 |
|
|||||
 |   |  |  | ||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
  |
  DB kredi artırımına gerek duymuyor İSO'dan Ecevit'e 'öneriler' raporu Linn: Türkiye'ye yardıma hazırız Öztrak: Sıcak paraya dayalı büyümeden vazgeçilmeli |
|||
|
|||
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Binay, konuşmasında, Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde gerekli koşullar sağlandığı takdirde enflasyon hedeflemesine geçeceğini hatırlatırken, bu arada Kasım 2000’den buyana önemli bir krizin de devam ettiğini kaydetti. KRİZDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR Krizin 3 temel sorunu ortaya çıkardığını anlatan Binay, bunlardan ilkinin borçların sürdürülebilirliğinin gündeme oturması olduğunu söyledi. İkinci olarak bankacılık sektörünün zaafiyetinin ortaya çıktığına işaret eden Binay, son olarak da şu anda enflasyonla birlikte derin bir resesyon yaşandığını ifade etti. “Böyle bir ortamda enflasyon hedeflemesi sağlıklı mı?” diye soran Binay, borç sürdürülebilirliği konusunda önemli adımlar atıldığını, Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapıldığını kaydetti. Görüşülen borçlanma kanunun ile hükümet ve Parlamento’ya da sorumlulukların getirildiğini, maliye politikalarında önemli adımlar atıldığını belirten Binay, önümüzdeki günlerde şeffaflığın da bütçe politikalarına yerleştiğinin görüleceğini, bunların enflasyon hedeflemesinin alt yapısını oluşturduğunu belirtti.   TOBB: Yatırım için değişim şart Binay, Türkiye’nin borç stoğunu azaltıcı adım atarken, bir yandan da büyüme sorunu olduğunu, büyüme ve istihdam gibi konuların da tartışılması gerektiğini belirtti. Enflasyon hedeflemesi yapılırken daha düşük bir büyümeye yol açılacağını, bu durumunda verimlilik ve buna ulaşmak için nasıl kaynak aktarılacağının da tartışılması gereğine işaret eden Binay, bu soruların hepsinin tek cevabının, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmesi olduğunu kaydetti. Toplantı öncesi aralarında Brezilya, Arjantin, Macaristan gibi ülkelerin de bulunduğu 12 ülkenin verilerini incelediğini, bunlardan sadece Türkiye, Endonezya ve Arjantin’in büyüme ve enflasyon sıkıntısı çektiğini anlatan Binay, geriye kalan 10 ülkeni kalkınmalarını yabancı sermaye girişi ile sağladıklarını vurguladı. VATAN HAİNİ İLAN EDİLDİM Bir dönem Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü yaptığını hatırlatan Binay, “Yabancı sermaye işinden çok çektim. 2 oto şirketine yatırım izni vermem nedeniyle bir büyüğümüz tarafından vatan haini ilan edildim... Eğer Türkiye için doğruları söylemek vatan hainliği ise bundan gurur duyuyorum” diye konuştu. 1994 yılı sonunda Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden alındığını kaydeden Binay, bunun nedenlerinden birinin şu anda ABD’de problemi olan bir şirket olduğunu kaydetti. BORÇLANMAYI KOLAYLAŞTIRICI KOŞULLAR SAĞLANIYOR Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Binay, Merkez Bankası’nın kamuya kredi açmadığı dönemlerde bile Hazine’nin borçlanmasını kolaylaştırıcı parasal koşullar sağladığını kaydetti. Binay, şöyle devam etti: “Türkiye’de para arzındaki artış enflasyona değil, herhangi bir nedenle enflasyondaki artış para arzındaki artışla desteklendiği için gerçekleştirilmiştir. Enflasyonun son 20 senede istikrar kazanmasının arkasında, Merkez Bankası’nın enflasyonu para arzını artırarak desteklemesinin çok önemli bir rolü var. Enflasyondaki sıçramaların olduğu dönemler Türkiye’nin dışarıdan finansman bulamadığı dönemlerdir.” Öte yandan Binay, Merkez Bankası’nın enflasyona desteği konusundaki soru üzerine, enflasyon dönemlerinde Merkez Bankası’nın para arzını enflasyona uyumlu götürdüğünü, ancak bunun geriden geldiğini kaydetti. Bunun sonucunda da para arzının kısılması gereken dönemlerde para arzının artırılarak enflasyona destek verilmiş olduğunu kaydetti. Geçen yıl Kasım ayında yürürlüğe giren Merkez Bankası kanununun önemli yararlarından birinin kamunun disiplinli davranması olduğunu kaydeden Binay, şu anda mali disiplini sağlamaya kararlı bir hükümetin bulunduğunun altını çizdi. Binay, kayıtdışı ekonomiyle ilgili olarak da Türkiye’de önemli bir kayıtdışı ekonomi bulunduğunu, yabancı sermaye yatırımcısının da bu konuda önemli şikayeti bulunduğunu ifade etti. Geçmiş krizlerin aşılmasında kayıtdışı ekonominin önemli bir rolü olduğunu hatırlatan Binay, Türkiye’de bankacılık yanında bir de tefeci piyasası bulunduğunu belirtti. Başka bir soru üzerine ise Binay, Merkez Bankacılığın temkinli ve muhafazakar olmayı gerektirdiğini belirterek, eğer Türkiye’de anlayış değişikliğiyle birlikte yabancı sermaye girişi olursa, iyimser olduğunu vurguladı. GULİK: GÜMRÜKLER İYİLEŞTİRİLMELİ Hollanda Yabancı Sermaye Ajansı Başkan Yardımcısı Peter Van Gulik, yabancı sermaye için en önemli noktalardan birinin, hükümetler değişse de vergi politikalarının değişmemesi olduğunu bildirdi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Hazine Müsteşarlığı’nın katkılarıyla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Yabancı Sermaye Derneği (YASED) ve Finans Dünyası tarafından Devlet Konukevi’nde düzenlenen “Türkiye’de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi” konulu konferansın ikinci gününde konuşan Gulik, Hollanda Yabancı yatırım Ajansı’nın yapısı ve çalışmalarını anlattı. Yabancı sermaye konusunda yapılacak işlerin, tek çatı altında toplanmasının süreçleri hızlandıracağını anlatan Gulik, Hollanda’da, gelen hükümetlerle ekonomik politakaların değişmeyeceği prensibi bulunduğunu, altyapı ve stabilitenin var olduğunu, bunların da yabancı sermayeye uygun ortam hazırladığını vurguladı. İRLANDA ÖRNEĞİ İrlanda Kalkınma AJANSI (IDA) eski Başkanı David O’Donovan da, İrlanda’nın ekonomik başarısındaki en önemli nedeni, özelleştirme olarak gösterdi. İrlanda’nın yabancı sermaye konusundaki 1960’lardan bu yana yaptıklarını anlatan O’Donovan, toplumsal uzlaşmanın sağlanmasının da yabancı sermayenin çekilmesinde önemli bir etkin olduğunu vurguladı. İrlanda’da eğitime devamlı yatırım yapıldığını ve bunun sonucunda yüksek katma değerli mal üreterek yabancı sermayenin çekilmesi ve kalkınmanın sağlandığını kaydetti. Pricevaterhouse Coopers Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Nas ise Türkiye’nin sorununun, dönüşümden geçme zorunluluğu olduğunu vurguladı. Yabancı sermayenin girişini belirleyici faktörlerin, “hukuki ortam, ekonomik istikrar ve değişmeyen politikaları ifade eden idari istikrar” olduğunu söyleyen Nas, yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik önerilerini sıraladı. Nas, tanıtım faaliyetlerinde özel kanunla başbakanlığa bağlı “uluslararası yatırımlar idaresi başkanlığı” oluşturulmasını da önerdi. ARIMAN: HIZLI ADIMLAR ATILMALI Yabancı Sermaye Derneği Genel Sekreteri Abdurrahman Arıman da, yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda ciddi adımlar atılması gerektiğini vurgularken, bunun yapılmaması durumunda, Türkiye’nin yeniden krizlere girmesinin gündeme gelebileceğini kaydetti. Şu anda Türkiye’de, yabancı yatırımlar konusunda yabancı aleyhtarlığına dönüşen bir hava bulunduğunu savunan Arıman, buna karşılık Türkiye’nin yılda 35-40 milyar dolarlık yabancı sermaye potansiyeli bulunduğunu sözlerine ekledi. | ||||
| |
|||
 Bankaların kara tahtaları siliniyor |
|||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
