Home page
Haber Menüsü


IMF, bankacılıkta ısrarlı
Uluslararası Para Fonu’nun onayladığı 30 Temmuz tarihli niyet mektubu, çoğunluğu bankacılık sektörüyle ilgili olmak üzere 6 yeni yapısal kriter içeriyor.
Ankara
AA
7 Ağustos— Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin imzalarını taşıyan 27 maddelik mektupta, programın kararlı uygulamasının olumlu sonuçlar verdiği belirtilirken, “son siyasi gelişmelerin etkisi dikkate alındığında dahi, 2002 yılı için belirlenen yüzde 3’lük büyüme ve yüzde 35’lik enflasyon hedeflerine rahatça ulaşılabileceği görülmektedir” denildi.

   
 
       
   
MSNBC News Deppler: Seçim ortamında da program sürer
MSNBC News 1.1 milyar dolarlık kredi serbest
MSNBC News Hükümet'ten IMF'ye mektup
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye’nin ekonomik programının güçlü uygulamasını sürdürmeye devam ettiğinin vurgulandığı mektupta, konsolide kamu sektörü faizdışı fazlasına ilişkin Mayıs ayı sonu performans kriteri ve para tabanı ile net uluslararası rezervlere ilişkin Haziran ayı sonu performans kriterlerinin tutturulduğu belirtildi. Mektupta şöyle denildi:
       “Kamu bankalarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Haziran sonu performans kriterinin ufak bir farkla tutturulamamasına rağmen, yapısal alanda önkoşullar ve yapısal kriterlerin yerine getirilmesi suretiyle olumlu ilerlemeler kaydedilmeye devam edilmiştir. Son aylarda TL’de görülen değer kaybının fiyatlar üzerinde hala etki göstermesi mümkün olmakla beraber, 2002 yılının ilk altı ayındaki enflasyon oranı yıllığa çevrildiğinde yüzde 25’e ulaşılmakta olup, yüzde 35’lik yıl sonu hedefi rahatlıkla eri ilebilir durumdadır. Yüzde 3’lük GSMH büyümesi hedefine ulaşmaya ilişkin gelişmeler de müspet yöndedir. Yılın ilk üç ayında GSMH bir önceki üç aya göre mevsimsel olarak düzeltilmiş şekliyle yüzde 7’lik büyüme sergilemiş olup, kapasite kullanımına, sanayi üretimi ve tarımsal üretim ile ihracat ve turizme ilişkin son veriler ekonomik toparlanmanın ikinci üç aylık dönemde de devam ettiğini göstermektedir.
       Siyasi belirsizliklere rağmen, programa tamamen bağlı kalınmakta olup, programın planlandığı gibi sürdürülmesi için her türlü çaba harcanacaktır. Son bir kaç ayda finansal piyasalara ilişkin göstergelerde yaşanan dikkat çekici bozulmalara rağmen, döviz kuru ve faiz oranları genel olarak muhafazakar program varsayımları içinde kalmıştır.
Niyet Mektubu’nun tam metni

       Dalgalı döviz kuru ve bankacılık ile diğer yapısal alanlarda sürdürülen çabalar sonucu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi kurumların güçlendirilmiş bağımsızlıklarının da olumlu etkisiyle, Türkiye ekonomisi eskisine göre çok daha dayanıklı hale gelmiştir. Ekonomik program, kamu maliyesi politikası ve bankacılık sektörü reformu da dahil olmak üzere bazı önemli alanlarda yeni yapısal taahhütler eklenmesi suretiyle de güçlendirilmiştir.
       Ayrıca, kamuoyu ve sivil toplumun ekonomi politikasına vermeye devam ettiği geniş kapsamlı destek, programın güçlü bir şekilde uygulanmasının temin edilmesine yardım edecektir. Yasama yoluyla yapılacak reformlar, erken seçim sebebiyle gecikebilecek olmakla birlikte, Hükümet, politika stratejimizin icra biriminin öncelikleri içinde yer alan unsurların zamanında uygulanmasına ilişkin taahhüdüne bağlı kalmaktadır.
       
SEÇİM KARARI VE REFORMLAR
       Türkiye Büyük Millet Meclisi tekrar toplanmış olup Meclis’in büyük olasılıkla 3 Kasım 2002 tarihini seçim tarihi olarak belirlemesi beklenmektedir. Bu durumda yasal reformlarda bazı gecikmelerin yaşanması kaçınılmazdır.
       Yine de hükümet ve ekonomi yönetimi, bu mektupta öngörülen takvime uygun olarak yasal reformlar için gerekli tüm teknik hazırlıkları tamamlamak ve bu yasal düzenlemeleri Meclis’e sunmak konusunda kararlıdır. Ayrıca, program politikalarının büyük bir kısmı (örneğin para ve kamu maliyesi politikası ve geni kapsamdaki yapısal reformlar) Meclis onayı gerektirmemektedir. Bu tedbirlerin, programın makroekonomik politika ve hedeflerinin korunması amacıyla tamamen uygulanmasına niyet edilmektedir.
       Bu gelişmeler temel alınarak, Stand-By düzenlemesine ilişkin üçüncü gözden geçirmenin tamamlanması talep edilmektedir. Küçük bir marjinle tam olarak yerine getirilemeyen kamu bankaları şubelerinin kapatılmasına ilişkin Haziran ayı sonu performans kriteri için, (788 şube kapatılmış ancak Haziran sonu için 800 olan hedef 12 sayılık bir farkla yakalanamamıştır) kamu bankalarının operasyonel olarak yeniden yapılandırılmasında önemli mesafe kaydedilmekte olduğundan performans kriterinden feragat talep edilmektedir.
        Ayrıca, düzenleme kapsamında: (i) konsolide kamu sektörü kümülatif faiz dışı dengesi, (ii) sözleşme veya garanti verme bazında kamu yeni dış borçlanması, (iii) kamu sektörü kısa vadeli dış borçlanması, (iv) net uluslararası rezervler; ve (v) para tabanı hedeflerine ilişkin olarak, alt ve üst sınırların 3 Aralık 2002 tarihine kadarki dönemde ilgili tarihler için performans kriteri olarak belirlenmesi talep olunmaktadır. Bu sınırlar, 18 Ocak 2002 tarihli Niyet Mektubu’nda belirtilen gösterge niteliğindeki hedeflere tekabül etmektedir. Son olarak, yılın geri kalan kısmına ilişkin mali performansın yakından takip edilebilmesini teminen konsolide kamu sektörü kümülatif faiz dışı dengesine ilişkin olarak: (i) 2002 Eylül sonu ve Ekim sonu için gösterge niteliğinde hedefler; (ii) 2002 Aralık sonu için ise, yine bir performans kriterinin belirlenmesi teklif edilmektedir.”
       
KAMU MALİYESİ VE KAMU SEKTÖRÜ REFORMLARI
       Mektupta, 2002 yılında GSMH’nin yüzde 6.5’i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefine ulaşılması yönünde öngörüldüğü şekilde ilerlendiği vurgulanırken, bu yıl, konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasına ilişkin Mayıs ayı sonu kriteri de dahil olmak üzere, şimdiye kadarki tüm performans kriterlerinin yerine getirildiği belirtildi.
       “Ayrıca, Haziran ayına ilişkin geçici veriler, konsolide bütçe faiz dışı fazlasının kümülatif olarak program hedefinin 1.2 katrilyon TL (yıllık bazda GSMH’nin yüzde 0.4’ü) üzerinde kaldığını göstermektedir” denilen mektupta şu gelişmelere yer verildi:
       “Son olarak, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde Haziran ve Temmuz aylarında, özellikle telekomünikasyon hizmetleri, tütün ürünleri, alkol ve doğalgaza ilişkin olarak gerçekleştirilen fiyat artışları, daha önceki fiyat artışları gecikmelerinden doğan KİT gelir kayıplarının büyük bir kısmının telafi edilmesine yardım etmiştir.
        Önümüzdeki dönemde, vergi gelirlerinin, beklenenin altında gerçekleşen enflasyon ve nominal gelirden ötürü önceki projeksiyonların bir miktar altında ve vergi iadelerinin, ihracattaki canlanma nedeniyle programda öngörülen seviyenin oldukça üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Son zamanlardaki istikrarsız ortam, sosyal güvenlik kuruluşlarında bazı tahsilat problemlerine neden olmuştur. Ayrıca, sağlık harcamalarında büyük ölçüde daha yüksek ilaç fiyatlarından kaynaklanan bir baskı ortaya çıkmış ve seçim harcamaları için de kaynak tahsis edilmek zorunda kalınmıştır. Söz konusu baskıların, hibelerde beklenen artış ve bazı transfer ödemelerinin 2003 yılına kayması ile kısmen bertaraf edilmesi beklenmektedir.
        Kalan açığın giderilmesi amacıyla, bazı tahsisli hesaplarda bu yıla ilişkin harcamalar (bütçeye yaklaşık 300 trilyon TL transfer edilmesine olanak sağlayacak şekilde) azaltılacaktır. Fiyat seviyesinin öngörülenin altında gerçekleşmesinden ötürü, ihtiyari bütçe harcamalarında yaklaşık 100 trilyon TL tasarruf sağlanması beklenmektedir.
       Aynı zamanda, KİT’lerin daha evvelki gelir kaybını tamamen karşılamak için gerekli olan tüm reel fiyat artışları yapılacaktır. KİT fiyatları, dünya fiyatlarının enerji fiyatlarına yansıtılması uygulamasına devam edilecek olan enerji sektörü hariç, genel anlamda TEFE ile uyumlu olarak değiştirilecektir.
       Kamu borç dinamiklerinin daha da düzelmesini teminen, 2003 yılında GSMH’nin yüzde 6.5’i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefini koruma kararlılığımız devam etmektedir. 16 Temmuz 2002 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu, yüzde 5 oranında reel GSMH büyümesi ve yüzde 20’lik bir enflasyon oranı öngörmekte olan makroekonomik çerçeveye uyum sağlayacak 2003 bütçesine ilişkin ilkeleri açıklayan bir karar yayımlamıştır. Bu karar, kamu sektörü reel faiz dışı harcamalarının 2003 yılında da sabit kalmasını öngörmektedir.
       Bu kararla, halihazırda yüksek olan toplam vergi yükünü artırmama niyetimiz de desteklenmektedir. Bu karar doğrultusunda Hükümet, 2002 Eylül ayına kadar, 2003 ve 2004 yıllarında, kamu yatırım programı ortalama proje tamamlama süresinin yıllık yüzde 3’ün üzerinde bir azalış kaydedilmesi suretiyle daha da kısaltılmasına imkan verecek bir hareket planı kabul etmeyi tasarlamaktadır. Söz konusu hareket planı, 2003 yılı kamu yatırım programına ilişkin detayları ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından detayları 2003 yılında onaylanacak olan 2004 yılı kamu yatırım programı kapsamında atılacak daha ileri adımları içerecektir.
        Söz konusu kararla ortaya konulan çerçeveye ilaveten, 2003 yılına ilişkin planlarımız aşağıdaki maddeleri içermektedir: ’2003 yılına ilişkin kamu sektörü ücret politikası üç husus ışığında yönlendirilecektir.
       Memur maaşları programlanan enflasyonla uyumlu olarak artırılacaktır. Kamu işçileri ücret görüşmelerinde, memur maaşları ile kamu işçi ücretleri arasında var olan büyük farkın giderilmesine çaba sarfedilmesine devam edilecektir.
       Son olarak, gelecekteki tüm memur maaşları ve kamu sektörü ücret anlaşmalarında geriye dönük endekslemenin azaltılması amaçlanmaktadır. Kamu sektöründe uyguladığımız istihdam politikası devam edecektir. Konsolide bütçe istihdamı artırılmayacak ve kamu teşebbüslerinde yeni işe alımlarda konsolide bütçeden kaynak aktarılmayan kuruluşlarda sadece işten ayrılanların yerine (işten ayrılan sayısının yüzde 10’u kadar) yeni işe alımlara izin verilecektir.
        Atıl istihdamın azaltılması politikasına programlanan şekilde devam edilecek ve bu kapsamdaki işten ayrılmalar için yeni işe alımlara izin verilmeyecektir.”
       
ÖDENMEMİŞ VERGİ BORÇLARI
       Niyet Mektubu’nda, ödenmemiş vergi borçlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı bir plan hazırlanmakta olduğu bildirildi. Mektupta, söz konusu planın tamamlanmasının 15 Eylül 2002 tarihi için bir yapısal kriter olduğu vurgulanırken, bu planın, belli başlı kamu teşebbüsleri ve belediyelerin mali açıdan veya operasyonel olarak yeniden yapılandırılmasını gerektireceği kaydedildi.
       Mektupta şöyle denildi: “Kamu teşebbüslerinde ve yerel yönetimlerde mali disiplin sağlanacaktır. Yeni Borç Yönetimi Kanunu’nun da desteği ile yerel yönetimlerin Hazine’ye, Hazine’nin garanti tahtında yaptığı ödemelerden doğan ödenmemiş borçlarının geri ödenmesi hususu takip edilmektedir. Kamu teşebbüslerinde fiyatlama politikamızın uygulanmasına devam edilecektir. Fiyat artışları genel olarak TEFE ile uyumlu gerçekleştirilecek ve enerji sektöründeki fiyatlara dünya fiyatları yansıtılacaktır. Maliyetlerdeki düşüşler imkan verdiği ölçüde, fiyatlarda reel indirimler yapılması hedeflenmektedir.
        Son olarak, 1999 yılında öngörüldüğü üzere SSK ve Bağ-Kur için emeklilik reformuna ilişkin takvim uygulanmaya devam edilecektir. Bu amaçla, gerekli kurumsal ve idari reformlara ilişkin yasal düzenlemelerin 2002 yılı sonuna kadar Meclis’ten geçirilmesi planlanmaktadır. İleride yapılacak reformlara temel oluşturmak amacıyla, gerektiği takdirde teknik yardım alarak, yıl sonuna kadar Emekli Sandığı’nın mali sıhhatine ilişkin bir çalışma yapılacaktır.
        Önümüzdeki sonbaharda seçimlerin gerçekleştirilmesi halinde, 2003 yılı bütçesinin tam olarak yürürlüğe girdiği tarihe kadar yürürlükte olacak bir geçici bütçe yapılacaktır. Söz konusu geçici bütçe ile 2002 yılının aynı dönemine göre ödeneklerde reel bir artış kaydedilmemesi sağlanacaktır.
       Vergi sisteminin geniş kapsamlı olarak yeniden düzenlenmesinin hızlandırılmasına devam edilecektir. Dolaylı vergilemenin önemli ölçüde basitleştirilmesinin ardından, halihazırda dolaysız vergiler ve vergi idaresine ilişkin reformlar üzerinde odaklanılmıştır.
        Dolaysız vergi reformuna ilişkin planlar şekillenmeye başlamıştır (Vergi reformunun ikinci aşamasına ilişkin yasal düzenlemenin, bir yapısal kriter olarak 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar Meclise sunulması ve 2003 Mart ayı sonuna kadar Meclisten geçirilmesi öngörülmektedir) Bu reformun iki temel amacı, vergi tabanını genişletmek (özellikle istisna ve teşviklerin yürürlükten kaldırılması yoluyla) ve piyasa işleyişini bozucu etkilerin (özellikle sermaye gelirlerinin üzerindeki) azaltılmasıdır.
        KİT’lerde ve kamu sektörünün diğer kısımlarında kamu işçilerinin istihdamı rasyonelleştirilmekte olup, memurlar için de bir emeklilik programı başlatılmasına ilişkin bir çalışma yürütülmektedir. 2002 yılı Ocak ayı sonundan, 2002 yılı Haziran ayı sonuna kadar 11,342 kamu işçisi KİT’lerden emekli olmuştur.
        Bu süre içerisinde devlet memurluğuna transfer olan işçi olmamıştır. Temmuz ayının başından bu yana ise 2,580 işçi daha KİT’lerden emekli olmuştur. Böylece, Ocak ayı sonu itibariyle atıl olduğu tespit edilen 45,800 kamu işçisinin, üçte iki oranında azaltılmasına ilişkin Ekim 2002 sonu yapısal performans kriterinin yerine getirilmesi doğrultusunda ilerlenmektedir. KİT’lerin dışındaki, konsolide bütçeye dahil kuruluşlardan, 2002 yılının ilk yarısında 4,280 kamu işçisi emekli olmuştur. Ayrıca, emeklilik programını memurları da kapsayacak şekilde genişleten bir kanun hazırlanmaktadır.”
       
BORÇ YÖNETİMİ
       Borç yönetimini güçlendirmeye yönelik çalışmaların sürdüğü belirtilen mektupta, risk yönetimi kapasitesi ve borçlanma stratejisine ilişkin koordinasyonun geliştirilmeye devam edildiği kaydedildi. Mektupta şöyle denildi:
       “Programlanandan önce, Ağustos ayı ortasına kadar güçlendirilmiş bir piyasa yapıcılığı sistemi tekrar başlatılacaktır. Yeni sistem kamu kayıtlarının ikincil piyasasının derinliğini artırmayı hedeflemektedir. Bu yöntem aynı zamanda, ihalelerdeki Hazine kağıtlarının büyük bölümünün piyasa yapıcıları eliyle alınmasını temin edecektir.
        Yeni Kamu Borç Yönetimi Yasası uyarınca risk ve borç yönetimi politikasının oluşturulmasını yönetecek olan yeni borç yönetimi komitesinin ve risk yönetimi biriminin sorumluluklarını belirleyen bir tebliğ, 2002 yılı Eylül ayı sonuna kadar Resmi Gazete’de yayımlanacaktır. (yeni bir yapısal kriter). Hazine operasyonlarına ilişkin, Dünya Bankası’nın teknik ve mali yardımları ile yeni tamamlanmış bulunan çalışma temel alınarak, 2002 Eylül ayı sonuna kadar kamu borç portföyü üzerindeki mali riski izleyebilmek amacıyla bütüncül bir risk yönetimi sisteminin oluşturulmasına yönelik bir hareket planı oluşturulacaktır. Hazine Müsteşarlığı, gerekli olduğu takdirde, 2003 yılının ilk yarısında söz konusu sistemin şekillendirilmesi için dış danışmanlar tutacaktır.
        Bu arada, finansal riskin takip edilmesini sağlayacak ve borçlanmada Hazine Müsteşarlığı’na yol gösterebilecek nitelikte daha basit yapıda kriterler geliştirilecektir. 2003 yılı sonuna kadar risk yönetim birimi tamamen faaliyete geçecektir.
       
PARA VE DÖVİZ KURU POLİTİKALARI
       Para politikası 2002 yılı için yüzde 35 olan enflasyon hedefinin tutturulması üzerine odaklanmaya devam edecektir. Yılın ilk yarısında, tüm kantitatif para programı hedefleri karşılanmış bulunmaktadır. Para programına bağlı kalınması suretiyle, hem enflasyon oranlarında hem de enflasyon beklentilerinde belirgin düşüşler kaydedilmiştir. Söz konusu durumun bir sonucu olarak, son günlerde yaşanan belirsizliklere rağmen, sene sonu enflasyon hedefinin tutturulmasına yönelik olarak doğru istikamette ilerlenmektedir.
       Yılın ikinci yarısına ilişkin olarak, 2002 programında belirtilmiş olan parasal hedeflere bağlılığımız devam etmekte olup, yıl sonundan önce resmi enflasyon hedeflemesi sistemine geçilmesine yönelik teknik hazırlıklar sürdürülmektedir.
       Dalgalı döviz kuru rejimine olan bağlılığımız sürdürülmektedir. Ancak, daha önceden olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) döviz piyasasına kesinlikle sınırlı bir biçimde büyük miktarlı oynaklığı azaltmak için müdahale edebilecektir. Ödemeler dengesi pozisyonu rahat olmakla birlikte, son günlerdeki gelişmelerin para ikamesini yeniden artırması sonucu TCMB günlük döviz alım ihalelerini geçici bir süre için askıya almıştır. Ancak, ödemeler dengesi ve para ikamesindeki gelişmelere bağlı olarak TCMB, uzun dönemde uluslararası rezerv pozisyonunun kuvvetlendirilmesi hedefini dikkate alarak söz konusu alım ihalelerine yeniden başlamaya hazır bulunacaktır.”
       
SERMAYE AÇIĞI BULUNAN BANKALAR
       Niyet Mektubu’nda, (sermaye açığı bulunan bankalardaki) kalan açığın kapatılması amacıyla sermaye benzeri kamu destek programından talepte bulunulmasının beklendiği bildirildi.
       Mektupta, BDDK’nın, bankaların mali durumlarının bağımsız denetiminin tamamlanması sonrasında, özel bankacılık sistemini güçlendirme stratejisini uygulamaya devam ettiği belirtilerek, bankaların yeniden sermayelendirilmesinin Ağustos ayı sonuna kadar tamamlanmasının beklendiği kaydedildi. 26 bankanın mali durumlarının üç aşamalı olarak gerçekleştirilen denetiminin, Haziran ayında tamamlandığının hatırlatıldığı mektupta şöyle denildi:
        “Tüm bankalar sürecin sonucundan haberdar edilmiş olup, bu çerçevede sermaye açığı bulunan bankalardaki toplam sermaye ihtiyacının (devralınan Pamukbank hariç) 1.326 trilyon TL olduğu belirlenmiştir. Söz konusu tutarın 1.02 trilyon TL tutarındaki kısmı bankalar tarafından değerlendirme süreci içerisinde sermayeye eklenmiştir. Kalan açığın kapatılması amacıyla sermaye benzeri kamu destek programından talepte bulunulması beklenmektedir.
       Söz konusu deste i alan bankaların yönetim kurullarında BDDK ya da TMSF’nin temsilcileri bulunacaktır. Yakın geçmişte devralınan Pamukbank’ın çözüme kavuşturulması amacıyla çeşitli adımlar atılmaktadır. Denetimler, Pamukbank’ın mali bünyesinin sıhhatsiz olduğunu teyit etmiş olup, bankanın Yapı ve Kredi Bankası’na devrine ilişkin önerinin uygulanabilir olmadığına karar verilmiştir.
       Sonuç olarak, TMSF Haziran ayında Pamukbank’ı devralmış olup, ödenmiş sermayesini güçlendirmiş, yönetim kurulunu ve bazı üst düzey yöneticileri değiştirmiş, donuklaşmış bağlı kredilerini TMSF Tahsilat Birimi’ne transfer etmiş ve bankayı satışa sunmuştur. Potansiyel yatırımcılar 27 Eylül 2002 tarihine kadar bankada inceleme yapabilecek olup, tekliflerini 4 Ekim 2002 tarihine kadar sunacaklardır.
        Pamukbank’ın devralınmasının, sermaye yeterlilik oranı yüzde 8’in üzerinde olan ve sağlıklı durumda bulunan Yapı ve Kredi Bankası’nın faaliyetlerini engellememesini teminen çeşitli adımlar atılmaktadır. Pamukbank’ın eski sahipleri aynı zamanda Yapı ve Kredi Bankası’nın hisselerinin yüzde 45’ini ellerinde bulundurmakta ve Pamukbank’ın ayrıca Yapı ve Kredi Bankası’nda doğrudan yüzde 10’luk bir payı bulunmaktaydı.
       Pamukbank’ın devralınması ile çoğunluk hissesine sahip eski banka sahiplerinin Yapı ve Kredi Bankası’ndaki oy haklarını kullanmalarına bundan böyle izin verilmemiş olup, söz konusu haklar, sonuç olarak TMSF’ye devredilmiştir. Ancak, temettü hakkı halen eski sahiplerde kalmaktadır. BDDK ve TMSF, atanmış bağımsız denetçilerle de istişare ederek, Pamukbank’ı ve Yapı ve Kredi Bankası’nın mülkiyetini çözüme kavuşturmak amacıyla 16 Eylül 2002 tarihine kadar bir strateji oluşturacaktır (yeni bir yapısal kriter).
        Son olarak, BDDK denetim ve yeniden sermayelendirme sürecinin sonuçlarını kamuya ilan etmek ve açıklamak amacıyla gösterdiği çabaları sürdürmektedir. BDDK, banka sermayelerinin güçlendirilmesi programının geneline ve Pamukbank’ın TMSF tarafından devralınmasına ilişkin ayrıntılı raporlar da dahil olmak üzere, açıklayıcı dokümanlar yayımlamıştır. Aynı zamanda, süreci piyasa katılımcılarına, yatırımcılara ve basına anlatmak amacıyla seminerler de düzenlemiştir. Devralınan (Pamukbank dışındaki) dört bankanın çözüme kavuşturulmasının tamamlanması yönünde adımlar atılmaktadır.
       5 Temmuz 2002 tarihinde TMSF, Toprakbank’ın satışı için bir teklif almış olup, TMSF Yönetim Kurulu söz konusu teklife ilişkin nihai kararını Temmuz ayı sonuna kadar verecektir. Söz konusu teklifin kabul edilmemesi ve bankanın 16 Eylül 2002 tarihine kadar satılmaması halinde bankanın lisansı Eylül ayı sonuna kadar iptal edilecek ve banka ya başka bir bankayla birleştirilecek ya da tasfiye süreci başlatılacaktır (lisansın iptal edilmesi yeni bir yapısal kriterdir).
        27 Haziran 2002 tarihinde TMSF’nin Türk Ticaret Bankası’nın tasfiyesine devam etmesine izin veren mahkeme kararı yayımlanmış olup, bankanın bankacılık lisansı iptal edilmiştir. Tasfiye, 9 Ağustos tarihinde yapılacak olan banka ortakları genel kurul toplantısında resmen onaylandıktan sonra başlayacaktır. 2002 yılı Ağustos ayı sonuna kadar Tarişbank’ı almak üzere başvuran yatırımcıların hiçbirinin bankayı satın almak için yeterli bulunmaması halinde bankanın bankacılık lisansı iptal edilecektir.
        Bu durumda, bankanın donuklaşmış alacakları TMSF Tahsilat Birimi’ne devredilecek olup, kalan yükümlülükleri ve canlı kredileri 2002 yılı sonuna kadar, sene başında oluşturulan geçiş bankası Bayındırbank’a aktarılacaktır. TMSF’nin devralınan bankalardaki varlıkların çözüme kavuşturulmasına ilişkin stratejisinin bir parçası olarak, Bayındırbank’ın bir geçiş bankası olarak rolünün aşamalı olarak azalması beklenmektedir.
        BDDK, TMSF Tahsilat Birimi’ne devredilen donuk aktiflerinin çözümüne ilişkin olarak bir varlık yönetim şirketinin kurulmasını da içeren bir strateji oluşturmaktadır. TMSF, bağımsız denetçilerin tavsiyesini alarak Tahsilat Birimi’nin elinde bulunan varlıkların elden çıkartılmasına ilişkin ayrıntılı bir satış stratejisi oluşturacaktır. Söz konusu strateji 2002 yılı Eylül ayı sonuna kadar ilan edilecektir (yeni bir yapısal kriter).
       TMSF, 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar kağıt üstündeki değeri en az 250 milyon ABD Doları olan kredi portföylerinin satış ilanını yapacak(yeni bir yapısal kriter). Teklifler 2002 yılı sonuna kadar TMSF’ye sunulacaktır. Özel bankaların ya da diğer kuruluşların kendi varlık yönetim şirketini oluşturma yönünde ilgi beyan etmeleri halinde TMSF, buna iştirak etmeye gönüllü olacak ve ihtiyaç duyulan sermayenin, kanun hükümlerince izin verilen, yüzde 20’sine kadar olan bir tutarını sağlayacaktır. Aksi takdirde, devralınan bankalardaki varlıklar Tahsilat Birimi (kötü durumdaki varlıklar) ve Bayındırbank (iyi durumdaki varlıklar) tarafından idare edilecektir.”
       
KAMU BANKALARI
       Niyet Mektubu’nda, kamu bankalarının, Dünya Bankası ile ortak çalışılarak özelleştirilmeye hazırlanacağı vurgulandı. Halk Bankası’nın özelleştirilmesine ilişkin olarak Eylül ayı sonuna kadar bağımsız danışman atanması ve bankanın 2003 yılının ilk üç ayında satışa sunulmasının ümit edildiği ifade edildi.
       Mektupta şöyle denildi: “Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesine ilişkin olarak da dışarıdan yardım alınmasına ve daha sonra koşullar elverdiğinde bankanın satılmasına çalışılacaktır. Söz konusu iki bankanın satış değerinin azamileştirilmesi amacıyla, satış süreci tamamlanmadan önce, kamu bankalarının operasyonel yeniden yapılanma sonuçlandıktan sonra mali tablolarını en az bir tam yıl boyunca sunmalarının gerekli olduğuna inanılmaktadır.
       Vakıfbank’ın öngörülen özelleştirilmesi, hiç bir yatırımcının bankayı bütün olarak almak istememesi nedeniyle başarılı olamamıştır (teklifin kabul edilmesi için bu bir koşul olarak konulmuştur). Bankanın operasyonel olarak yeniden yapılandırılması suretiyle başarılı bir şekilde özelleştirilmesini teminen Dünya Bankası ile yeniden çalışılacaktır.
       Vakıfbank’ın özelleştirilmesine ilişkin yasal engeller de irdelenecek ve gerekli görülebilecek yasal değişiklikler 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar Meclis’e sunulacaktır. Bankanın 2003 yılının ikinci çeyreğinde tekrar satışa sunulması beklenmektedir.
       Uluslararası muhasebe standartlarının uygulanması planlandığı gibi ilerlemektedir. Haziran ayında BDDK, bankaların bilançolarında 2002 yılı sonuna kadar bütünüyle yansıtılmak üzere, uluslararası muhasebe standartlarının uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi yayımlamıştır.
       Mali kuruluşların denetiminin güçlendirilmesi ve konsolide denetimin yaygınlaştırılması çabaları devam edecektir. Bankacılık dışı mali kurumların (sigortacılık şirketleri hariç) denetimi Hazine Müsteşarlığı bünyesinden BDDK’ya devredilecektir. Birçoğunun sahibi bankalar olmasına rağmen, söz konusu kuruluşların denetiminden halihazırda Hazine Müsteşarlığı sorumlu bulunmaktadır.
       Konsolide denetimin daha kolaylaştırılmasını teminen söz konusu şirketlerin denetim sorumluluğunu 1 Temmuz 2003’den geçerli olmak üzere BDDK’ya devreden bir kanun taslağı 2003 yılı Mart ayı sonuna kadar Meclis’e sevk edilecektir.
       Bir kısmı bankalara ait olmasına rağmen denetiminden yine Hazine Müsteşarlığı’nın sorumlu olduğu sigorta şirketlerinin denetimi de güçlendirilecektir. Hazine Müsteşarlığı bağımsız danışman tavsiyeleri alarak 2002 yılı sonuna kadar tamamlanmak üzere sigorta şirketlerinin denetlenmesi ve düzenlenmesine ilişkin çerçevenin en iyi biçimde nasıl güçlendirilebileceğini irdeleyecek bir çalışma başlatacaktır.
       Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı, sigortacılık sektörünü, Avrupa Birliği Sigortacılık Direktifleri ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği Temel Prensipleriyle uyumlu bir biçimde düzenlemek amacıyla, 2002 yılı sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na yeni bir kanun taslağı sunacaktır.
       BDDK banka denetimlerini, operasyonel risklerin izlenmesi de dahil olmak üzere, risk bazlı denetimlerin hayata geçirilmesi yoluyla güçlendirmektedir. BDDK’nın söz konusu denetimi yürütebilmek amacıyla kurumdışı uzmanlardan yararlanması gerekebilir. Bu çerçevede, BDDK, bankacılık dışı mali kurumların denetimlerine ilişkin artan sorumluluğunu da dikkate alarak, denetim kapasitesini güçlendirmek amacıyla bir yeniden örgütlenme çalışmasını tamamlayacaktır. Söz konusu çalışma 2002 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır (yeni bir yapısal kriter).”
       
ÖZELLEŞTİRME
       Mektupta özelleştirmede, 700 milyon dolarlık özelleştirme geliri hedefine ulaşılacağı vurgulandı. Niyet Mektubu’nda, özelleştirme konusunda şöyle denildi:
       “2002 yılı Ekim ayına kadar PETKİM’de en az yüzde 5 oranında hissenin blok satışı ilan edilecektir. Söz konusu satışların ve diğer kamu işletme satışlarının 2002 yılı için 700 milyon dolar olarak belirlenen gösterge niteliğindeki kümülatif nakit özelleştirme geliri hedefine ulaşılması için gerekli nakdi sağlayacağına inanılmaktadır.
       Elektrik sektöründe, planlandığı gibi, potansiyel olarak Hazine garantisi alabilecek projeler hariç, Temmuz ayı sonuna kadar kamuya ait tüm termal üretim ve elektrik dağıtım varlıkları özelleştirme kapsamına alınacaktır. Söz konusu dağıtım varlıkları için ön-yeterlilik ihaleleri 2003 yılı Şubat ayına kadar düzenlenecektir. Aynı zamanda BOTAŞ’ın iki dağıtım iştiraki, 2003 yılında özelleştirilmeleri amacıyla, Ağustos ayı sonuna kadar Özelleştirme İdaresi’ne devredilecektir.”
       
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları