|
Müsiad: Program gözden geçirilmeli DEAB: 2003'te büyüme % 5.9 2003 enflasyon hedefi yüzde 20, büyüme ise yüzde 5 ABD'nin destek şartı: IMF programı Lehman: Savaş değil program önemli AKP ekonomik programı uygulayabilir mi? Taylor: Türkiye programı sürdürmeli Babacan: Programda köklü değişiklik olmayacak 58. Hükümet Programı açıklandı |
|||
Raporda, son 33 yılda rafa kaldırılan 11 programın ortalama uygulama süresinin 457 günde kaldığına dikkat çekildi. Süleyman Demirelin Başbakan, Turgut Özalın da DPT Müsteşarı olduğu dönemde uygulanan 10 Ağustos 1970 istikrar paketinde doların değerinin yüzde 66 oranında artırılarak 9 liradan 15 liraya çıkarıldığı belirtilen raporda, paketin vergi gelirlerinin artırılmasını ve bütçe açığının kapatılmasını amaçladığı dile getirildi. Paket uygulamasının ilk aylarda başarılı olduğu, ancak devalüasyonun enflasyonu yükseltmesi sonucu sosyal huzursuzlukların çoğaldığına dikkat çekilen raporda, sadece 213 gün süren paketin başarılı uygulamasının 12 Mart askeri müdahalesiyle kesintiye uğradığı bildirildi. BANKERLİK KRİZİ Rapora göre, 1975-76 yıllarındaki hızlı büyümenin ardından 1977-80 krizi geldi. Süleyman Demirelin Başbakan olduğu 1977 yılı Ağustos ayında uygulanan program, yıl sonunda Demirel hükümetinin istifa etmesi nedeniyle sonuç vermedi. 1978 yılının Mart ve Nisan aylarında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından uygulanan paket de başarısız oldu. Siyasi nedenlerle IMFnin tam desteğini alamayan bu paket, terörün tırmanması ve dış borçlardaki artış nedeniyle 14 aylık uygulamadan sonra yarım kaldı. Haziran 1979da uygulanan bir diğer paket de Ecevitin aynı yılın sonbaharında istifa etmesi nedeniyle ancak 4 ay uygulanabildi. Rapora göre, 1977-80 kriz döneminin son paketi 24 Ocak 1980de uygulamaya kondu. Süleyman Demirelin Başbakan, Turgut Özalın Başbakanlık Müsteşarı olduğu dönemde uygulanan paket radikal önlemler içeriyordu. Doların yüzde 52 oranında artırıldıktan sonra 1980 yılının Temmuz ayında mevduat faiz oranlarının belirlenmesinde serbestlik dönemine geçildi. Alınan önlemler ihracatı artırdı, ithal ikamesi dönemini sona erdirdi. Paketin olumlu etkileri 1982 yılı ortalarında patlayan bankerlik krizi ile sona erdi. 30 ARALIK 1983 REFORM PAKETİ Dönemin Başbakanı Turgut Özalın uygulamaya koyduğu 30 Aralık 1983 reform paketi 4 yıllık süre içinde enflasyon oranını düşürürken ekonomiyi canlandırdı. Rapora göre, bu başarılı dönem Özalın yaptırdığı referandumlarla sona erdi. Küreselleşme döneminde krizlerin arasındaki sürelerin kısalmaya başladığına dikkat çekilen raporda, 1984-87 yıllarında yaşanan büyüme dönemini 1988-89 durgunluğunun izlediği, 1990daki hızlı büyümeden sonra ekonominin 1991 yılında tekrar durgunluğun pençesine düştüğü kaydedildi. Raporda, 1991 yılının sonuna doğru yapılan seçimler sonrasında Başbakan olan Demirelin 500 günlük reform paketiyle 500 gün içinde enflasyon oranını düşürmeyi ve istikrarlı büyüme dönemine girilmesini hedeflediği belirtilerek, DYP-SHP koalisyonunun yürüttüğü bu paket, popülist uygulamalar nedeniyle hedeflerine ulaşamadı. Nisan 1993de Turgut Özalın ölümü sonrasında Demirelin Cumhurbaşkanı olması ile paketin uygulaması 470 gün dolamadan sona erdi denildi. 5 NİSAN 1994 PAKETİ Rapora göre, 1992-93 yıllarındaki hızlı büyüme nedeniyle ısınan ekonomi, iç borçlanma yönetiminde yapılan hatalar sonucunda 1994 yılı başında krize girdi. Ekonomi, kriz yılı olan 1994te yüzde 6.2 oranında daraldı. Büyüme yılları sırasında gelen kısa vadeli yabancı sermayenin hızla yurtdışına çıkışı, kurları ve ardından faiz oranlarını yükseltti. Bu krizden sonra Başbakan Tansu Çiller tarafından uygulamaya konulan IMF destekli 5 Nisan 1994 paketi, 1995 sonbaharına kadar başarıyla uygulandı. Enflasyon düşerken büyüme oranı yükseldi. 1995 sonbaharında alınan erken seçim kararı, paketin uygulamasını kesintiye uğrattı. Seçim ekonomisi nedeniyle 5 Nisan paketi 16 aylık uygulamadan sonra rafa kaldırıldı. Raporda, ekonominin 1996-97 döneminde kısa vadeli sermaye girişiyle yine hızla bir büyüme dönemi yaşadığı, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakanın uyguladığı iki kaynak paketinin olumlu sonuç vermemesi üzerine enflasyondaki artışın devam ettiği dile getirildi. 1997 Asya ve 1998 Rusya krizlerinin ise salgın bir hastalık gibi kısa süre içinde zaten kırılganlaşmış olan Türkiye ekonomisini sarstığı belirtilen raporda, 1998de büyüme hızının yüzde 8den yüzde 3.8e düştüğü kaydedildi. Rapora göre, ekonomi 1999 erken seçimi öncesinde daralma eğilimine girdi. 17 Ağustos depreminin olumsuz etkisi de daralmayı şiddetlendirdi. Kısa vadeli yabancı sermayenin çıkışı ile kurlar ve faiz oranlarının tekrar yükselmesi nedeniyle ekonomi 1999da yüzde 6.4 oranında küçüldü. Ecevitin liderliğindeki DSP-MHP-ANAP koalisyonunun uyguladığı Enflasyon Düşürme Programı Kasım 2000 krizinde aldığı yaradan sonra Şubat 2001 krizi ile sona erdi. Döviz kurlarının enflasyonu düşürmek için çapa olarak kullandığı IMF destekli bu paket de ancak 14 ay süre ile uygulanabildi. Raporda, mevcut Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının 15 Nisan 2001 tarihinde uygulamaya konulduğu anımsatıldı. DURGUNLUK VEYA KRİZ DEABnin hazırladığı Ekonomik Görünüm raporunda, uygulaması yarım kalan paketlerin 33 yıllık süre içinde ekonominin uzun süreli bir büyüme ivmesi yakalamasını engellediği belirtilerek, Her büyüme döneminin ardından bir durgunluk veya kriz yılı geldi. Bu dur-kalk ekonomisi Türkiyenin sürdürülebilir kalkınma ivmesi yakalamasını imkansız hale getirdi dendi. 1970 yılında kişi başına milli gelirin 523 dolar olduğu kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi: 1970 dolarının bugüne göre 4.2 kat daha değerli olduğunu dikkate aldığımızda 1970deki kişi başına milli gelir düzeyi, 2003 doları ile 2 bin 196 dolar ediyor. Kişi başına milli gelirin 2001 yılı sonunda 2 bin 150 dolar olduğunu, 2002 yılında da ancak 2 bin 800 dolar dolayına çıkabileceğini dikkate aldığımızda 33 yıllık duraklama döneminin ne anlama geldiğini daha iyi anlayabiliriz. PAKETLERLE KEMER SIKTIRILDI 1970deki paketten bugüne kadar geçen 390 ayın 183ünde istikrar veya reform gerekçesi ile halk kitlelerine kemer sıktırıldığı belirtilen raporda, bugüne kadar enflasyonu düşürme ve istikrarlı büyüme konusundaki çabalar başarılı olamayınca halkta reform çabalarına karşı güvensizlik görüldüğü vurgulandı. Güney Kore örneği verilerek, kapsamlı reformların ertelenmesi ve istikrar paketlerinin uygulanmasının yarım kalması nedeniyle Türkiyenin yerinde saydığı kaydedilen raporda, Türkiyede krizlerin sık sık ortaya çıkmasının hem kişilerin hem de ekonominin krize karşı koymalarını zorlaştırdığı, bir krizden çıkmadan diğerine yakalanan insanların geleceklerine güvenle bakamadığı dile getirildi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||