Home page
Haber Menüsü


İstanbul Yaklaşımı’nda düğümü çözen anlaşma
İstanbul Yaklaşımı’nda uzlaşılan anlaşma, hem sorunlu kredisi bulunan şirketler ve bankaların ilişkilerini düzenliyor, hem de bir şirketten alacağı olan birden fazla bankanın alacak önceliği konusunda çerçeve çiziyor.
Açıl Sezen/İstanbul
CNBC-E
24 Mayıs— İstanbul Yaklaşımı konusunda sekiz aydır devam eden çalışmalar meyvesini verdi ve Türkiye Bankalar Birliği, üzerinde BDDK, IMF ve Dünya Bankası’nın da mutabakatı bulunan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması’nı yayınladı. Üzerinde uzlaşı sağlanan bu anlaşma, hem sorunlu kredisi bulunan şirketler ve bankaların ilişkilerini düzenliyor hem de bir şirketten alacağı olan birden fazla bankanın alacak önceliği konusunda çerçeve çiziyor.

   
 
       
   
MSNBC News İstanbul Yaklaşımı'nda son tarih 31 Mayıs
MSNBC News İstanbul Yaklaşımı'nda görüşme haftaya başlıyor
MSNBC News İstanbul Yaklaşımı'nda anlaşma sağlandı
MSNBC News Liebermann: İstanbul Yaklaşımı'nda sona gelindi
MSNBC News 'İstanbul Yaklaşımı hayata geçecek'
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       İstanbul Yaklaşımı, büyük işletmeler ile küçük ve orta ölçekli işletmeler için iki farklı süreç öngörüyor. Finansal Yeniden Yapılandırma Kurulu Başkanı Adnan Memiş, bugün düzenlenen basın toplantısında, borçların büyüklüğü ve alacak önceliği itibarıyla sadece “sürecin işleyişinin” farklı olduğunun altını çizdi.
       
HER FİRMAYA FARKLI BAKIŞ
       Buna göre, bünyesinde en az 100 kişiyi bordrolu olarak istihdam eden, toplam yıllık ihracatı 15 milyon doların üzerinde olan, toplam yıllık cirosu 25 trilyon lirayı aşan ve denetlenmiş bilançosu en az 15 trilyon lira aktif büyüklüğe sahip olma kriterlerinden en az ikisini bünyesinde toplayan ve en az iki bankaya 10 milyon doların üzerinde borcu bulunan işletmeler “büyük ölçekli” olarak görülecek.
       Sorunlu kredilerin yeniden yapılandırılmasında, Karşılıklar Yönetmeliği’ndeki kriterler uygulanacak.Bu doğrultuda, ilk ikisi izlemedeki krediler olmak üzere beş farklı kategori gözetilecek.
       
HER ŞİRKETE AYRI DÜZENLEME
       Çerçeve Anlaşması’nın önemli bir noktası, kredileri yapılandırılacak şirketlerin hepsi için bir kriter düzenlemesi yapmak yerine, her şirketi ayrı ayrı ele alması.
       Bunun için her işletmenin alacaklı bankaları bir araya gelerek bir Alacaklı Bankalar Konsorsiyumu oluşturacak. En büyük alacaklının lider olacağı konsorsiyum, firmalarla hem vade yapısının uzatılması hem de gerektiğinde ek kredi sağlanması konularında pazarlığa oturacak.
       Ancak bankalar bu finansman kaynağını sağlarken, yeniden yapılandırma sürecinde kendilerinden istenen neredeyse tüm şartları, kredilerini yapılandıracakları şirketlerden de isteyebilecek.
       
HİSSE DEVRİ DAHİ İSTENEBİLECEK
       Örneğin bankalar, borçlu şirketten, işletme sermayesi amaçlı ya da yatırım finansmanı için ilave finansman sağlanmasını talep edebilecekler.
       Firmanın ana faaliyetiyle doğrudan ilgisi olmayan faaliyetlerinin tasfiyesini isteyebilecekler. Verdikleri ek kredi karşılığında sermaye artırımı talep edebilecek, hata gördüğü yerde yönetimin değişmesini dahi isteyebilecekler.
       Bu operasyonun ardından şirketin finansman ihtiyaçlarının giderilmesi için halka açılmasını, iştirak ve gayrımenkullerinin satılmasını, ortaklık yapısının değiştirilmesini isteyebilecekler. Hatta gerekli görüldüğü taktirde bankalar işletmelerden şirket hisse senetleri üzerinde Alacaklı Bankalar Konsorsiyumu lehine intifa hakkı talebinde dahi bulunabilecekler. Böylelikle bankalar üzerlerinde taşıdıkları riski sigortalama imkanına kavuşmuş oluyor.
       
GRUP KREDİLERİNE KISITLI OY HAKKI
       İstanbul Yaklaşımı konusunda önemli soru işaretlerinden birini, alacaklı bankaların kendi aralarındaki sorunlar ve alacak öncelikleri oluşturuyordu. Burada çıkacak sorunların çözümü için Bankalar Birliği bünyesinde üç kişiden ve bir BDDK gözetmeninden oluşacak bir Hakem Heyeti kurulacak ve ihtilaflar burada çözülecek.
       İstanbul Yaklaşımı’nı kilitleyen bir diğer önemli konu ise bankaların grup şirketlerine açtıkları kredilerin yapılandırılmasına yönelikti. Çerçeve anlaşması, bu konudaki tıkanıklığı hakkaniyet ilkesi doğrultusunda çözmüş görünüyor.
       Bir banka, kendi bağlı bulunduğu sermaye grubuna ait bir şirkete verdiği krediyi yapılandırmak istediğinde, alacaklı konsorsiyum içindeki oy hakkı asgariye indiriliyor.
       Ayrıca önceki dönemde çok sorun yaratan back to back kredilerin bu kapsamdan yararlanmasını önlemek için BDDK sigorta olarak her türlü işlemden haberdar ediliyor.
       
ŞEFFAFLIK TARTIŞMASI
       Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılık Kanunu nedeniyle ilişkide bulunduğu işletmeyle arasında “sır” niteliğinde olan görüşmeleri açıklayamıyor.
       Ancak borçları yeniden yapılandırılan şirketin halka açık olması durumunda Sermaye Piyasası Kanunu itibarıyla borsaya bu görüşmelerin açıklanması gerekiyor. Buradaki tıkanıklık, şirketlere yapılandırma görüşmelerini açıklama konusunda herhangi bir kısıtlama getirilmediği için aşılabiliyor.
       Ancak halka açık olmayan şirketler için böyle bir açıklama zorunluluğunun bulunmaması, “topyekün şeffaflık” açısından sıkıntı yaratıyor.
       
SIRADAKİ DÜZENLEMELER
       Çerçeve Anlaşması’nın açıklanmış olması, İstanbul Yaklaşımı’nın hayata geçmesi için çok önemli bir adım olmakla beraber tüm sorunları çözmüyor.
       Örneğin bankaların yapılandırılacak krediler için ayıracakları karşılıkları içeren Karşılıklar Yönetmeliği ile ilgili bir düzenleme henüz yapılabilmiş değil. Ancak teknik komite, bu konunun yakında çözüme ulaşabileceğini ifade ediyor.
       Ayrıca bankalar, yeniden yapılandırdıkları kredileri, bilançolarındaki “Yenilenen ve itfa planına bağlanan krediler hesabı” altında gösterecek. Bunun için ayrıca bir düzenlemeye gerek kalmayacak.
       
FONLAMA TALEBİ
       Bunun dışında son derece önemli bir başka nokta, bankaların bilançolarındaki aktif/pasif vade uyumsuzluğu ve faiz riskinin yarattığı fonlama ihtiyacı.
       Bankaların elindeki mevduatların genellikle kısa vadeli olması, pasif kısmındaki kredilerin uzun vadeye yayılmasının önünde engel yaratıyor. Aynı şekilde faiz oranlarında yaşanan düşüş de uzun vadeli kredi anlaşmaları için risk taşıyor. Bankalar, bunun için dışardan fonlama talebinde bulunuyor.
       Teknik komitenin başkanı Adnan Memiş, bu fonlamayı yapma konusunda Dünya Bankası’nın istekli olduğunu ve bu doğrultuda bir finansman sağlayabileceğini söyledi. Bu konuda daha önce de bazı rakamlar gündeme gelmişti. Ancak Memiş, “Dünya Bankası’nın fonlama konusundaki bu isteğinin zincirleme etkisi yaparak bazı diğer kreditörleri de harekete geçirebileceğini umuyoruz” diye konuştu.
       
İCRA-İFLAS KANUNU
       İstanbul Yaklaşımı için hayati önem taşıyan noktalardan birinin İcra İflas Yasası’nda yapılacak değişiklikler olduğu daha önce Bankalar Birliği Başkanvekili Akın Akbaygil tarafından gündeme getirilmişti.
       Bugünkü toplantıda da bu doğrultuda yapılacak olan düzenlemelerin önemine işaret edildi. Bu konudaki teknik düzenlemelerin de mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret edildi.
       IMF heyetinin de Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile bir araya gelerek bu yasada yapılacak değişiklikleri görüşmesi, somut adımların atılacağı yolundaki görüşleri güçlendirdi.
       
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
       İstanbul Yaklaşımı konusunda büyük ölçekli firmalar için süreci en büyük üç bankadan biri başlatabilecek. Ya da toplam borcun yüzde 25’ine sahip küçük alacaklı bankalar en büyük alacaklı 3 büyük bankadan birine başvurarak bu sürecin başlamasını sağlayabilecek. Süreci başlatan banka, firmadan taahhüt mektubu alarak, 2 iş günü içinde Koordinasyon Sekretaryası’na başvuracak. Bu sekreteryayı büyük bir ihtimalle Türk Sınai Kalkınma Bankası oluşturacak.
       Sekreterya, diğer alacaklı bankaları bilgilendirecekve 2 ile 4 gün arasında çalışmanın tamamlanarak firma ile birlikte toplantıya katılmalarını isteyecek. Kurulacak olan Alacaklı Bankalar Konsorsiyumu’nda, önce üyeler ve lider banka belirlenecek, daha sonra müzakere sürecinin işlemesine dönük ajanda üzerinde durulacak. İkinci toplantı, ilk toplantıdan en geç iki gün sonra yapılacak. Bu toplantıda alacaklı bankalar ile firma arasında ve konsorsiyumun kendi üyeleri arasında mutabakatsağlanıyorsa Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi’ne imza atılacak ve izleme süreci başlayacak. Konsorsiyumun yüzde 55-75 arasında mutabakat sağlaması halinde ise ihtilaf yaratan konuların çözümü için Hakem Kurulu’na başvurulacak.
       Firma ile mutabık kalınamıyor veya konsorsiyum üyeleri arasında karar yeter sayısı sağlanamıyorsa sözleşme yapılmayacak ve İcra İflas Yasası hükümleri yürürlüğe girecek.
       
KÜÇÜKLERE HAKEM YOK
       Küçük ve orta ölçekli işletmeler ise en az iki banka olmak üzere alacaklarının yüzde 51’ini temsil eden bankaların bir araya gelmesi ile süreci başlatabilecek.
       Firmadan taahhüt alındıktan sonra en büyük alacaklı banka, süreci başlatan banka olacak. Burada hakem heyeti bulunmayacak ve alacaklı bankalar konsorsiyumunun yüzde 75’in üzerinde mutabakatı sağlandığı taktirde sözleşme imzalanacak.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları