içine alacak gibi görünmesi, Euro’nun giderek güçlenmesi, Avrupalı firmaların artan rekabet güçleri, önümüzdeki 20 yılda AB’nin özellikle de Euro Bölgesi’nin güçlü bir ekonomik aktör olarak dünyada varlığını hissettireceğini haber veriyor.
       Böyle bir yapı içinde Türkiye’nin de gerek ekonomik büyüklük olarak gerekse “farklı türden” bir ülke olarak Euro Bölgesi’nin önünü açması hiç de mantık dışı bir senaryo değil.
       Ekonominin büyüme motorunun başta Çin olmak üzere doğuya doğru kayması, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin Çin’in ardından yeni “süper güçler” haline gelme ihtimalleri Avrupalılar’ı ister istemez tek paranın geçerli olduğu büyük iç pazarın getireceği güçten yararlanmaya itiyor.
       
TÜRKİYE 7. SIRADA YER ALACAK
       İşte Türkiye’nin de önümüzdeki 15 yıllık büyüme performansı, bu pazarın neresinde yer alacağını belirleyecek. Türkiye şu anda 12 ülkenin yer aldığı Euro bölgesi ile karşılaştırıldığında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) açısından 7. büyük ekonomi durumunda. Almanya, Fransa ve İtalya’nın lider durumda olduğu Euro pazarında İspanya, Hollanda ve Belçika ekonomik büyüklük açısından bu pazarın yüzde 3.4’ü büyüklüğündeki Türkiye’nin önünde yer alan diğer ülkeler.
       Şimdi geleceği doğru küçük bir projeksiyon yapalım; Euro bölgesine önümüzdeki 15 yıl içinde İngiltere’nin ve diğer çerez ülkelerin katılmadığını, bu bölgedeki tüm ülkelerin de geçen 20 yılda gösterdikleri ortalama reel büyüme performansını göstereceklerini varsayalım.
       Bu varsayım altında Türkiye, geçen 20 yılda gösterdiği yıllık ortalama yüzde 4.11’lik büyümeyi devam ettirirse, 2020 yılında Belçika ekonomisinin önüne geçerek Euro Bölgesi’nin yüzde 4.5’i büyüklüğünde 6. büyük ekonomisi haline gelebiliyor. Yüzde 5’lik ve 6’lık büyüme performanslarıyla sıralamada bir değişiklik olmuyor ancak Türkiye’nin ekonomik ölçeği sırasıyla Euro Bölgesi’nin yüzde 5.21’i ve 6.12’sine ulaşıyor.
       Yıllık ortalama yüzde 7’lik büyüme senaryosunda ise, Türkiye Hollanda’nın da önüne geçerek Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’nın ardından Euro Bölgesi’nin beşinci büyük gücü haline geliyor ki, bu büyüklük diğer 12 ülke toplamının yüzde 7.17’sine eşdeğer bir ekonomiyi ifade ediyor.
       
EURO BÖLGESİ İKİNCİ OLACAK
       Euro Bölgesi’ndeki ülkelerin varsayılan performansı ve Türkiye’nin yıllık yüzde 7 büyüme senaryosunu biraraya getirdiğimizde ise, 2003 yılı cari fiyatları üzerinden az önceki reel büyüme hesabıyla 2020 yılında, Türkiye’nin de dahil olacağı Euro ekonomisinin büyüklüğü 12.9 trilyon dolara ulaşıyor.
       Şimdilik Euro’dan uzak duran İngiltere’nin de sistemi katılması durumunda ise Euro bölgesinin büyüklüğü (Önümüzdeki yıllarda katılması beklenen çerez üyeleri ihmal edersek) 15.7 trilyon doları buluyor.
        Eğer Birleşik Devletler son 20 yılda gösterdiği yıllık ortalama yüzde 3.32’lik büyümeyi 2020’ye kadar sürdürürse 18.9 trilyon dolara ulaşan ABD ekonomisinin ardından Euro ekonomisi dünyadaki ikinci büyük süper güç haline geliyor. ABD ekonomisinin gelecekte yaşama ihtimali çok yüksek olan zor günler hesaba katıldığında ise büyüme performansındaki 1 puan düşüklük bile ABD’yi dünyanın ikinci büyük gücü haline geriletebiliyor.
       2020 Yılında Tahmini Ekonomik Büyüklükler
        Milyar USD
       1-Euro 12 12.180
       2-Türkiye 757.2 (%7 ortalama büyümeyle)
       3- İngiltere 2.804
       1+2 12.937
       1+2+3 15.741
       ABD 18.959 (%3.2 ortalama büyümeyle)
       ABD 16.070 (%2.2 ortalama büyümeyle)
       Japonya 6.561 (%2.48 ortalama büyümeyle)
       Çin 4.453 (%7 ortalama büyümeyle)
       Hindistan 1.892 (%7 ortalama büyümeyle)
       Brezilya 1.555 (%7 ortalama büyümeyle)
       
       Görüldüğü gibi Türkiye’nin 2020’ye gelindiğinde AB ile “ne şekilde” bir ortaklık kuracağını yine Türkiye’nin performansı belirleyecek. OECD’nin geçtiğimiz aylarda yayınlanan Türkiye Ekonomisi Raporu’na göre Türkiye güçlü bir büyüme gösterirse kişi başına gelirini şu anda yüzde 27 düzeyinde bulunan 15 AB üyesinin ortalama kişi başına gelirinin yüzde 41’ine kadar yükseltebiliyor.
       Ortalama bir büyümeyle bu oran yüzde 33’te kalırken beklentilerin altında gerçekleşecek büyüme hızı kişi başına geliri şimdikinden çok daha kötü bir düzeye indiriyor.
       
BÜYÜMEDE YOL AYRIMI
       Aynı rapora göre, Türkiye, atlattığı büyük krizden sonra girdiği hızlı büyüme sürecinde ciddi bir yol ayrımında. Ya ekonomik alanda ciddi bir performans sergileyerek büyük ekonomiler arasında yerini alacak ya da geçmişteki hatalarını tekrarlayarak zayıf büyüme trendiyle şu anda bulunduğu durumdan da zayıf bir ekonomik yapıyla yaşamak zorunda kalacak.
       OECD’ye göre büyümeyi tehdit eden üç ana unsur ise siyasi güvensizlik ve makroekonomik istikrarsızlık (güven sorunu), kamu kesimindeki verimsizlik ve politik etkilere açık yapı (yönetim sorunu), özel sektörü kayıt dışı faaliyete zorlayarak vergi kapasitesini düşüren ekonomik yapı (kayıtdışılık sorunu) olarak sıralanıyor. Bunların yanına dördüncü bir unsur olarak Türkiye ekonomisindeki büyümeyi destekleyecek insangücü kalitesi sorununu da katmak gerekiyor. Bu konuyu önümüzdeki yazıda ele alacağız.
       

Tüm hesaplamalar OECD ve Dünya Bankası verileri esas alınarak yapılmıştır.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları