|
Kutan: Akbulut 312 için devrede Anket: 312'nci madde - Erbakan Arınç: MHP faşizmi içinde taşıyor MHP: Diğer partiler idamı kaldırabilir |
|||
İnsanların sesleriyle tespit edilmesinin mümkün olmadığını savunan Erbakan, kendi sesinin bilgisayar aracılığıyla Münir Nurettin Selçukun sesine benzetilebileceğini söyledi. Erbakan, kendisine atfedilen konuşmada ise suç unsuru bulunmadığını, aksine birleştirici ve bütünleştirici bir konuşma olduğunu ileri sürdü. Ancak Necmettin Erbakan, NTVnin sorusu üzerine, söz konusu cümleleri söyleneyen kişiyi kutladığını çünkü doğru şeyler söylediğini iddia etti. Erbakan, Yargıtayın karar düzeltme başvurusuna olumlu cevap vermesini ve 312. maddenin değiştirilmesini de istedi. Erbakan, başvurularına olumsuz cevap almaları durumunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracaklarını da yineledi. BANT DELİL OLMAZ Kapatılan RPnin genel başkanı Necmettin Erbakan, dünya hukukunda bantların delil olarak kabul edilmediğini, Yargıtayın, Anayasa Mahkemesinin ve Askeri Yargıtayın bantların delil olmayacağı hakkında sayılamayacak kadar kararı bulunduğunu belirtti. Erbakan, Strazburgtan yardım, imdat istemek hakikaten ülkesini seven insanları rahatsız edici bir durum dedi. Necmettin Erbakan, hakkındaki hapis cezasının onanması ile ilgili olarak çeşitli illerden kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelenlerle ASKİ Spor Tesisleri Toplantı Salonunda görüştü. Adalet eski Bakanı ve siyasi yasaklı Şevket Kazan ile kapatılan RPnin Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdalın da bulunduğu salona Erbakanın gelişi sırasında mücahit Erbakan şeklinde slogan atıldı. Erbakan, yaptığı konuşmada, gelenleri evinde karşılamak istediğini, ancak evinin küçük olması nedeniyle burada biraraya gelebildiklerini söyledi. Türkiye gönlümüzün istediği gibi değil diyen Erbakan, hapis cezasının onanması ile ilgili olarak, Bu bir şahıs meselesi değildir, Türkiye meselesidir. Hangi yönden bakılırsa bakılsın, ülkemiz adına üzülecek bir olaydır diye konuştu. Erbakan, Türkiyenin, bütün bu olayların bir daha meydana gelmeyeceği ve mesut insanların yaşadığı bir ülke haline gelmesini temenni ettiklerini belirtti. ŞARKILAR, KLİPLER Erbakan, Türkiyede, şarkılar, klipler, siyasi partilerin kendilerini tanıtmaları için birçok bant üretildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: Aynı zamanda da siyasi rakipler aleyhinde kullanmak için bantlar da maalesef olabiliyor. Bunu ticari maksatla yapanlar da var. Bakıldığı zaman Türkiye, yoğun bant üretimi yapılan bir ülkedir. Bu meyanda kim tarafından, ne zaman, ne maksatla yapıldığı, hazırlandığı belli olmayan bir bant ortaya çıktı. Bu banda dayanılarak, bir dava açılmış. Bu davanın içerisindeki iddia şudur: 1994de yapılmış olan yerel seçimler etrafında (Erbakan Bingölde böyle bir konuşma yaptı ve bu konuşma 24 Şubat 1994te yapılmış) deniliyor. Bu doğrudur. Ancak o günkü mitingi gelip takip etmiş olan hükümet komiseri, o tarihte raporunu da tanzim etmiş ve bu rapor emniyetin, vilayetin dosyalarında yer almıştır. Hükümet komiserinin, düzenlediği rapora, konuşmasının 25 dakika sürdüğü ve yasalara aykırı hiçbir olayın meydana gelmediğini yazdığını anlatan Erbakan, seçim konuşmalarına ait soruşturmaların, 4225 sayılı kanuna göre, seçimi takiben 3 ay içinde açılabileceğini söyledi. Ancak davanın seçimden 4,5 yıl sonra açıldığını, şu anda ise bu konuşmanın üzerinden 6,5 yıl geçtiğini kaydeden Erbakan, Kim tarafından, ne olduğu belli olmayan bir bant bahane edilerek davalar açılabiliyor dedi. Erbakan, şöyle konuştu: Temenni ediyoruz ki Türkiye hukuk devleti olsun. Soruşturmalar üç ayda yapılacaksa, üç ayda yapılsın. 4 sene sonra birtakım maksatlarla, siyasi mücadelede, siyasi rakiplerinizle problemler meydana getirmek kastıyla, kimseyi kastederek söylemiyorum, ülkenin halini söylüyorum, bu takım tertipler yapılabiliyorsa bir ülkede, kanunlar hiçe sayılarak davalar açılabiliyorsa, işte orda haklı olarak üzülmek mecburiyetindeyiz. Bütün dünya hukukunda bant delil olmaz. Ve bizim bizzat kendi Yargıtayımızın, Anayasa Mahkemesinin, Askeri Yargıtayın bantların delil olmayacağı hakkında sayılamayacak kadar kararı vardır. Çünkü bantlarda istediğiniz şeyi istediğiniz gibi hazırlayabilirsiniz. Her türlü ses ve görüntü değişikliği çok kolaylıkla yapılabilir. BANT 1998 YILINDA ÜRETİLMİŞ Necmettin Erbakan, NASAnın ses ve görüntü ile güvenlik sağlama çabalarının boşa çıktığını anlattı ve teknolojik gelişmeyle ses ve görüntülerin değiştirilmesi ile ilgili bazı örnekler verdi. Bu bantları hazırlarken tecrübesiz insanlar hazırlamış diyen Erbakan, davaya söz konusu olan bandın, fabrikadan alınan bilgilere göre, 1998 yılında üretildiğini, ama konuşmanın 1994 yılında yapıldığını söyleyerek, Bu bandın delil olarak kabulü mümkün değil dedi. Erbakan, bilirkişi raporuna göre, bu bantların kopya bant olduğunun da anlaşıldığını, kopyalar ile dava açılamayacağını savundu. Erbakan, şöyle devam etti: Mürür-i zaman (zaman aşımı) diyor kanun, tanınmıyor, (bant delil olmaz) diyor, tanınmıyor. (Kopyalarla amel edilemez) diyor, tanınmıyor. Yine Yargıtayın pek çok kararları var, (Bütünü belli olmayan metinler, hükümlere mesnet yapılamaz) diye, tekrar yüksek yargı organlarının pek çok kararları var. Bu tertip bandı bir polis memuru arkadaşa çözdürmüşler. Bunun içerisinde 11 yerde kesiklik var. Anlaşılmıyor, duyulmuyor. Ve orda ses yok, bandın o kısmı çalışmıyor. Böyle bir bandın hiçbir şeye mesnet yapılabilmesi mümkün değildir. ORADAN BURADAN DERLENMİŞ Oradan buradan derlenmiş olarak nitelediği bandın içindeki davaya konu olan sözleri anımsatan Erbakan, Bir insan ülkede ayrım olmasın, kardeşlik muhafaza edilsin gayesiyle bu çeşit fikirlerini, tekliflerini yaparsa bunda ne var. Bu nasıl suç oluyor? Demek ki siz bir ülkede, bu ülkenin meseleleri hakkında çözüm ortaya koymak için tekliflerde bulunamayacaksınız dedi. Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: Demek ki bu ülkede, hangimiz olursak olalım hiçbir şeyden emin olamayacağız. Çünkü birisi bizim hakkımızda bir bant tanzim edecek, o banda ait dava açılacak ve sonunda siz mahkum olacaksınız. Bu nasıl ülke? Dünyanın neresinde var böyle bir şey? Ve insanların fikirlerini açıklamaları, ülke meseleleri hakkında, bu dertler hallolsun diye teklifte bulunmaları böylece engellenirse Türkiyede hangi meselenin çözümü, hangi meselenin çaresi bulunur Allah aşkına. Kimsenin bu ülkeyi bu hale getirmeye hakkı olmaması lazım. SORUYORUM SİZE, EY EHLİ İNSAF Mahkeme kararında sanığın celselerdeki durumları gözönüne alınarak takdir edilen cezada bir indirim uygun görülmemiştir, tecili uygun görülmemiştir. Paraya çevrilmesi uygun görülmemiştir ifadelerinin yer aldığını belirten Erbakan, celselerin hiçbirinde bulunmadığını, avukatlarının mahkemelere katıldığını söyledi. Erbakan, Soruyorum size, ey ehli insaf, hiçbir celsede bulunmayan bir insanın, celsedeki hali dikkate alınarak bu hükümler verilebilir mi? Bir ülkede başbakanlık yapmış bir insanın halini dikkate alıyorlar ve bu insana (nsaf gösterilemez) diyorlar. İşte onun için bu bir şahıs meselesi değil, bir ülke meselesidir dedi. Salondakilere, (Peki şimdi ne olacak) sorunuzun kısaca cevabını arz etmek istiyorum diyen Erbakan, yanlışların düzeltilmesi için üç tane hukuki yol bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin Yargıtayın konuyu yeniden ele alıp incelemesi olduğunu söyledi. Yargıtay üyeleri bu durumu mutlaka düzelteceklerdir. İnancım budur diyen Erbakan, bunun, yanlışların düzeltilmesi için hukukun ortaya koymuş olduğu en güzel, en kolay imkanlardan birisi olduğunu ifade etti. Erbakan, sözlerini şöyle tamamladı: Bunun yanında, ikinci önemli konu, bu kanunları TBMM yapıyor. TBMMnin bir an önce kendi yaptığı kanunları, asıl maksadına aksi olarak, aykırı olarak kullanılmasını önleyecek tedbirleri alması lazım gelir. Madem ki bu kanun şu veya bu şekilde yorumlarla, aksi istikamette kullanılabiliyor, öyleyse kanunda küçük bir değişiklik yaparak düzeltelim görevi TBMMnin üzerindedir. Aslında bu maddenin çoktan kaldırılması lazımdı. Bir insan huzursuzluk çıkarmışsa, o huzursuzluk çıkartmanın kanunda ayrıca maddeleri var. Bunu getirip de fikre bağlayıcı bu kabil hükümleri koymanın hiçbir faydası yok. Bazı insanlar, şu veya bu düşünceyle, bu kanunun kalkmasını uygun görmeyebilirler. Ama hiç kimse bu memlekette fikir söylemeyi suç saymaz. Üçüncü hukuki yol da Strazburg İnsan Hakları Mahkemesidir. Tabii biz bu işin ülkemizde düzelmesini istiyoruz. Türkiyemizin yaşanabilir bir ülke olması için Strazburgtan yardım, imdat istemek hakikaten ülkesini seven insanları rahatsız edici bir durum. Hakkın, adaletin tecellisi için elbette elden gelen gayretin gösterilmesi bir vecibedir. Anayasanın 90. maddesine göre, İnsan Hakları Mahkemesinin kararları ve İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye iç hukukunun ayrılmaz bir parçasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bu uygulama, oradaki mahkeme tarafından süratle ve aynı zamanda da (bizim incelememize kadar bu kararı durdurun) deyip incelemesinin sonunda da bunu ortaya koyduğu takdirde de konu tekrar hukuken düzelme imkanına kavuşmuş olacaktır. Bu olay hayırlara vesile olsun diyen Erbakan, kendisini ziyarete gelenlerle tek tek tokalaşarak, salondan ayrıldı. | ||||
Yargıtay'dan Erbakan açıklaması Yücelen: 312 kalkmaz, ama değişir |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||