| | |
EURO POLİTİKASI TARTIŞILIYOR
Durgunluktan kaçınmak ve çıkış yolunda özenli politikalaların da yetmediği AB’de euro projesinde, politikasında gevşeme isteniyor. İlk önce Fransa, daha sonra Almanya ve şimdi de AB’nin bizzatihi kendisi, euro projesini koruyucu kuralların gevşetilmesini talep ediyor.
Euro’nun dayandığı pakt çok katı bulunuyor. Euro’ya geçişle, AB üyesi ülkelerinin herbirinin merkez bankası uktesindeki para politikasını yönlendirme, kriz hallerinde esneklik manevrası imkanı merkezi ECB’ye devredildi.
Fransız hükümeti vergileri azaltmanın borçlanmayı kısmaktan daha önemli olduğunu söylerken, iş dünyası, “bu politikanın da gelecek yıl için yüzde 2.5 civarında beklenen büyüme hızı hedefine erişime yetmeyeceği” görüşünde.
Euro, ABD’ye rakip güçlü bir kıta ekonomisi yaratımı yolunda başarılı adım olarak görüldü. AB üyesi 12 ülkenin para politikasını idare eden Avrupa Merkez Bankası (ECB) resmi rakamlı enflasyon oranını Eylül ayında yüzde 2’ye düşürdü.
YENİ PARAYA GÜVEN YOK
Buna karşılık, ECB ve AB yetkilileri halkta euro’ya güven yaratamadı. Resmi rakamlı enflasyonun düşük seyretmesine karşın, euro’ya geçiş sonrasında temel mal ve hizmetlerin fiyatlarında Hollanda ve Almanya’da yüzde 30’lara varan, başka AB üyesi ülkelerde daha yüksek oranlı artışlar öfke, kızgınlık, hayal kırıklığı yarattı.
AB’de tüketiciler temel ihtiyaç malları alımı için daha fazla para harcamanın yanı sıra, işsiz kalma korkusuyla yeni araba ve konut alımlarını da kesti.
İtalya’da Fiat, Almanya’da Siemens ve Deutsche Telekom başkta olmak üzere şirketler binlerce, onbinlerce çalışanı işten çıkarırken, borsalardaki düşüşler küçük yatırımcıyı fakirletti. | |