|
1987 yılında özelleştirilmesi gündeme gelen ancak geçen yıla kadar bu satışta herhangi bir aşama kaydedilemedi. Geçen yıl Yarımca Kompleksinin Tüpraşa satışıyla Petkimin özelleştirilmesi hız kazandı. Bu yıl süresinde ilk aşamada Petkimin elinde bulundurduğu taşınmazlarla Çanakkale Plastik Fabrikasının satışı öngörülüyor. Petkimin satışı ise gelecek yılın ilk çeyreğine yetiştirilmeye çalışılıyor.
Yarımca Kompleksinin genel müdürüyken, burasının satışında aktif rol oynayan Yavuz Aktuğlu şimdi Petkimin başına geçti. Turgut Bozkurtun Ankaraya atanmasıyla genel müdürlük görevine getirilen Aktuğluyla özelleştirme çalışmaları da hızlandı.
Aktuğlu, özelletirme ve özelleştirmeyle ilgili çalışmalar hakkında sorularımızı yanıtladı.
- Özelleştirmede en gözde işletmelerden bir tanesi Petkim. 1987den bu yana özelleştirmeden söz ediliyor. Geçen yıl Yarımca kompleksi satıldı. Peki şu an özelleştirmede ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Aktuğlu: Petkimin özelleşmesi sizin de dediğiniz gibi 1987 yılında gündeme geldi. Ancak o günden bugüne geçen süre içinde çok fazla işlem yapabildiğimizi söylememiz zor, Ta ki 2001 yılına kadar. 2001 yılında Yarımca kompleksimizi özelleştirdik. 60 milyon dolar bedel, içinde çalışan bin kişiyle beraber, üretimde olan ve karlılığı hala uygun durumda olan beş üretim fabrikamızla beraber Tüpraşa devrettik. 2001 yılında özelleştirme faaliyetlerinin durduğu bir yılda, Petkimin yaptığı fevkalade başarılı bir operasyon olarak kabul ediyoruz. Bu operasyon hem Tüpraş, hem Petkim için son derece yararlı olmuş bir işlemdir. Arkasından o süratle esas büyük bölümün özelleştirilmesi konusunda faaliyete başladık. Tabii bu faaliyete başlarken elimizde, sağda solda kalmış bazı gayrimenkul değerlerimiz vardı. Yarımcada sosyal tesisler, Basmanedeki 7 katlı büromuz, Aliağada bir arsamız, Çanakkalede plastik işleri fabrikamız. Bu yıl içinde onların satışını gerçekleştirmeyi hedefledik. Bunun için gayrimenkul ekspertiz firmasıyla da anlaştık. Onlar bir değer tespiti yapacak bağımsız kuruluş tarafından. O değer tespiti bize baz olacak. Onun üzerinden ihaleye çıkacağız ve muhtemelen bu yıl ortalarında saymış olduğum menkulleri özelleştirmiş olacağız.
- En önemli özelleştirme Aliağa Kompleksi ile gerçekleşecek. Ancak Aliağa çok büyük bir işletme, bu aşamada nasıl bir özelleştirme metodu izlenecek?
Aktuğlu: Tabii en önemlisi Aliağa Kompleksinin kompleksinin özelleştirilmesi. Bu konuda izlenen yol asgari yüzde 51inin blok satışı ve stratejik ortak. Stratejik ortaktan kastımız sermaye ve teknoloji sahibi ortakla, yurt içindeki girişimcilerin biraraya gelerek petkimin yüzde 51 hissesinin onlar tarafından devralanması düşüncesiyle yola çıkıyoruz. Bu konuda Özelleştirme İdaresi deneyimleri olan ve dünyanın en büyük danışma kuruluşlarıyla ön görüşmelerini tamamladı. İhalesini de hemen hemen tamamladı.
Sanıyorum bugünlerde sözleşme imzalanacak Özelleştirme İdaresi tarafından ve sahamıza gelerek çalışmalara başlanacak.
Hem ekonomik yönden, hem hukuki yönden, hem fiziksel yönden çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar sonucu bir değer tespiti ortaya çıkacak. Bizim hedefimiz Özelleştirme İdaresinin bu konudaki hedefleri bu yılın ikinci yarısında ihaleye hazır hale getirmek. Belki yılın yarısının ortalarında ihaleye çıkmak ve 2003ün ilk yarısı içinde, belki ikinci çeyreğinin ortalarına doğru bu operasyonu gerçekleştirmek olacak.
- Kurulduğu yıldan bu yana Petkime baktığımızda, pazar payı sürekli küçülüyor. Bu özelleştirmede bir risk unsuru olmayacak mı?
Aktuğlu: Aliağa Kompleksi devreye girdiğinde Petkimin yurtiçi plastik ihtiyacını karşılama oranı yüzde 85lerdeydi. Ancak Türkiyede Petkim tarafından veya özel sektör tarafından yeni petrokimya yatırımları yapılmadığı için bugün itibariyle yüzde 35ler seviyesine düşmüştür, iç piyasadaki talebi karşılama oranımız. Şimdi biz bu arada kendi içimizde bir takım yenileme yatırımlarıyla, kendi içimizde kapasite arttırım yatırımlarıyla, başlangıçta 1 milyon 200 bin ton olan üretimimizi, iç yatırımlarla, kapasite arttırımlarıyla 2003 te 1 milyon 800 bin tonun üzerine çıkaracağız.
Ancak Türkiyede petrokimya talep artış hızı dünya ekonomilerinin çok üzerinde. Ekonomimiz iyi olduğu yıllarda yüzde 12 artış var petrokimya talebinde. Şimdi bizim bu yenileme yatırımlarıyla buna yetişmemiz mümkün değil. 2005 yılında bu oran yüzde 25e düşecek, 2010 yılında yüzde 15ler civarına düşecek. Biz Petkim olarak, hala piyasayı kontrol eder durumdayız. Ama bu oran düştükçe, piyasanın üzerinde hakimiyetimiz azalır. Azaldığı zaman da artık Petkimin özelleştirilmesi üzerindeki cazibe de azalır.
- Buradan şunu anlıyorum, Petkimin pazar payı sürekli azalacak. Peki bu aşamada özelleştirme için cazibesini yitirmeyecek mi?
Aktuğlu: Şunu söylemekte yarar var. Giderek artan ithalat bize ihraç yapan firmaların Türkiyede bir takım depolar, antrepolar koyarak oralardan servis yapma yolunu seçme durumuna gelecekler. Bunların hepsini yanyana koyduğumuz zaman azalan payıyla piyasadan çekilmeye başlayacak. Özelleştirmede zamanlama çok önemli. Zamanında yapmadığınız zaman özelleştirmeyi, sonra çok aranan bir kıymet iken, bu defa kendinize talip arayan bir duruma düşersiniz.
Talip arayan bir duruma düştüğünüzde, hem değeriniz, hem piyasadaki etkiniz yavaş yavaş ortadan kalkar. Onun için lazım gördüğümüz kadarıyla, petrokimyadaki bu son yıllardaki karlılık oranlarının düşmesi yatırımın tam zamanıdır. Çünkü biz 2002 ortalarından başlayarak 2003 ve 2005 yıllarında petrokimyanın yükselen trendi yakalayacağını düşünüyoruz. Özelleştirmeyi bu arada yapabilirsek, yatırımcılar da 2003, 2005 yılındaki yükselme trendini yakalarlar ve yatırmış olduklarının geri dönüşümü başlar. Bu pozisyon da Petkimin özelleştirilmesi için çok iyi fırsattır.
PETKİM TELEKOMUN DURUMUNA DÜŞEBİLİR
- Zamanlamanın iyi yapılmasından söz ediyor ve bu zamanın da geldiğini dile getiriyorsunuz. Ancak önümüzde somut bir örnek var, Türk Telekom. Petkimin özelleştirilmesinde de aynı zorlu yolculuk yaşanabilir mi?
Aktuğlu: Türk Telekom ilk özelleştirilmesi sözkonusu olduğunda 20 milyar dolarlardan bahsediliyordu. Son gecikmenin getirmiş olduğu olumsuzluklar nedeniyle son zamanlardaki ihaleleri takip ettik. Petkimin de o duruma düşmesi gayet tabii ki olabilecek bir ihtimaldir.
- Peki Petkimin özelleştirilmesinden ne kadar bir gelir beklenebilir?
Aktuğlu: Şimdi değer dediğimiz zaman şirketlerin borsa değerleri var, kurum değerleri var, bir de pazar değerleri var. Çok önemli değerlerden biri. Ülkemizde özelleştirmelerde, kamuoyunda yanlış yönlere gidiliyor. Böyle bir tesisi yapacak olsak kaça yaparız? Alt yapısı yok ise 4 milyar dolara, alt yapısı var ise 3 milyar dolara yaparız. Bundan daha düşük fiyata sattığımız zaman derler ki ucuza satıldı devletin malı. Şimdi sattığımız zaman aldığımız para kadar o üretim şirketinin ne durumda çalıştırılacağı önemli. Şimdi buraya yatırım yapan veya yüzde yüzde 51 hissesini alan bir firma dese ki bize; biz size şu kadar para verdik ama yerinde de şu kadar milyar dolarlık yatırım yapıyorum, şu kadar fazla istihdam getireceğim. Hep bu gözden kaçar ve eski arazi değeri için yapılan özelleştirmeler var. Onlarla petrokimyanın özelleştirilmesini birbirine karıştırmamak lazım. Gelen yatırımcı buraya yatırım yapmak mecburiyetinde, zira bu kadar büyük pazarı var. Bu pazarı içeriden karşılamak var. O imkan var.
ÜLKE NE KAZANACAK DİYE BAKILMALI
Şimdi değerlendirmeyi yaparken, ülke ne kazanacak diye bakılmalı. Eğer tutun ki bizi bir a fiyatıyla satın aldılar, yanında da şu kadar milyar dolar yatırım yaptılar. Şu kadar bin kişiye de iş sahası açtılar veya bir başka firma a artı şu kadar fiyat dedi ama ben bu mevcut tesislerle idare ederim dedi. Şimdi bunun hangisi daha ülke için yararlı, onun üzerinde iyi düşünmek lazım. Bizim düşüncemiz, bu tip özelleştirmelerde, özelleştirmeyle beraber yatırımın ve istihdamın gelmesidir. Çünkü petrokimya ürünleri katma değeri çok yüksek olan ürünlerdir.
Yani 150 dolarlık bir hammadde alıyorsunuz ve tüketiciye gelinceye kadar, bizim fabrikamızdan çıkışı değil, yani tüketiciye ulaşıncaya kadar 2000, 3000 dolara kadar katma değer artıyor. Onun için petrokimya üretimi ve yatırımları çok önemli. Bu yatırımı da buraya talip olan, şu kadar bilmem kaç milyon doları veya daha yüksek fiyatları vermeyi göze almazlar. Buranın analizini çok iyi yaparlar ve mutlaka yatırıma ve istihdama gelirler. | |