| | | Sarı lacivertli futbolcular bu avantajı kullanamadı, taraftar baskısını adeta dezavantaja çevirdi, anlaşılan Mustafa Denizlinin hafta içinde yaptığı toplantılar bir etki yaratmamış ve Fenerbahçe ezik kimliğinden kurtulamamıştı. Her fırsatta belirtilen zaaflar ve takımın orta saha ve defans uyumsuzluğu bu maçta daha da ön plana çıktı. Mustafa Doğan ve Ogünün yerine oynayan Serkan ve Ömer teknik heyetin beklediğinden çok uzak bir futbol sergileyince, mağlubiyet de kaçınılmaz oldu.
Önemli olan üç puanın kaybedilmiş olması değil. Uzun lig maratonu içinde bütün takımlar puan kaybedeceklerdir. Bunun kadar doğal bir şey olamaz. Doksan dakika boyunca en çok dikkat çeken olay Fenerbahçeli futbolcuların çok çabuk paniğe kapılması, bu panikle birlikte zaten var olan zaafiyetlerin daha da ön plana çıkması ve oyun disiplininin tamamen kopması oldu. Burada anlaşılmayan tek şey neden bu kadar çabuk paniğe giriliyor, gol geciktikçe gol atamama düşüncesi neden daha da belirginleşiyor?
Fenerbahçe belkide bu paniğe girmese eksikliklerine karşın, golü bulabilecek ve bu güvenle galibiyete gidebilecek. Bu Fenerbahçenin en büyük eksikliklerinden bir tanesi. İlk iki haftada karşısında güçsüz bir Kocaelispor ve İstanbulspor bulan Fenerbahçe, eksiklerine karşın üç puany almıştı. Aynı Fenerbahçe ilk iki takımdan daha diri bir Gençlerbirliğiyle karşılaşınca uyum ve kondüsyon yetersizliğini öne çıkardı ve bu eksiklerini kapatmasını bilemedi. Mehmet Alinin golünden sonra da kendisini toparlayamadı. Beraberlik için yüklendikçe defansında daha büyük açıklar verdi ve orta sahanında yaptığı top kayıplarıyla Gençlerbirliğinin kontrataklarından pek çoğu Fenerbahçe kalesinde gol pozisyonu yarattı.
Sahada kendisini bir türlü ifade edemeyen Fenerbahçe takım halinde olduğu kadar şahsi hataların da ön plana çıkmasıyla 3-1 gibi net bir skordan kurtulamadı. Alınan bir galibiyetten sonra takımı göklere çıkartmak kadar, böyle bir mağlubiyetten sonra felaket tellallığı da yapmak çok yanlış.
Karşılaşmanın Fenerbahçe adına en önemli yanı bu mağlubiyetin erken gelmesi. Böylelikle takım içindeki eksiklikler ve uyum sorunu daha çabuk çözülme yoluna gidebilir ve Fenerbahçe bu maçtan büyük dersler çıkarabilir. Fenerbahçenin eksikleri belli ve bunları aşmak sanıldığı kadar zor değil. Zayıf olan yedek kulübesini güçlendirmek ve takım içindeki uyumu sağlamakla işe başlanabilir.
Unutulmamalı ki Fatih Terim Galatasarayı çalıştırmaya başladığı ilk maçlarda puan kaybetmişti. Aynı Terim takımını dört yıl sonra UEFA şampiyonu yaptı. Fenerbahçe ve Fenerbahçelilerin biraz zamana ve sabra ihtiyacı var.
Tahammül güçlerini biraz daha yükseltirlerse kaliteli ve devamlılığı olan bir Fenerbahçe meydana getirilebilir. Gençlerbirliğini ise hem akıllı futbolu, hem de fırsatçılığı için tebrik etmek gerekir. Sarı lacivertlilerin handikaplarını iyi bilen teknik heyet bundan çok iyi faydalandı. Uyguladığı katı defansla Fenerbahçe forvetine fırsat vermeyen Ankara ekibi, rakibinin hatalarını, maç içinde yarattığı panik havasını iyi kullandı ve sonuca gitti. Ama Gençlerbirliğini en çok sevindiren nokta geleneği yine bozmamaları oldu. | |