Home page

Haber Menüsü


Bir görüş
 
Final oynamalı
 
UEFA şampiyonu olmuş bir takıma artık şampiyonlar liginde final oynamak yakışır Monaco galibiyetine sevinmek değil.
 
Nermin Kartal Örkmez
NTV-MSNBC
 
13 Eylül—  Tebrikler Galatasaray. Üç puanla şampiyonlar ligine başlayarak bu konudaki talihsizliğini yendi. Guruptan çıkacağına kesin gözüyle bakılan sarı kırmızılılar Ali Sami Yen’e tabii ki mutlak galibiyet için çıktı. Başarıya alışmış taraftar belki futbolcusunu yalnız bıraktı ancak 2-2’den sonra üzerine düşeni yaptı ve üçüncü golde büyük pay sahibi oldu. UEFA şampiyonu neredeyse kendi elleriyle maçı rakibine hediye edecekken, heyecan içinde geçen onca dakikadan sonra üçüncü golü buldu ve maçın uzatmalarının bitmesini dört gözle bekledi.

   
 
       
    MSNBC News Biraz sabır, biraz zaman
MSNBC News Fenerbahçe iyi yolda
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Galatasaray’ın çıktığı her maçtaki kazanma güdüsü asla tartışılmaz. Bundaki en büyük etken oturmuş kadrosu ve bu kadronun birbirine uyum içinde olması. Kendine güvenen ekibe gol kralı Jardel’in de katılması daha bir güçlü kılıyor sarı kırmızılıları. Eleştirilen Jardel’in gol yollarındaki becerisi ve fırsatçılığı rakip savunmanın arkasına sinsice sarkması ve arkadaşlarına güven vermesi en büyük özelliği. Golle buluşan bir golcüden bir de bu özellikleri varsa daha ne beklenir ki.
       Bu özellikler Galatasaray’ın ve Galatasaraylı futbolcuların artı yönleri. Peki eksik neydi de Galatasaray dün gece maçı zora soktu? Saha içinde futbolcular, tirübünde taraftarlar diken üzerinde oturdu hiç alışık olmadıkları halde. Bir iki değişiklik dışında kadro aynı kadro üstelik bir de gol kralı var.
       Attığı golle ayakta alkışlanan maçı izleyen herkeze “helal olsun” dedirten Hagi defansının önündeki laubaliliğiyle kendine yakışmayanı yaptı ve Monaco’yu ümitlendirecek gole sebebiyet verdi. Hagi hehalde “Maç 2-0 nasılsa bizim.” diye düşündü ve ağırdan aldığı hareketlerle hiç düşünmediği bir anda topu kaptırdı. Bu golden sonra “Ne zaman hakemle kapışacak” diye düşünürken kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
       Bundan sonrası hiç önemli değil. Şampiyonlar ligi maçında takım on kişi kalıyor ve önündeki karşılaşmaların en az ikisinde forma giyemeyeceksen nerede bunun profesyonelliği nerede bunun büyük futbolculuğu? Halbuki her seferinde sanki okulda bir öğrenciye ders gösterir gibi anlatılır. “Hakemle oynamayın.” Bunu nedense bizim futbolcularımız anlamak istemiyor ya da o anki duygularına sonradan pişman olacağını bile bile esir oluyor. Başarılı oyuncu genç Emre de, Hagi’ye futbol zekasında benzediği kadar bu yönde de benziyor yada kendisine örnek alıyor. Özellikle gençlerin bu yönde kesinlikle daha fazla uyarılması gerekiyor.
       Peki saha içinde bu hareketlere nasıl izin veriliyor. Burada en büyük görev teknik direktöre düşer, problem teknik direktöründür. Fatih Terim’in en büyük özelliği otoriter olması ve laubaliliğe bırakın maçları antrenmanlarda dahi izin vermemesiydi. “Acaba futbolcular Fatih Terim’den sonra otorite boşluğu mu yaşıyor ya da baskıdan kurtulmanın verdiği heyecanla mı davranıyorlar saha içinde” diye düşünmeden edemiyor insan.
       Bu kadar profesyonel olan ve UEFA kupasını kazanan ekibe bu yakıştırmayı da yapmak doğru olmaz. Ancak bu tür davranışların kesinlikle bir nedeni olmalı. Trübünde oturan insan otorite boşluğu diye düşünebilir. Gerçek nedeni bulmak ise teknik direktörün görevidir.
       Galatasaray dün gece kendine yakışan futbolu oynamadı. Orta saha çok aksadı ve diğer maçlar için tehlike sinyalleri verdi. Burada Lucescu devreye girmeli ve biran önce önlemini almalı. UEFA şampiyonu olmuş bir takıma artık şampiyonlar liginde final oynamak yakışır, Monaco galibiyetine sevinmek değil.
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları