Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Bosna’yı kalbimizle değil aklımızla sevelim
 
Irak’la ilgili değerlendirmelerinde uzun süre Türkmenleri ön planda tutan Türkiye, yaşadığı hayal kırıklıklarından sonra Irak’ın bütününü görmesi gerektiğini kavradı. Benzer bir risk Bosna için de geçerli.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
2 Temmuz 2003—  Avrupa Hıristiyan dünyasının ortasında, Sırp ve Hırvatlarla federasyon içinde yaşayan Bosnalıların, bu özelliklerini dikkate almadan kurulacak ilişki, hem Türkiye’ye hem de Bosnalılara zarar verir.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye dış politikasını azınlıklar ve küçük gruplar üzerine kuramayacağını son Irak savaşıyla net biçimde anladı. Irak’ın bütününü bırakıp, yalnız Türkmen çıkarları açısından oluşturulan politikalar, ne Türkmenlere yaradı ne Türkiye’ye...
       “Soydaşımız, din kardaşımız” söylemlerinin sağlıklı ilişkiler kurmaya yetmeyeceğini aslında Türki Cumhuriyetler deneyiminde de farketmiştik ama Irak dersini de almamız gerekiyormuş anlaşılan.
       Şimdi benzer riske Bosna ile ilişkilerimizde de rastlıyoruz.
       Hepimiz Bosna’yı ve Bosnalıları gerçekten çok seviyoruz. Doğru.
       Onlar bizim “soydaşımız”, din kardeşimiz. Bu da doğru.
       Türkiye olarak Bosna’ya elimizden gelen her desteği vermek zorundayız. Bu da çok çok doğru.
       Ancaak, desteğimizin, “kaş yapayım derken göz çıkarttılar” dedirtmemesi gerektiğini hep hatırlamak zorundayız
       
MOSTAR’A NEDEN ULUSLARARASI KONSORSİYUM?
       Bosna’da yaşadığımız bir kaç olay ve aldığımız bir kaç uyarı, ne demek istediğimi daha net açıklayacak.
       Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun Bosna ziyaretinde önemli duraklardan biri Mostar Köprüsü’ydü. Köprü’nün tarihi ve sembolik önemini anlatmaya gerek yok. Sadece Hırvatların bile 1993 yılında “Bu topraklardan Türk izlerini sileceğiz” diyerek bombaladıklarını söylemek yeterli.
       Şimdi Mostar Köprüsü, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin’in 1400’lü yıllarda inşa ettiği şekliyle birebir restore ediliyor.
       Demirel’in Cumhurbaşkanlığı sırasında dile getirdiği öneriyle başlayan çalışmalara Türkiye 1 milyon dolarla katılıyor. Aslında Demirel projenin tümünü Türkiye’nin finanse etmesini önermiş.
       Herhalde “şan olsun” diye düşündü.
       Ancak itiraz Bosnalılardan, hatta anlatıldığına göre bizzat İzzet Begoviç’ten gelmiş; “Aman” demiş “Uluslararası bir konsorsiyum finanse etsin, proje de uluslararası olsun. Ancak köprü böylece uluslararası bir sahiplenmeye kavuşur.”
       İşte bu nedenle restorasyon çalışmaları, bir Türk firması tarafından gerçekleştiriliyor ama uluslararası bir konsorsiyum tarafından finanse ediliyor ve UNICEF tarafından denetleniyor. Üstelik projede finansör ülkelerin ve kurumların temsilcilerinin yanısıra Hırvat görevli bile var.
       Yani Türkiye tek başına Bosnalılara yetmiyor.
       Yani Bosna uluslararası sahiplenme ve destek arıyor...
       
BOSNA YALNIZ YAŞAMIYOR Kİ...
       “Türk” olarak nitelendiği için, kendine “Osmanlı torunu dediği” için ve Müslüman olduğu için binlerce şehit veren Bosnalılar, bu niteliklerini reddetmiyorlar, sahipleniyorlar ama kimsenin de gözünün içine sokmaya çalışmıyorlar.
       Çünkü Bosnalı Müslümanlar, halen Bosna Hersek Federasyonu içinde Sırp ve Hırvatlarla birlikte yaşıyorlar. Üstelik Dayton Anlaşması’yla şekillenen yönetim biçimi Bosnalılar kadar Sırp ve Hırvatlara da söz hakkı veriyor.
       Avrupa Birliği üyeliği umudu da bu gerçeği değiştirmiyor. Çünkü Bosnalılar üye oldukları takdirde, federasyonda yeralan Sırpların ağabeyi Sırbistan’ın, Hırvatlar’ın hamisi Hırvatistan’ın da Avrupa Birliği içinde yeralacağını biliyorlar. Pekii, Bosnalılar’ın hamisi Türkiye, AB içinde olacak mı? Olsa bile desteği ne kadar olacak? Siz cevap verin.
       Yani Bosnalılar, Avrupa Hıristiyan dünyasının ortasında, Sırp ve Hırvatlarla çevrilmiş biçimde yaşamaya mecburlar.
       İşte bu durumu göze alan Bosnalılar, sürekli “farkılılıklarının” altını çizmektense, ısrarlı biçimde “birlikte yaşamanın” yollarını arıyorlar.
       Türkiye’den beklentileri de bu yönde. Türkiye Bosnalılara yardım etmek istiyorsa; Sırplarla da iyi ilişkiler kurmak zorunda, Hırvatlarla da...
       Elbette Erkan Mumcu’nun dediği gibi sık sık oraya gidip Bosnalılara onları unutmadığımızı, terketmediğimizi hatırlatacağız, elbette Türkiye’deki insanlara Avrupa’nın göbeğinde kendilerini bizden sayan ve gerçekten bizden olan insanların yaşadığını anlatacağız.
       Bosnalı opera sanatçısı Leyla Yusiç’in, o pürüzsüz soprano sesiyle çok eski bir ilahiyi batı formlarıyla yeniden seslendirirken her “Allah” dediğinde tüylerimizin diken diken olması iyi de, öyle her aklımıza estiğinde fesi külahı takıp, sancağı kapıp, Saraybosna’ya koşup, her Boşnağa “Vay din gardaşım, aslan soydaşım” diye sarılıp öpmekle bu iş olacağa benzemiyor.
       Türkiye Bosna’yı kalbiyle değil, aklıyla sevmek zorunda.
       

Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News Avrupalı Müslüman; Bosna
MSNBC News Yolsuzluk Komisyonu araştırabildi mi?
MSNBC News "Büyük merkez faizi aşağı indir!.."
MSNBC News Asker üzüm yemek istiyor, bağcı dövmek değil...
MSNBC News Milletçe "jamais vu"
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları