|
![]() ![]() |
![]() |
|||
![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Türkiye dış politikasını azınlıklar ve küçük gruplar üzerine kuramayacağını son Irak savaşıyla net biçimde anladı. Irakın bütününü bırakıp, yalnız Türkmen çıkarları açısından oluşturulan politikalar, ne Türkmenlere yaradı ne Türkiyeye... Soydaşımız, din kardaşımız söylemlerinin sağlıklı ilişkiler kurmaya yetmeyeceğini aslında Türki Cumhuriyetler deneyiminde de farketmiştik ama Irak dersini de almamız gerekiyormuş anlaşılan. Şimdi benzer riske Bosna ile ilişkilerimizde de rastlıyoruz. Hepimiz Bosnayı ve Bosnalıları gerçekten çok seviyoruz. Doğru. Onlar bizim soydaşımız, din kardeşimiz. Bu da doğru. Türkiye olarak Bosnaya elimizden gelen her desteği vermek zorundayız. Bu da çok çok doğru. Ancaak, desteğimizin, kaş yapayım derken göz çıkarttılar dedirtmemesi gerektiğini hep hatırlamak zorundayız MOSTARA NEDEN ULUSLARARASI KONSORSİYUM? Bosnada yaşadığımız bir kaç olay ve aldığımız bir kaç uyarı, ne demek istediğimi daha net açıklayacak. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcunun Bosna ziyaretinde önemli duraklardan biri Mostar Köprüsüydü. Köprünün tarihi ve sembolik önemini anlatmaya gerek yok. Sadece Hırvatların bile 1993 yılında Bu topraklardan Türk izlerini sileceğiz diyerek bombaladıklarını söylemek yeterli. Şimdi Mostar Köprüsü, Mimar Sinanın öğrencisi Mimar Hayrettinin 1400lü yıllarda inşa ettiği şekliyle birebir restore ediliyor. Demirelin Cumhurbaşkanlığı sırasında dile getirdiği öneriyle başlayan çalışmalara Türkiye 1 milyon dolarla katılıyor. Aslında Demirel projenin tümünü Türkiyenin finanse etmesini önermiş. Herhalde şan olsun diye düşündü. Ancak itiraz Bosnalılardan, hatta anlatıldığına göre bizzat İzzet Begoviçten gelmiş; Aman demiş Uluslararası bir konsorsiyum finanse etsin, proje de uluslararası olsun. Ancak köprü böylece uluslararası bir sahiplenmeye kavuşur. İşte bu nedenle restorasyon çalışmaları, bir Türk firması tarafından gerçekleştiriliyor ama uluslararası bir konsorsiyum tarafından finanse ediliyor ve UNICEF tarafından denetleniyor. Üstelik projede finansör ülkelerin ve kurumların temsilcilerinin yanısıra Hırvat görevli bile var. Yani Türkiye tek başına Bosnalılara yetmiyor. Yani Bosna uluslararası sahiplenme ve destek arıyor... BOSNA YALNIZ YAŞAMIYOR Kİ... Türk olarak nitelendiği için, kendine Osmanlı torunu dediği için ve Müslüman olduğu için binlerce şehit veren Bosnalılar, bu niteliklerini reddetmiyorlar, sahipleniyorlar ama kimsenin de gözünün içine sokmaya çalışmıyorlar. Çünkü Bosnalı Müslümanlar, halen Bosna Hersek Federasyonu içinde Sırp ve Hırvatlarla birlikte yaşıyorlar. Üstelik Dayton Anlaşmasıyla şekillenen yönetim biçimi Bosnalılar kadar Sırp ve Hırvatlara da söz hakkı veriyor. Avrupa Birliği üyeliği umudu da bu gerçeği değiştirmiyor. Çünkü Bosnalılar üye oldukları takdirde, federasyonda yeralan Sırpların ağabeyi Sırbistanın, Hırvatların hamisi Hırvatistanın da Avrupa Birliği içinde yeralacağını biliyorlar. Pekii, Bosnalıların hamisi Türkiye, AB içinde olacak mı? Olsa bile desteği ne kadar olacak? Siz cevap verin. Yani Bosnalılar, Avrupa Hıristiyan dünyasının ortasında, Sırp ve Hırvatlarla çevrilmiş biçimde yaşamaya mecburlar. İşte bu durumu göze alan Bosnalılar, sürekli farkılılıklarının altını çizmektense, ısrarlı biçimde birlikte yaşamanın yollarını arıyorlar. Türkiyeden beklentileri de bu yönde. Türkiye Bosnalılara yardım etmek istiyorsa; Sırplarla da iyi ilişkiler kurmak zorunda, Hırvatlarla da... Elbette Erkan Mumcunun dediği gibi sık sık oraya gidip Bosnalılara onları unutmadığımızı, terketmediğimizi hatırlatacağız, elbette Türkiyedeki insanlara Avrupanın göbeğinde kendilerini bizden sayan ve gerçekten bizden olan insanların yaşadığını anlatacağız. Bosnalı opera sanatçısı Leyla Yusiçin, o pürüzsüz soprano sesiyle çok eski bir ilahiyi batı formlarıyla yeniden seslendirirken her Allah dediğinde tüylerimizin diken diken olması iyi de, öyle her aklımıza estiğinde fesi külahı takıp, sancağı kapıp, Saraybosnaya koşup, her Boşnağa Vay din gardaşım, aslan soydaşım diye sarılıp öpmekle bu iş olacağa benzemiyor. Türkiye Bosnayı kalbiyle değil, aklıyla sevmek zorunda. Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
![]() |
|||
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |