|
![]() ![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
TBMMde dün yapılan görüşmeler, KKTCden gelen açıklamalar referanduma sunulacak Annan Planının ideal olmamakla birlikte, şu aşamada ve bu şartlarda elde edilebilecek en adil plan olduğu yolundaki görüşün ağırlık kazandığını gösteriyor. Temel sorun planın adil olsa bile, kalıcı olup olmayacağı... En şiddetli itirazları dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş bile planın adil olup olmadığından daha çok, kalıcı olmayacağı endişesini dile getiriyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, planın adil olmadığı yönündeki itirazlara çok rahat cevap verebilirken, kalıcı olmayacağı yönündeki itirazlar karşısında sıkıntıya düşüyor ve garantinin yüzde 100 olmadığını söylemek zorunda kalıyor. Hükümet Adadan gelen bilgiler ve araştırma sonuçları ışığında referandumdan, büyük farkla olmasa da evet çıkacağını düşünüyor. Ancak kalıcılığı garantilenebilse, büyük çoğunlukla evet çıkacağı kabul ediliyor. İşte bu nedenle planının kalıcılığını garantilemek için çeşitli formüller aranıyor. Ankara kulislerine bu konuda üzerinde çalışıldığı belirtilen iki formül yansımış durumda. İlk formül Rum ve Türk taraflarından evet çıkması durumunda gündeme gelebilecek. Bu aşamada planın uygulamaya girmesinin bir süre ertelenmesi, bu sürede de AB birincil hukuku sayılması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilecek. Ancak bu formülde en büyük sıkıntı, Rum Kesiminin 1 Mayısta ABye girişinin de ertelenmesini gerektirmesi... Rumların ve ABnin bu talebe kesinlikle karşı çıkacağı biliniyor. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için de, hem Rumların 1 Mayısta üyeliğini engellemeyecek hem de Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin hayata geçmesini bir miktar erteleyecek formül arayışı var. Ancak bu formülün, Annan Planındaki süreçleri de altüst edeceği gerçeği gözönünde bulundurularak umut vadetmediği görülüyor. TBMM ŞERH KOYABİLİR Bir başka formülü Genelkurmaya da danışmanlık yapan hukukçular dile getirdiler. Genelkurmayın ne kadar sahiplendiği, MGKda gündeme gelip gelmediği bilinmemekle birlikte, formül TBMMnin uluslararası anlaşmalara şerh koyabilme hakkına dayanıyor. Eğer Türk ve Rum tarafında evet oyu çıkarsa, plan TBMMye gelecek. Uluslararası anlaşma sayılan plan Meclisden geçerken, AB birincil hukuku sayıldığı ve kalıcığı garantilendiği sürece geçerlidir şerhi konulabilir. Uluslararası hukuk çerçevesinde TBMMnin böyle bir hakkı olduğu belirlendi. Ancak ortada iki soru var: Bir, böyle bir şerh ne getirecek, ne kadar anlamı olacak? İki, tarafların, özellikle de ABnin bu şerhe tavrı ne olacak? Henüz bu soruların cevapları bulunamadığı için yüksek sesle dillendirilmiyor... TELKİN VAR BASKI YOK Formül arayışları sürmekle birlikte, yeni adımlar atılmasa bile Hükümet, planın bu haline referandumdan evet çıkmasını kesinlikle istiyor. Bunun için de gerekli adımlar atılacak. Henüz nasıl bir yöntem izleneceği, örneğin Erdoğan veya Gülün Adaya gidip gitmeyeceği belirlenmedi. Şimdiki hava Hükümetin Kıbrıs Türkleri üzerinde baskı yaratıyor izlenimi vermemeye azami özen göstereceği yolunda. Formülü telkin var baskı yok diyerek özetleyebiliriz. Gerginlik ve kamplaşma yaşanmamasını isteyen Hükümet, bu tür baskının geri tepebileceğini varsayıyor. Ayrıca Hükümet üyeleri özel sohbetlerinde Adadaki hayırcı cephenin ve Cumhurbaşkanı Denktaşın siyasi gücünün sanıldığı kadar büyük olmadığını belirtiyorlar. Bir Hükümet üyesi bu görüşü Eğer son seçimde biz Ankara olarak son anda Denktaş ve Eroğludan yana devreye girmeseydik, Talat açık farkla kazanacaktı. Üstelik seçimden bu tarafa dengeler Talatın lehine değişti sözleriyle özetledi. ADADAKİ TÜRKİYELİLER DE EVET DİYECEK Mİ? Hükümetin referandumdan evet çıkacağına yönelik hesabının bir unsuru da KKTCde yaşayan Türkiyeliler... Seçim döneminde daha çok Denktaş ve destek verdiği partiler yanında görünen Türkiyelilerin önemli bölümünün Talatın yanında olacağı hesaplanıyor. Çünkü deniyor, plan kabul edilirse 45 bin Türkiyeli AB vatandaşı olacak. Büyük bölümü bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir. İçi rahat görünen Hükümetin en büyük endişesi ise Türkiyedeki muhalefet partilerinin Adaya çıkartma yaparak ortamı germeleri. Adaya gidecekleri belirtilen Ecevit, Bahçeli gibi isimlerin Denktaşla birlikte tansiyonu yükseltmeleri durumunda, referandum sonrasında sonuç ne olursa olsun, normalleşmenin zor sağlanacağı kuşkusu var. Başbakan Tayyip Erdoğan, Denktaşla Ankarada yaptığı görüşmede bu kaygıları net biçimde dile getirdi ama KKTC Cumhurbaşkanından istediği cevapları alamadı. Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
![]() |
|||
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |