|
28 Nisan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, borç ödemenin ve güçlü ekonomiye gidecek yolun açılmasının tek yolunun verimli üretim artışının sağlamak olduğunu söyledi. Satıcı, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı konulu seminerde yaptığı konuşmada, bu programla güçlü ekonomiye geçilemeyeceğini, çünkü Türkiyenin yıllardır yeterince üretemediğini, ürettiğinin de yeterince verimli olmadığını savundu. |
Mart ayında ihracat ithalatı geçti TİM: İhracat Mart'ta yüzde 18.3 arttı İstanbul Yaklaşımı üretimi artıracak İhracata factoring desteği katlanıyor Oyak Renault ihracatla büyüyecek Oran: 60 milyar $'lık ihracat yapılabilir Zorlu: Tek çıkış yolu ihracat |
|||
Şu anda uygulanan programın hedefi, güçlü değil olsa olsa öngörülebilir bir ekonomiyi oluşturmaktır diyen satıcı, güçlü ekonomiyi gerçekleştirmek için uzun vadeli bir strateji belirlenmesi gerektiğini belirtti. Satıcı, ekonominin gidişatını, piyasanın aktörlerinin belirleyemediğini kaydederek, şunları söyledi: Piyasa ekonomisinin işlemediğine en önemli kanıt, Türkiyede üretenin değil, üretmeyenin ödüllendirilmesidir. Artan enerji, istihdam ve hammadde maliyetleriyle yatırım yapan üretici, ihracatçı cezalandırılmıştır. Üretim yerine faizi seçen finansal yatırımcı ise ödüllendirilmiştir. Öngörülebilir ekonomiye geçiş programının temeli, devletin verdiği taahhütlerin arkasında durmasıdır. Kamu bu defa verdiği taahhütlerin arkasında duracağa benzemektedir. Bu umut vericidir. Tüm hesapların kamu giderlerinin kısılması, ekonomik küçülmenin sürmesi pahasına enflasyonun düşürülmesi ve mali sistemin öncelikle ayağı kaldırılması üzerine yapıldığını belirten Satıcı, şöyle dedi: Bu hesap eksiktir, her eksik hesap gibi umulan sonucu vermez. Umulan sonuç, üretimin, verimli üretimin artışı olacaksa ki borç ödemenin ve ileride güçlü ekonomiye gidecek yolun açılmasının tek yolu budur, yapısal sorunlara derhal yönelinmeli ve hesap buna göre yapılmalıdır. Üretimin yapısal sorununun maliyetler olduğuna dikkat çeken Satıcı, Devlet enerjiden, istihdamdan topladığı paranın kat ve katını yeteri kadar artamayan ihracatta ve büyümeyen üretimde kaybediyor. Kamu muhasebesi kaz gelecek yerden tavuğu esirgiyor diye konuştu. NARİN: NEREYE EL ATILSA KURUTULMUŞ Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin de, bütün devlet mekanizmasını bozan sektörün bankacılık olduğunu iddia ederek, Nereye el atmışlarsa kurutmuşlar dedi. Narin, yaptığı konuşmada,bütçe gelirlerinin yatırım yapmak ve hizmet üretmek bir yana ülkenin iç ve dış borcunu karşılamakta bile yeterli olmadığını belirtti. Devlet giderlerinin temelinde yatan hadise faizdir, bütün bu devlet mekanizmasını bozan bankacılık sektörüdür. Nereye el atmışlarsa kurutmuşlar. Bütün müesseseleri aşırı faiz yüküyle ve enflasyonu da pompalayarak öyle bir yere getirmişler ki beceriler kaybolmuş, kapitaller erimiş. Bu faiz yükü ekonomiyi perişan etmiştir diyen Narin, dış dünyadan yapılan yardımların bankacılık sektörüne yönlendirilmesinin ise hatalı olduğunu kaydetti. Narin, Ekonomiyi yaşatacak olan insanlar müteşebbislerdir, aldığınız bu yardımların hiç olmazsa yarısını özel sektöre verseydiniz, bugün Türkiye fevkalade canlı ekonomik modele sahip olabilirdi dedi. BAYDUR: SORUN İSTANBUL YAKLAŞIMINDA TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle birçok firmanın kapandığına, binlerce kişinin işsiz kaldığına dikkat çekti. Baydur, İstanbul yaklaşımı denilen yaklaşım, tabirimi maruz görün, adam gibi çalışsaydı, bugün biz bu işletmelerin kapısını tek tek açmıştık dedi. Baydur, sözlerini şöyle sürdürdü: İstanbul yaklaşımı, Bankalar Birliği, BDDK ve ekonomiden sorumlu makam arasında dikiş tutturamadan dolaşıyor. Hükümet Ocak ayında bu kanunu çıkardı. İki tane bürokratik müessese bu felaketi Türkiye sanayicisinin başında devam ettiriyor. Niye? Bilgisizlik, tecrübesizlik, korkaklık... Ben şuna inanıyorum ki eğer bu gelen kredi, bu işle ilgili müesseselerin mesuliyetinde tek bir bankaya verilseydi biz en az 200-300 müesseseyi bugün işler hale getirirdik ve en az 750-800 bin kişiyi yeniden işe alabilirdik. ÇELEBİ: YAŞAMA HAKKINI KORUMAK İÇİN FON KURUN DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de yüzde 3lük büyümeyi hedefleyen programla güçlü bir ekonomiye geçilemeyeceğini savunarak, geçen yıl yüzde 9 küçülme yaşandığına dikkat çekti. Çelebi, sosyal diyaloğun her alanda başlatılması gerektiğini vurgulayarak, Birçok fonlar kuruluyor. Biz de size bir fon öneriyoruz. Bizim yaşama hakkımızı kullanacağımız bir fon kurun. Biz de bütün gelirlerimizi o fona teslim edelim. O fon bize ayakta durabileceğimiz bir formül geliştirsin. Çünkü gerçekten ülkenin içinde bulunduğu koşullar o derece ağır. Bizim ülkemizin insanları dayanıklı olduğu için Arjantine falan benzemeyiz ama sosyal patlamaların nereyi vuracağını siz de biz de önleyemeyiz. Bu noktaya geldik. Türkiyenin en önemli sorununun kayıtdışılık olduğunu belirten Çelebi, ağır vergi yükünü sanayicinin kaldıramadığını, bu yükü azaltmanın yolunun kayıtiçi ekonomiye geçişi hızlandırmak olduğunu söyledi. Daha adaletli bir vergi sistemine ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Çelebi, sözlerini şöyle tamamladı: Biz artık 10 lira, 20 lira kavgasını bıraktık. İşverenden 10 lira, 5 lira daha çok alma kavgasını bıraktık. Bizim şu anda kavgamız üretim, istihdam kavgasıdır. Kaynaklar doğru yere aktarılmalıdır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||