 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Yakından bilenleri, dirsek temasında olanları ayrı tutuyorum, aralarında benim de olduğum kalan çoğunluk için yazıyorum; biz Bosna’yı ve Bosnalıları tanımıyoruz. Ya da “yanlış tanıyoruz” demek daha doğru olurdu. Gerek savaş sırasında gerekse sonrasında, Bosnalılara aktif destek veren dini grupların yoğun propaganda çalışmaları bu yanılgımızın temel sebebi. Grupları suçlamıyorum, elbette o dönemde onlar için önemli olan neyse propagandalarında onu ön plana çıkardılar. Dini ağırlığı ön planda bir savaş vardı, o nedenle de propagandayı dini motifler oluşturdu. Ama sonuç itibariyle ortaya sadece din için yaşayan, Hıristiyan Avrupa’nın göbeğinde cihad bayrağı açan, direnen, savaşan islamın son kalesi mücahid Bosna imajı çıktı. Yanlış mı? Hayır ama eksik. Savaş yıllarında Bosna mücahiddi hiç kuşkusuz ama aradan geçen 8 yıldan sonra Bosna artık farklı. Bize sunulduğunun aksine Bosna bir “islam devleti” değil. Bosna, müslümanıyla, hristiyanıyla, hatta yahudisiyle bir dinler federasyonu. Daha da önemlisi, Bosna islamı arap kültürüyle biçimlenmiş haliyle değil, hep şu özlemi dile getirilen “Türk gibi” yaşayabilen bir ülke. Hatta ve hatta Türkiye’den bile daha Türk gibi yaşayabilen bir ülke. BOSNA İSLAM DEVLETİ Mİ, AVRUPA ÜYESİ Mİ? İster Türk müslümanlığı deyin, ister çağdaş müslümanlık, isterseniz kimi Bosnalıların tercih ettiği gibi Avrupalı müslümanlık deyin. Şurası bir gerçek ki farklı bir müslümanlık yaşıyor Bosnalı. Değerlerine sahip çıkıyor Bosnalı, namusuna, onuruna, dinine, diyanetine.. Ama “tutucu” değil. Günün gerçeklerini kavrıyor, mesela şeriat hükümleriyle yönetilmek istemiyor, cihad ilan etmeye yeltenmiyor. Cuma namazında camiler doluyor. Namaz kılan gencecik insanları görüyorsunuz, uzun saçlı, küpeli genç delikanlılar hatta genç kızlar...Pek çok başı örtülü kadın var sokakta ama suudi peçesi takan tek bir bosnalı görmüyorsunuz. Hal böyle olunca da kimse dinden korkmuyor, irtica kabusları görmüyor. 490 yıllık Ayvaz Dede şenliklerine katılan Bosnalılar, bir anma havası içinde sancaklarını alıp, feslerini takıp köylerinden yola çıkıyorlar. Bosnalıların müslümanlaşmasında büyük payı olan Manisa Akhisarlı Bektaşi Dervişi Ayvaz Dedeyi anıp, toplu namaz kılıyorlar, tekbirler getiriyorlar, Osmanlıyı hatırlıyorlar. Ancak, çoşkulu geçit töreninden sonra feslerini kaldırıp, sancaklarını indirdikleri için kimse de “Eyvah irtica geliyor” paniğiyle şenliği yasaklamaya kalkmıyor. Tabii bu tür yasaklamalar olmadığı için de kimse savunma refleksiyle radikalleşip uçlara kaymıyor... Kısaca Bosnalı bizim beceremediğimizi becerip, islamı toplumsal barış içinde, korkmadan ürkmeden, karalamadan yasaklamadan, çağın gerçeklerine uygun biçimde yaşamanın yolunu bulmuş. Hem de Avrupanın göbeğinde, hem de hristiyanlarla birlikte, hem de korkunç bir din savaşından sadece 8 yıl sonra... Bu nedenle de Avrupa birliği üyeliğine bizden çok daha yakın. O nedenle Bosnalı yöneticiler hiç çekinmeden güvenle “2007’de AB’ye üye oluruz” diyebiliyorlar Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü Not: Bir sonraki yazımız Türkiye Bosna ilişkilerine, Türkiye’nin takınması gereken tavra ait olacak. | ||||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Yolsuzluk Komisyonu araştırabildi mi?