| | | | Şu anda doğalgaz sektöründe pek çok girişimde bulunulduğunu belirten Chhibber, doğalgaz girişinin artmasıyla enerji maliyetinin düşeceğini kaydetti.
Chhibber, Türkiye’nin enerji alım satımı konusunda bazı anlaşmalar içerisine de girdiğine işaret ederek, “Yakın gelecekte Türkiye, bu enerjinin maliyetini düşürmek için çok büyük çabalar sarfetmek zorunda kalacak. Enerjinin maliyetinin yüksek olması Türkiye’nin rekabet edebilirliğini negatif etkiliyor. Bu açıdan Türkiye’nin Avrupa enerji pazarına entegrasyonu da o kadar gelişemiyor” diye konuştu.
VERGİ TABANA YAYILMALI
Verginin tabana yayılmaması konusunun Türkiye’nin savaşması gereken bir başka nokta olduğunu vurgulayan Chhibber, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin hem dolaylı, hem dolaysız vergiler tartışıldığı zaman direkt vergileri vergi tabanına yayması gerekmekte ve kamu harcamalarında çok daha hızlı bir şekilde daha düşük harcamalara gitmesi gerekmektedir. İrrasyonel kamu harcamalarını kısmak gerekmektedir.”
Ajay Chhibber, Türkiye’nin israf ortamında daha yüksek vergi oranlarıyla gelir sağlamak yoluna gittiğini belirterek, “Bu değişmesi gereken bir durum. Vergi oranlarını indirmek, ama vergiyi tabana yaymak... İsrafın da önlendiği ölçüde bunların ikisi paralel yürümesi gereken süreçler” dedi.
YABANCI SERMAYE KANUNU IMF İLE TARTIŞILACAK
Doğrudan yabancı yatırımları Türkiye’ye çekmek için yeni yollar bulunması konusunda da görüş bildiren Ajay Chhibber, şunları kaydetti: “Her yıl 6 ile 10 milyar dolar yeni yabancı yatırım Türkiye’ye nasıl çekilebilir? Türkiye yabancı sermaye kanununda her yıl 6 ile 10 milyar doları doğrudan yatırımı buraya çekebilmek için revize etme yoluna gidiyor. IMF ile bu konuda 18 Temmuz’da bir tartışma olacak.”
Chhibber, Türkiye’nin AB ile olan bağlantısını bugüne kadar çok iyi kullanmadığını savunarak, önümüzdeki 2 yıl içerisinde belirttiği noktaların hayata geçirilmesi durumunda 57. Hükümet’in istihdam ve verimliliği arttırabileceğini, Türk ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde daha bir düze çıkmasının yolunu açabileceğini kaydetti.
Türkiye’nin 21. yüzyıla girerken çok temel ekonomik ve sosyal reformlara yöneldiğine dikkat çeken Chhibber, uygulanan ekonomik programla ilgili görüşlerini de şöyle açıkladı:
“Bu çok iddialı, çok agresif bir program. Bu program Türkiye’yi daha üst gelir grubu bir ülke haline getirecek. Program, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak dış etkenlere açık bir ülke olmasını da engelleyecek. Diğer ülkelerin krizlerini de incelemiş insanlar olarak Türkiye’nin ekonomik programına baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz; Türkiye’nin ekonomi programı hem Türkiye’nin kendisi için önemli bir program ve buna sıkı sıkıya sarılmak gerekiyor, hem de Türkiye’nin bölgesi ve dünya ölçeğinde önemlidir.”
RUBİN: AB ÜYELİĞİ HERKESİN YARARINA
ABD Dışişleri Bakanlığı eski Sözcüsü James Rubin de, Türkiye’nin AB üyeliğini kendisi için istemesi gerektiğini belirterek, “Bu yalnızca Türkiye’nin yararına olmaz Ortadoğu’daki korkunç krizlerle uğraşırken hepimizin yararına olur” dedi.
Rubin, yaptığı konuşmada, “Bence AB’nin Türkiye için saptadığı hedefler hoşgörü, insan hakları, demokrasi ve Kürt halkının hakları gibi konularla bağlantılı” dedi.
Türkiye ile İsrail ilişkilerinin de çok derin olduğunu belirten Rubin, “Bu ilişkilerin derinliği Ortadoğu’da kendinde durdurucu bir güç olabilir. Türkiye’nin, barışı kurmak için değil de barışın gözcüsü olarak orada bulunması gerekebilir” dedi. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Derviş: %20 reel faizle yaşanamaz