Home page
Haber Menüsü


 
Ekonominin örtülen gerçekleri ve öneriler
 
Hükümetin cari işlemler açığı tahmini 7,6 milyar dolar düzeyindeydi. Demek ki, bunun üçte ikisi daha ilk çeyrekte yaşandı. Geriye kalan 9 ayın açığı herhalde 2.6 milyar dolarla kalmaz.
 
Mustafa Sönmez
NTV-MSNBC
 
24 Mayıs 2004—  Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener, Cuma günü Ankara’da Ekonomi Koordinasyon Kurulu ardından yaptığı açıklamada, Mart ayı cari işlemler açığının 2.3 milyar dolar olarak beklendiğini, ancak gerçekleşmenin 2 milyar dolar olduğunu belirterek, “Bu rakam beklentiye göre daha düşük bir cari açığı ifade etmektedir. Cari işlemler açığında ortaya çıkan rakamlar öngörülmeyen rakamlara olarak algılanmamalıdır” demiş ve eklemiş; “Tüm makro ekonomik hesaplar öngörüldüğü şeklilde devam etmektedir. Ekonomi iyi yoldadır. Her şey doğal seyrinde akıyor. Ek tedbir konusunda yeni bir durum söz konusu değildir.”

   
 
       
   
MSNBC News Mustafa Sönmez: Ekonomide küçülme tehlikesi
MSNBC News Mustafa Sönmez: Küçülme kaçınılmaz
MSNBC News Mustafa Sönmez: Turizmde iki yılda % 42 damping
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
REEL FAİZ YÜKSELİYOR
       Abdullatif Bey, “Ekonomi iyi yoldadır”, derken aynı gün Merkez Bankası’nın mali sektörde her ay iki kez gerçekleştirdiği beklenti anketinin sonuçları açıklandı. Mayıs ayı ikinci dönem sonuçlarına göre, yıllık reel faiz beklentisi 0.7 puan artarak yüzde 11.7’ye yükseldi. Söz konusu oran, nisan ayının ikinci anketinde yüzde 11 çıkmıştı.
       Reel faiz beklentisinin yükselmesi, fonları ranta dayalı enstrümanlara yöneltirken, ihalelerde faiz düzeyini etkileyerek Hazine’nin borç çevirme maliyetini de artırıyor.
       2003 mart ayında yapılan ankette Irak savaşının da etkisiyle yüzde 24.6’ye ulaşan yıllık reel faiz beklentisi, izleyen dönemde düşmüş, ekim ayında yüzde 8.5’e kadar inmiş, ancak, bütçe gelir hedeflerinde sapma, hükümetin bazı sosyal harcamalar nedeniyle ortaya çıkan ek kaynak gereksinimi, IMF ile gözden geçirmenin gecikmesi gibi etkenlerle izleyen dönemde yeniden yükselip, kasım başında yeniden yüzde 10’a çıkmıştı.
       Reel faiz beklentisi bu yıl ise ocak ayında yüzde 11.7’ye kadar yükseldikten sonra, şubatta yüzde 11.1’e, martta yüzde 10.9’a inmişti. Nisan ayında yüzde 11’e çıkan beklenti, mayıs ayında da yeniden yüzde 11.7’ye ulaştı.
       Abdullatif Şener Beyefendi’nin reel faiz beklenti anketini ciddiye alması gerekirdi, almamış.
       
CARİ AÇIK AYMAZLIĞI
       Gelelim cari açığa. İthalatın iyice arttığı Nisan ayını bir yana bırakalım, Ocak-Mart dönemi cari açığı ciddi alarm veriyor ama anlayana..Bakan Bey, Mart açığını cımbızlamış, 2.3 milyar dolar bekliyorduk, 2 milyar dolar oldu açık, diyerek teselli bulmuş. Halbuki Mart’a takılmayıp ilk üç ayı analiz etse, yaşanan iç ve dış gelişmeleri göz önünde tutup, bir de baştaki beklentilerini hatırlasa, acil önlemlere bal gibi ihtiyaç olduğunu görecek. Nedir gerçek cari açık görünümü?
       Merkez Bankası verilerine göre ocak-mart dönemi cari açığı 5 milyar doları aştı.
       Bu geçen yılın ilk üç ayına göre açığın yüzde 82 artması demek.. Türkiye’nin cari işlemler kapsamındaki toplam döviz geliri 18,5 milyar dolara yaklaşmış ama döviz 23,5 milyar dolara ulaşmış.. Böylece daha ilk üç ayda 5 milyar 35 milyon dolarlık cari işlemler açığı yaşanmış. Geçen yıl ilk çeyrekte her 100 dolarlık döviz gelirine karşılık 119 dolar harcama vardı. Bu yıl ise açık büyüdü ve her 100 dolarlık dövize karşılık 127 dolar harcandı.
       Nisan sonunda daha dehşetli bir açık ile karşılaşacağız. Peki , yıl başındaki beklenti neydi? Hükümetin cari işlemler açığı tahmini 7,6 milyar dolar düzeyindeydi. Demek ki, bunun üçte ikisi daha ilk çeyrekte yaşandı. Geriye kalan 9 ayın açığı herhalde 2.6 milyar dolarla kalmaz. Tersine sadece Nisan açığının bile 2.6 milyarı bulacağını şimdiden söyleyebiliriz. Tarihi bir açığa doğru sürüklendiğimiz aşikar ama AKP hükümeti tam bir depresyon yaşıyor, gerçekle yüzleşmiyor.
        Tek başına ithalattaki eğilimleri mercek altına alalım: Üç aylık 23,5 milyar dolarlık döviz giderinin yüzde 81’ini, geçen yıla göre yüzde 40.6 büyüyen ithalat faturası oluşturmuş. Geçen yılın aynı dönemine göre 5 milyar 490 milyon dolar daha fazla ithalat gerçekleştirilmiş. Nisan-Mayıs kur artışlarına rağmen ithalatın hızı kolay düşmeyecek gibi. Hele ki, ham petrol fiyatlarının getirdiği ek fatura dikkate alınırsa.
       
HAM PETROL FATURASI
       2004 programı hazırlanırken ham petrol fiyatı 25.5 dolar olarak varsayılmış ve 4.5 milyar dolarlık bir ithalat yapılacağı varsayılmıştı. AKP Hükümeti fark etti mi bilmem ama varil başına 9,6 dolarlık bir zam gördü ham petrol ve şimdi fatura birden bire 1.6 milyar dolar arttı. Bununla bitmiyor. Geçen yıl sıvılaştırılmış petrol gazı da dahil (LPG) işlenmiş petrol ürünleri ithalatı 2.3 milyar dolar olmuştu. 4.7 milyar dolar olan ham petrolle birlikte Türkiye’nin ham petrol fiyatlarına duyarlı olan ithalat toplamı geçen yıl 10 milyar doları aşmıştı. Dolayıyla ortalama 35 dolarlık bir ham petrol fiyatı sadece ham petrol ithalatına getireceği 1.6 milyar dolarlık ek yükle kalmıyor, doğalgaz ve petrol ürünü ithalatıyla birlikte 3 milyar doların üzerinde bir ek fatura getiriyor. Bu Türkiye’nin gayri safi milli hasılasından yüzde 1 daha fazla bir yük demek.
       Abdullatif Bey hatırlar mı bilmem ama , yüksek ham petrol fiyatları hep krize yol döşeyen bir musibettir. 2001 krizine tırmanan basamaklardan birini ham petrol fiyat artışı oluşturmuştu.
       1999’da ortalama 16.5 dolar olan ham petrol fiyatı 2000 yılında 27 dolara kadar yükselmiş ve bu artış cari işlemler açığını 9.8 milyar dolara çıkmasında etkili olmuş, 2001 yılındaki krize de zemin hazırlamış, maliyetleri artırarak enflasyonun yüzde 20 olan hedefin oldukça üzerinde kalmasında büyük rol oynamıştı. Görmek istemiyorlar ama yine aynı şeyler olacak gibi. Ham petrol zincirleme olarak birçok maliyeti tetikleyecek ve yüzde 12’lik enflasyon hedefi muhtemelen “badem” olacak..
       AKP Hükümeti, gerçeklerle yüzleşmeyerek, yaklaşan tehlikeye karşı gerekli önlemleri almayarak büyük hata yapıyor. Bankaların açık pozisyon artırmalarını görünce “Ekonomi iyi yolda” sözleriyle karanlıkta ıslık çalanları anımsatan hükümeti yine birileri ciddiye mi alıyor diye düşünmeden edemiyor insan.
       Bankacılık sektörü nisan sonunda 649 milyon dolara düşürdüğü döviz açığını, mayısın ilk haftasında 361 milyon dolar büyüterek yeniden 1 milyar doların üzerine çıkarmış. Çıkarsınlar bakalım. Nasılsa “Ekonomi iyi yolda”. Reel faiz beklentisi yükselmedi. Ham petrole zam gelmedi. Enflasyon da düşük çıkacak!
       
NE YAPMALI ?
       Kabul edilsin, edilmesin, göstergeler, ekonominin ciddi bir darboğaza sürüklendiğini ve yeni bir krizi yaşamamak için önlemlere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bu önlemlerden başlıcaları,
* IMF ile bir borç takvimi müzakeresi yapılmalı ve IMF’den faiz dışı fazla hedefinin baskısını, azaltılması istenmeli,
* Sıcak paranın verdiği tahribattan hiç olmasa bu kez bir ders çıkarılmalı, sermaye hareketlerine tobin vergisi getirilmeli,
* İthalatı dizginleyecek daha ciddi önlemler düşünülmeli. Ekonomi kontrollü bir biçimde soğutulmalı,
* Soğumanın getireceği gelir bölüşümü ve işsizliğe dair sorunları azaltacak sosyal program için fonlar ayrılmalı. Tamamen yoksullukla mücadele programlarında kullanmak üzere varlıklı kesimden alınacak bir servet vergisi getirilmeli.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları