|
|
İskender Özturanlı: Bağdat yanmaya başlamadan önce İskender Özturanlı: Ankara daha fazla kararmamalı İskender Özturanlı: Türkiye Avrupa'nın alternatif geleceğidir |
|||
Bana e - mail veya telefon aracılığıyla neden artık çok az yazdığımı söyleyen okurlarımızın haklı eleştirilerine rağmen, hayat bana işin rengi ortaya çıkmadan, verilen ezbere yargılardan kaçınmayı bir takım acı tatlı deneyimlerle öğretmişti zaten. Yıllardır, yoğun bir şekilde takip ettiğim ABD medyasının yönlendirmelerinden kaçınmaya çalıştım, kendi iç ortamımızdaki sığ dalgalanmanın saldırılarından korunmaya çalıştım, bir çoğumuz gibi. Şimdi ise realitenin nahoş tadı galebe çalmaya başlarken, ülke olarak bundan bir ay öncesinden daha özgür olduğumuzu düşünüyorum. Şimdi konuşmanın, düşünmenin zamanı. Böylesi dönemlerde, medya takibi zorlaşır, ucu olmayan haberler, birbirine göndermelerde bulunmayan ucu açık konular yayılır ortalığa. Bunların sadece birinin peşinden giderseniz, yönünüzü kaybedersiniz. Son savaş gösterdi ki masa başında hazırlanan stratejilerle, piyasalarda kurulan sahte cennetler gibi basit değil her iş. Yaklaşık yüzyıl önce bu coğrafyada, Osmanlı İmparatorluğunun dağılma sürecinde çok büyük karışıklıklar yaşanmıştı. Timoty Ashin 27 Mart günkü Guardianda şaka yollu belirttiği başlığa dikkatiniz çekmek istiyorum. Bölgede bir Osmanlı İmparatorluğu özlemi esasında bir istikrar özlemini de belirtiyor. Osmanlı İmparatorluğunun enkazı kalkarken, bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının zenginliği keşfedildi. Burada öncelikle İngiltere ve Fransa birbirine girdi. Bu tartışmayı izleyen, o dönemde bir ABD şirketinde çalışan uyanık bir Amerikalı mektup yazarak Amerikan hükümetinin konuyla ilgilenmesi, gerektiğini bu zengin kaynak pastasından pay alması için uyardı. Uyarı ciddi bulundu ve ABD bölgedeki petrollerden önce az miktarda, ardından daha fazla pay almaya başladı. San Remo Anlaşması bu açıdan kilit önemdedir. Ne yazık ki, bunları bugün kimseler okumuyor. Kuru bir satranç hamlesiyle bütün kulelerin bir anda yıkılacağını sanıyorlar: Domino Etkisi Amerikalıların sık sık başvurdukları genelde tarihte işlemeyen bir kuraldır. Soğuk savaş döneminde de bu teori işletilmeye çalışıldı ama işlemedi. Bu bölgenin sınırlarını zamanında İngilizler cetvelle çizdiler petrol kaynaklarını bir güzel ayarladırlar. Buralarda istediği gibi at oynattılar. Buradaki etnik, kültürel ve ekonomik yapı tamamen İngiliz çıkarları gözetilerek ihmal edildi. Önce aşiretler ardından kukla rejimler oluşturuldu. Ardından Arap bağımsızlıkçıları, Sovyetler Sosyalizminden etkilenenler burada yarı askeri despotik rejimler kuruldu. Burada etnik kimlikler ile dinsel kimlikler, yönetim şekilleri ile topluluklar iç içe geçmiş ve karmaşık bir bütün haline gelmiş durumdalar. MEDENİLEŞME SÜRECİ VE TÜRKİYE Onun için buralarda, Afganistanda yapıldığı gibi göçebe kültürü medenileştirme projesi öyle kolaylıkla uygulanamaz. Burada insanlar ilkel Afgan toplulukları gibi dağdan bayıra göçen topluluklar yoktur,burada medeniyetler kuruldu, tacirler geçti gitti. Onun için buradaki rejim değişiklikleri bütün coğrafyayı kalıcı bir şekilde etkilemeye adaydır. Evet bu rejim değişecek ama sonra ne olacaktır. Burada da önemli bir mesele durmaktadır. MİYOPLUK DAĞILMAYA BAŞLADI Savaşın başlangıcında tüm dünyayı kaplayan toplumsal miyopinin bir hafta da dağıldığına dikkat çekmek istiyorum. Uluslararası basında Rumsfeld planı olarak adlandırılan ama teorisyenlerinin Perle-Wolfowitz gibi şahinlerin oluşturduğu plan şimdi yoğun bir eleştiri sağanağı altında. Bu bana göre akıllı bombalar ve yoğun bir dezenformasyon, siyasal baskı ile Saddam rejimi sarsılıp yıkılacak, içeriden muhalif güçlerin yardımıyla yada koalisyon kuvvetleri rejimi teslim alacaklardı. Modern bir Irak için demokratik bir yönetim hemen işbaşına getirilecek ve petrol kaynaklarının daha verimli kullanımı, ve uluslararası pazarla sunulmasıyla da Irak halkı fakirlikten kurtulacak ve Amerikaya şükredecekti. Bu plan Kuzeyde Türkmenler ve Kürtlerin Türkiye olan olumlu olumsuz etkileşimlerini, güneyde ise Şiilerin İrana olan yatkınlıklarını göz ardı ediyordu nedense. Irak halkının gerillaya başvuracağı ihtimali başlangıçta hiç hesapta yoktu. SADDAM ZAMAN KAZANMA PEŞİNDE Şimdi Saddam zamana oynuyor. Bu oyun belki onu kurtarmayacak ama Amerikayıda kendi sürüklendiği girdaba çekebilir. Türkiyedeki demoralize havanın biraz fazla ileri gittiğini düşünüyorum. Bu yeni yapılanma içinde gerek Amerika gerekse dünya için önemini koruyacaktır mutlaka, ancak bu savaş daha çok su götürecektir, Türkiye hiç beklenmedik bir noktada hiç beklenmedik bir şekilde devreye girebilir. Türkiyenin başlangıçtan beri sergilediği soğukkanlı tabloya herkesin ihtiyacı vardır. Türkiye yeter ki iç korkularını küçük ve çaresiz bir devlet gibi değil büyük ve yöneten bir devlet gibi planlasın ve sunsun. Kendisinden korkmasın.. Türkiye başlangıç planını sağlam kurmuştur. Clausewitzin sözüydü galiba, Yığınakta yapılan yanlış bütün savaşın gelişimini belirler, sonradan taktik düzeltmelerle bunu telafi edemezsiniz diye. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||