| | | 3 Kasım milletvekili seçimlerini toplumsal isteri gibi bir seçimdi şeklinde nitelendiren Boyner, şunları kaydetti: Yani barajı indirmediler, seçim tarihini değiştirmediler, ittifak ve işbirliği yapmadılar. Zaten kendi sonlarını gönüllü bir şekilde getirdiler. Allahın takdiri dışında sistemin lider değiştirebileceğini de kendi kendilerine gösterdiler ve ispatladılar. Bu çok önemli bir sonuç diye düşünüyorum. Siyaset toplumsal isteri gibiydi. Tepki, korkularla bir seçim yapıldı. Yani anormal bir psikozla, bir toplumsal isteriyle seçime gittik. Siyaset normalleştiği zaman, gençlerin, kadınların, yenilerin, profesyonellerin siyasette aktif rol alması için ortam o gün yaratılır diye düşünüyorum. O güne hazırlıklı olmak lazım.
HİÇ ENDİŞEM YOK
Cem Boyner, yeni hükümete ilişkin bir endişesi olup olmadığı sorusu üzerine de, Hiç endişem yok diyerek, ekonomide ödenecek bedellerin büyük bir kısmının ödendiğini söyledi. Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanlığına geldiğinde İstanbulu seller götürdü, barajlar doldu, evimizin musluğu hep aktı. Çok sanslıydı. İstanbul daha önce büyük susuzluk çekti, Erdoğan geldiği andan itibaren suya boğuldu.
Şu anda enflasyon ve faizlerin düştüğünü, ihracat, üretim ve istihdamın arttığını, IMF programının da devam ettiğini belirten Boyner, Yani olabilecek en iyi zamanda geldiler. Önemli işler yapacaklar diye düşünüyorum. Bir yanlış yapılmadığı takdirde başarılı olmaya mahkumlar diye konuştu.
IMF programının yürütülmesi ya da AB konusunda hiçbir endişe taşımadığını da ifade eden Boyner, şöyle dedi:
ABye daha yakın olduğumuzu hissediyorum. Çünkü seçimle beraber birinci demokrasi sınavını geçtik. Şimdi seçimin sonuçlarını yaşamakla ilgili ikinci sınavı geçeceğiz. Onu da geçebileceğimizi tahmin ediyorum. Türkiyenin o konuda AK Partinin önüne bir engel çıkaracağını düşünmüyorum. AK Partinin de bu engeli hak edecek birşey yapacağını düşünmüyorum. Yani olumluyum. | |