 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
  |
 Sezer KHK'yı 2. kez geri çevirdi Köşk'ten ikinci kez geri dönen KHK'nın gerekçeli tam metni |
|||
|
|||
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Bugün liderlerin toplanacağını söyleyen Akbulut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar bir sonuca varacaklar herhalde. Bakanlar Kurulu’nda da görüşülecek. Ama benim isteğim odur ki; bu, yine bir anlayış içerisinde, bir uzlaşı içerisinde halledilsin. Bu mümkündür. Bu yolu aramakta ve bulmakta fayda var.” Akbulut, “Devlet krizi çıkabilir mi?” sorusuna da “Çıkmamasını diliyorum” yanıtını verdi. “Meclis’in olağanüstü toplanması gündeme gelebilir mi?” sorusu üzerine de Akbulut, şunları kaydetti: “Sayın Başbakan, Meclis’in toplanmasına şimdilik gerek olmadığını söyledi. Zaten, 1 Ekim’de toplanacağız. Öyle ifade ettiler. Meclis’in toplanabilmesi, milletvekillerinin yeteri sayıda talepleri ile mümkündür. Tabi, gruplar destek vermedikten sonra, yani milletvekilleri yeteri sayıda imzayı toplayamadıkları sürece, Meclis’in toplanmasında veya toplantıya çağrılmasında bir yarar yoktur.” KUTAN’DAN TEŞEKKÜR KHK’nın içeriğine benzer bir kanun teklifinin geçen yıl Meclis’e sevkedildiğini, ancak Meclis’in buna “geçit vermediğini” anlatan Kutan, “Meclis’in ortaya koyduğu görüşe rağmen hükümet, şimdi böyle bir KHK’yı çıkarmaya tevessül etti” diye konuştu. FP lideri Kutan, gazetecilerin konuya ilişkin soruları üzerine, kendilerinin başından beri söz konusu KHK’nın Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade ettiklerini kaydederek, konunun hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında değil, hükümet ile Meclis arasında çözümlenmesi gerektiğini söyledi. DYP’den de Sezer’e tam destek geldi. KHK’nın içeriğine benzer bir kanun teklifinin geçen yıl Meclis’e sevkedildiğini, ancak Meclis’in buna “geçit vermediğini” anlatan Kutan, “Meclis’in ortaya koyduğu görüşe rağmen hükümet, şimdi böyle bir KHK’yı çıkarmaya tevessül etti” diye konuştu. Cumhurbaşkanı’nın söz konusu kararnameyi ikinci kez iade etmesinden dolayı FP olarak Sezer’e teşekkürlerini arz ettiğini dile getiren Kutan, Türkiye’de bundan sonra her şeyin hukuk çerçevesinde devam edeceğini bildirdi. Kutan, Başbakan Bülent Ecevit’in kararnamenin imzalanmaması halinde “devlet krizi” yaşanabileceğine ilişkin değerlendirmesinin hatırlatılması üzerine de, “Bu meseleyi trajik hale getirmek için şair Başbakan tarafından söylenmiş sözlerdir” diye konuştu. Krizin, olsa olsa hükümet içinde yaşanabileceğini öne süren Kutan, “benzer bir durum batılı ülkelerde cereyan etseydi, hükümet şimdiye kadar istifa etmiş olurdu” dedi. FP Genel Başkanı Kutan, “hükümetin, Cumhurbaşkanı Sezer’in istifasını gündeme getirme ihtimali var mı?” sorusuna da, “bu tamamen hayal mahsulü bir iddia olur” karşılığını verdi. MURLARLA İLGİLİ KHK Kutan gazetecilerin, Cumhurbaşkanı Sezer’in, memurlarla ilgili KHK’yı ikinci kez iade etmesi konusundaki sorularını yanıtladı. Bunun kendileri için sürpriz olmadığını, tahmin edilen bir sonuç olduğunu ifade eden Kutan, söz konusu kararnamenin, “Anayasa’ya ve Meclis iradesine de aykırı olduğunu” söyledi. Sezer’e kararnameyi iade etmesinden dolayı şükranlarını arzetmek istediğini kaydeden Kutan, iade kararının sadece kendilerinin değil, “halkın yüzde 90’ına yakınının beklentisi olduğunu” ifade etti. Koalisyonu oluşturan siyasi parti liderlerinin ve özellikle Başbakan Bülent Ecevit’in “kararnamenin imzalanmaması halinde devlet krizi çıkacağı” şeklinde açıklamalar yaptığını ifade eden FP lideri, “Bunlar, abartılı beyanlardır” dedi. Recai Kutan, şöyle konuştu: “Niye kriz çıksın? Sayın Cumhurbaşkanı bir mesaj verdi. Bundan sonra işler hukuk çerçevesinde cereyan edecektir. Yani ‘hukuka aykırı hiçbir harekete ben devletin başı olarak tabii ki yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde müsaade etmem’ mesajını vermiştir. Bu da çok doğru, tabii olan bir davranıştır.” Kutan, bundan sonraki sürecin ne olacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, Cumhurbaşkanı’nın ortaya net bir tavır koyduğunu, “Bu kararnameyi böyle imzalayamam” mesajı verdiğini dile getirdi. Kutan, hükümetin kararnamenin imzalanmasındaki ısrarıyla “Meclis’i hiçe saydığını, Meclis iradesine karşı çıktığını” savundu. FP Genel Başkanı Kutan, Meclis’in olağanüstü toplantıya çağrılması halinde, toplanma kararına FP’nin 103 milletvekili ile destek olacağını ifade ederek, “Kendilerine açık çek verdik. Kendilerine güveniyorlarsa Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırsınlar. Ama Meclis böyle bir yasayı eminim reddedecektir” diye konuştu. Kutan, “Demokrat Parti’nin iktidara geldiği günden beri Türkiye’de birtakim iddiaların ortaya atıldığını, mevcut yasalarla tehditlerin giderildiğini” ifade ederek, bu süreçte Türkiye’ye bir zarar gelmediğini, ancak şimdi böyle bir kanun hükmünde kararnamenin neden gündeme getirildiğini anlamakta güçlük çektiklerini belirtti. Türkiye’nin “ispiyonculuk, jurnalcilik, ihbarcılık” vasatının içine çekilmek istendiğini öne süren Kutan, bu uygulamayla Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıkarak, “aşiret devleti” haline geleceğini, bunun da yanlış olduğunu söyledi. ARINÇ: TAKDİRLE KARŞILIYORUM FP Grup Başkanvekili Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in memurlarla ilgili Kanun Hükmündeki Kararname’yi (KHK) ikinci kez iade etmesini, “hukuka bağlı ve ilkeli bir insanın yapması gerekeni, cumhurbaşkanı yapmış bulunuyor” şeklinde değerlendirdi. Arınç, basına kapalı olarak yapılan ve yaklaşık 1,5 saat süren grup toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Sezer’in kararnameyi imzalamamasını, “sevinçle ve takdirle karşıladığını” bildirerek, “Cumhurbaşkanını, hukuka bağlılık yönünden, kamuoyu önünde, milletimiz adına, partimiz adına tebrik ediyorum” diye konuştu. Sezer’in iade gerekçelerinin doyurucu olmasına rağmen, iktidarı oluşturan siyasi partilerin genel başkanlarının bu konudaki ısrarlı tutumlarını çözemediklerini bildiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Israrlarında haklı bir gerekçe olmalıydı. Bu konuda kamuoyuna hiçbir bilgi verilmediği gibi bu kararnamenin niçin ısrarla çıkartılmak istendiği anlaşılmamaştır. Bu kararname ikinci kez gönderildiğinde mutlaka imzalamak mecburiyetinde olduğu gibi bir kısım basın yayın organlarında terbiye sınırlarını da aşan bir şekilde cumhurbaşkanına baskı yapılmak istendiğini görmüş ve bundan üzülmüştük. Ancak hukuka bağlı ve ilkeli bir insanın yapması gerekeni cumhurbaşkanı yapmış bulunuyor. Bu, Türkiye adına büyük bir kazanımdır. Bu, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde, hem hukuka bağlı bir insanın oturduğunu, hem de artık rutin dışı işler yapılmayacağının önemli bir işaretidir. Bunu Türkiye’de bir yeni süreç olarak takdirle karşılıyorum.” Bülent Arınç, hükümetin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırıp konuyla ilgili yasa çıkartmayı düşünmesi halinde, FP’nin tüm yasal muhalefet yollarını kullanacağını sözlerine ekledi. KOZAKÇIOĞLU’NDAN DESTEK Hükümeti uyguladığı ekonomik program nedeniyle ‘çeyrek hükümet” şeklinde nitelendiren DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) konusunda da hükümetin Cumhurbaşkanına baskı yapmasını eleştirdi. Kozakçıoğlu, KHK’nın Bakanlara ‘sultan yetkisi’ vereceğini savundu. Kozakçıoğlu, partisinin İstanbul İl Merkezi’ndeki düzenlediği basın toplantsında hükümetin KHK konusunda icraatlarını eleştirdi. Kararname konusunda Cumhurbaşkanlığına baskı yapılmasının doğru olmadığını belirten Kozakçıoğlu, “Hiçkimsenin devletin yüce makamını baskı altına almaya, istediği metinleri imzalatmaya hakkı yoktur” dedi. Cumhurbaşkanı’nın da imzalamadığı kanunun yürürlüğe girme şansının olmadığını dile getiren Kozakçıoğlu, hükümetin kararname konusundaki ısrarını anlayamadığını söyledi. Hükümetin ekonomik icraatlarını da eleştiren Kozakçıoğlu, mutfaktaki enflasyonun yüzde 80 olmasına karşın çiftçiye, memura, emekliye yüzde 25 zam verildiğini belirtti. “E, yüzde 25 emir almış çeyrek hükümet” diyen Kozakçıoğlu, hükümetin çiftçiden, esnafdan, memurdan, fakir fukaradan yana olmak gibi bir alışkanlığının ve uğraşının olmadığını ileri sürdü. FP’Lİ KARAMOLLAOĞLU: KRİZ HÜKÜMETİN İÇİNDEDİR FP Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in memurlarla ilgili Kanun Hükmündeki Kararname’yi (KHK) ikinci kez Başbakanlığa iadesiyle ilgili, “Kararname imzalanmadı diye bir kriz yoktur, kriz hükümetin içindedir” dedi. Karamollaoğlu, FP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de sorunların çözülmesi yerine bazı kesimler tarafından suni krizler yaratıldığını öne sürerek, bunun alışkanlık haline getirildiğini savundu. Sorunları çözmekle mükellef olan hükümetin, “kriz çıkarmayı alışkanlık haline getirdiğini” ifade eden Karamollaoğlu, Türkiye’nin yurtdışındaki imajının da zedelendiğini söyledi. Siyasi literatüre “28 Şubat” olarak geçen günden bu yana pek çok alanda hukukun rafa kaldırıldığı görüşünü savunan Genel Başkan Yardımcısı Karamollaoğlu, iktidarın memurlarla ilgili KHK’nın Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmasındaki ısrarıyla, “Meclis’i bir kenara ittiğini” öne sürdü. Temel Karamollaoğlu, hükümetin Meclis’te çoğunluğu teşkil ettiğini, son dönemde çıkartılan pek çok yasanın anayasa ve hukuka aykırılık içerdiğini iddia ederek, şöyle konuştu: “Bugüne kadar bir KHK imzalanmadığı için sanki (ülke batmış) gibi bir fırtına kopartılıyor. Bazıları, (hükümet istifa eder) diyor. Keşke gitse de Türkiye bir yükten kurtulsa... Bu parlamentodan başka hükümetler de çıkar. Aslında cesaret etseler (yeni bir seçimle hükümetin icraatını vatandaş nasıl görüyor?) bunu denemek lazım. Çok güveniyorlarsa kendilerine seçime giderek anayasayı da değiştirecek çoğunlukla gelirler. Ama böyle bir cesareti göstereceklerini zannetmiyorum. Hükümet histeri krizlerine girmesin. Sayın Sezer beş liderin ittifakıyla teklif edildi ve büyük bir ekseriyetle seçildi. Seçilmesinin üzerinden daha 6 ay geçmeden bir KHK yüzünden Cumhurbaşkanlığı makamını zor duruma sokmak bu hükümet gibi hükümetlerin becerisi içine girer.” Karamollaoğlu, (Cumhurbaşkanı Sezer KHK’yı imzalamadı) diye bir kriz yaşanmadığını, krizin hükümet içinde bulunduğunu söyledi. Hükümetin isterse Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırabileceğini ya da Ekim’de başlayacak yeni yasama döneminde konuyu gündeme getirebileceğini anlatan Karamollaoğlu, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’den bu yana 27 KHK’nın cumhurbaşkanları tarafından imzalanmadığını anımsattı. Karamollaoğlu, Sezer’in bu hareketini, “Türkiye’nin yeniden hukuk çizgisine dönmesi yolunda olumlu bir adım” olarak niteledi. “Türkiye’de artık baskıcı rejim dönemi geride kaldı” diyen Karamollaoğlu, hükümetin de artık bunun farkına varması gerektiğini sözlerine ekledi. | ||||
| |
|||
 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında |
|||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
