|
|
Mustafa Sönmez: Gelir eşitsizliğinde AB'nin neresindeyiz? Mustafa Sönmez: DİE'nin gelir dağılımı komedisi |
|||
Biliyoruz ki, adına İslami denilen terörün arkasında , ilkel sömürgecilikten beri süregelen nefret ve öfke var. Batıyla çatışma, 1980ler ve 1990lar öncesinde sosyalizm ve Arap milliyetçiliği formatında sürdürülürdü. Bu formatlar çökünce Ortadoğu yorumlu bir İslam formatı öne geçti. Filistin, Afganistan, Bosna ve Çeçenistanda, yaşananlar yeni formatın örnekleri. Yaşanmakta olan çatışmayı, gerilimi İslam - Batı çatışması diye nitelemek en büyük tuzak. Böyle bir niteleme, adına medeniyetler çatışması denen uyduruk teorinin değirmenine de su taşır. İslam dünyasından marjinal örgütlerin mamulü olarak ortaya çıkan terör, dünyadaki tek terör değil. ABD,İsrail başta olmak üzere devlet terörü ile sarsılan dünya, yine küreselleşmenin yarattığı eşitsizliklere terörle yanıt veren bir dizi Hristiyan, Budist ya da ateist örgütün mamulü terör ile de dönüyor. İslam dünyası bütünüyle Batı ile çatışmıyor ve terörü mücadele yöntemi olarak görmüyor. Aksine, Batı ile kurduğu ekonomik ve siyasi ilişkiler ile Batı kaynaklı değerleri giderek bünyesine alıyor. Ama Batı ile arasında büyüyen eşitsizlikleri , hatta kendi bünyesindeki eşitsizlikleri eleştirmeyi de ihmal etmiyor. Ama daha çok demokratik yollarla, kitlesel, meşru mücadelelerle. Türkiye gerçekleri açısından yaşananlara İslami terör demek daha çok bir şark kurnazlığı. El Kaideye taşeronluk yapan Hizbullahın en çok da ılımlı İslami cemaatlere saldırdığı iddianamelerde de yer aldı. Mayıs 2000de Diyarbakır DGMde açılan Hizbullah İddianamesinde şöyle deniliyor, . Hizbullahi mantık sahiplerinin yorumlarına göre, İslam bir heyecan, ihtilal, kan, özgürlük ve şehitlik dinidir. Bu mantıkla hareket eden iyi bir Müslümanın ilk yapacağı şey, tespihi bırakıp silaha sarılmaktır. Zira tespih gönülleri sakinleştirirken, silah düşmanı susturur Örgütün cami ve mescitlerdeki hâkimiyeti yaygınlaştıkça; bu tür ibadethaneler, siyasi eğitim çalışmaları dışında ayrıca irtibat, buluşma ve gizlenme yerleri olarak kullanılmaya başlandı. Camiler akşam namazından sonra örgüt kullanımındadır. Hizbullah ile ilgili bu tespitleri yakın geçmişte Minareler süngümüz / Kubbeler miğferimiz / Camiler kışlamızdır / Müminler asker diyen Recep Tayyip Erdoğanı vurmanın fırsatı olarak kullanma kurnazlığı, bazılarına küçük puanlar kazandırabilir, ama gelecekte Türkiyeye, Türkiyenin ülke imajına çok şey kaybettirebilir. Bu bahiste, Fehmi Korunun 28 Kasımdaki Yeni Şafakta yer alan saptamasına katılmamak mümkün değil, Diyor ki Koru, Bazen çocuklarımızın ve torunlarımızın da yaşayacakları bir ülkeyi paylaştığımızı, hepimizin aynı gemide olduğunu unutuyoruz. Unutuyoruz ki, küçük hesaplaşmalarımız, kaydettiğimiz basit skorlar, daha büyük çıkarlarımızın ve muhtemel şampiyonlukların önüne geçiyor. El çabukluğu mârifet oluyor, bul karayı al parayı sahtekârlığı günü ve geleceği belirliyor. Birinin bu yanlışlığa bir nokta koyması şart .. Evet, böyle yanlışlıklardan dönmenin yolu da terörün adını doğru koymaktan geçiyor. Terörün adını sahibiyle beraber anmak mesela Mesela ABD devlet terörü, İsrail terörü, El Kaide terörü, Hizbullah terörü gibi | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||