|
23 Ocak Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, yılın ilk yarısında ekonomide dalgalanma az olursa, sermaye desteği için az sayıda bankanın müracaat etmesini beklediğini, hatta hiçbir bankanın müracaat etmeyebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin onayını bekleyen Bankalar Yasasının doğrudan sermaye desteği alan bankalara ağır yükler getirdiğini kaydeden Özyeğin, bununla birlikte bazı bankaların tahvil desteği almak için başvurabileceğini belirtti. |
Özince: Gerekirse banka alırız Dünya Bankası: Türkiye zor virajı döndü TOBB: Bankaların KOBİ'lere tutumu kötü Hak-İş: Bankalar devleti yedek kasa olarak görecek Bahçeli banka yasasını övdü Moody's, 4 bankanın notunu değiştirdi FT: Bankacılık Yasası, kritik dönemeç Bankalarla çerçeve anlaşması yapılmalı IMF: Bankalara destek olumlu Bankalara destek tasarısı yasalaştı Ecevit: Bankalara kredi hibe olmayacak |
|||
Özyeğin, düzenlediği sohbet toplantısında, enflasyon ve istikrarsızlığın, Türk bankalarının yabancı bankalarla evliliğinin önünde engel oluşturduğunu vurgulayan Özyeğin, yılın ikinci yarısında evlilik görüşmelerinin yeniden başlayabileceğini kaydetti. Türk bankacılık sektörünün her geçen gün güç kazandığına dikkat çeken Özyeğin, bu nedenle Türk bankalarına talip olan yabancıların bundan sonra daha yüksek bedel ödemek durumunda kalacaklarını söyledi. SEKTÖR RAYINA OTURACAK Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, bankalara kaynak aktarımını öngören yasanın Cumhuriyet tarihinin en büyük krizinin yaralarını sarmak için çıkarıldığını belirterek, bu yasanın bankacılık sektörünü tekrar rayına sokacağına inandıklarını söyledi. Özyeğin, BNP Paribasla yapılan görüşmelerde ortaklık için dile getirilen rakamı açıklamaktan kaçınırken; ancak bu konuda inanılmaz bir know-how elde ettiklerini ifade ederek Bu konuda üstat olduk dedi. BDDKnın yaptıklarını çok başarılı bulduklarını belirten Özyeğin, bankalara kaynak aktarımını öngören yasanın Cumhuriyet tarihinin en büyük krizinin yaralarını sarmak, krizin etkilerini bertaraf etmek için çıkarıldığı görüşünü dile getirdi. KRİZ ÇİPADAN KAYNAKLANDI Kamuoyunda krizi bankaların yarattığına ilişkin bir izlenim olduğunu ifade eden Özyeğin, oysa krizin ekonomik programın uygulanamamasından, çıpadan çıkılmasından kaynaklandığını savundu. Özyeğin, Bu yasanın sektörü tekrar rayına sokacağına inanıyoruz ifadesini kullandı. Benzer uygulamaların düyanın 40 ülkesinde görüldüğüne işaret eden Özyeğin, üstelik Türkiyedeki hasarın bu ülkelerden çok daha az olduğunu vurguladı. Hüsnü Özyeğin, Türkiyede bankacılık sektörünün parayı hazine bonosundan ve devalüasyondan kaybettiği görüşünü dile getirdi. FİNANSBANKIN DESTEĞE İHTİYACI YOK Özyeğin, Finansbankın mali konumunun, yabancı ortak olmadan da bankalara kaynak aktarımını öngören yasa çıktığı zaman sermaye koşulundan yararlanmaya ihtiyacı olmayacağını söyledi. Özyeğin, 2001 yılını, Cumhuriyet tarihindeki en büyük daralma ve çalkantıların yaşandığı, ayrıca bankacılık sektöründe görülmemiş olayların cereyan ettiği bir yıl olarak niteledi. 2002 yılının bankacılık sektörü açısından farklı bir yıl olacağını belirten Özyeğin, Türkiyede kişi başına milli gelirin 1990ların başına döndüğüne işaret etti. Türk toplumunda bireylerin harcama davranışının değiştiğine de dikkati çeken Özyeğin, harcamalarda daralmaların özellikle finans, bilişim, medya ve reklam sektöründe hissedildiğini bildirdi. Özyeğin, beyaz eşya ve otomotiv sektörünün de daralmadan etkilendiğini belirtti. Özyeğin, kriz döneminde üst gelir düzeyindeki insanların yoğun şekilde işlerini kaybettiklerini ve bazen de aynı sektörde çalışan eşlerin işsiz kaldığını anlattı. Özyeğin, işi olanların ise gelirlerinin reel bazda yüzde 30-50 arasında düştüğünü belirtti. YÜZDE 10 TEMERRÜT FAİZİ MAKUL Hüsnü Özyeğin, temerrüt faiziyle ilgili yasal düzenleme hazırlıklarına ilişkin görüşlerini açıklarken de, temerrüt faizleri aşırı oranlarda ise disipline edilmesinde yarar bulunduğunu vurguladı. Özyeğin, temerrüt faizinde Maliyenin yüzde 10 oranının makul bir rakam olduğunu kaydetti. Temerrüt faizlerinin yüksekliğinin ödemeyi teşvik amacı içerdiğini ifade eden Özyeğin, ancak yıllık yüzde 300lü rakamların zaten ödenemeyeceğine işaret etti. Özyeğin, bankaların yeni dönemde tüketicileri kredilerle destekleyip desteklemeyeceklerine ilişkin bir soru üzerine de, bu konuda 2 yıl önce bankaların ciddi şekilde ağızlarının yandığını söyledi. 2000 yılında tüketici kredilerinde en önemli kalemin oto kredileri olduğunu hatırlatan Hüsnü Özyeğin, o dönemde yüzde 2.5lar düzeyinden otomobil kredisi kullandırıldığını hatırlattı. Özyeğin, Bankalar bir milyar doların üzerinde para kaybetti. Tüketiciyi resmen sübvanse ettik dedi. Sektörün krizde tüketici kredilerinden zarar gördüğünü kaydeden Özyeğin, Şimdi daha dikkatli bir şekilde bu kredileri verecek. Otomobilde belki vade kısalacak. Zaten fazla talep de yok. Yani tüketici kredileri yavaş açılacak diye konuştu. Özyeğin, reel sektöre kredi verilmesi konusunda da, bankacılık sektörünün likit olduğunu, kredi verme arzu ve gayreti içinde olduklarını söyledi. Ekonominin büyümeye başlamasıyla birlikte reel sektörün kredi ihtiyacının artacağını dile getiren Özyeğin, şu anda talebin zayıf olduğunu bildirdi. 2002DEN İYİMSERİM Özyeğin, siyasi istikrar ile ilgili bir soru üzerine de, hükümetin Türkiyede uzun yıllardan beri müzakere edilemeyen Kıbrıs sorunu gibi konularda uzlaşmacı tutumu olduğunu ve müzakerelere başladığını söyledi. 2001in zor, felaket bir yıl olduğunu, ancak çok önemli yapısal reformların da gerçekleştirildiğini vurgulayan Özyeğin, bazı anayasal değişiklerin de çok hızlı bir şekilde gerçekleştirildiğine dikkati çekti. Özyeğin, Ben şahsen iyimserim. 2002 yılı önemli bir dönüm noktası. Türkiyenin yapısal reformlarla birlikte dünya standartlarına uyum sağlama girişimleri var. Türkiyenin önümüzdeki 5-10-20 yılı düşünüldüğünde, önemli reformlar yapıldı. Ama bunların sonuçlarını 1-2 yılda alamayız. Sonuçları almamız damlaya damlaya göl olur misali uzun yıllar alacaktır diye konuştu. YABANCI BANKALARIN İLGİSİ ARTACAK Hüsnü Özyeğin, BNP Paribas ile ortaklık görüşmelerine ilişkin bir soru üzerine de, görüşmelere 2001 yılının Temmuz ayında başladıklarını hatırlattı. Özyeğin, görüşmelerin olumlu sonuçlanmayabileceğini de dikkate alarak tedbirlerini aldıklarını, sermaye artışının yanı sıra verimlilik artışına gittiklerini anlattı. Özyeğin, bir basın mensubunun yeni yasanın bankaları büyümeye zorladığına dikkat çekerek, Başka yabancı ortak olacak mı, yoksa Türkiyede birleşmeler olabilir mi? Bazı bankalar mevduat satın alma yoluna gitti. Bu dönemde siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? sorusunu yanıtlarken de, mevduat satın almak istemediklerin kaydetti. Yabancı bankaların gelmesinin enflasyonun düşmesine ve TLdeki değer kaybının azalmasına bağlı olduğunu belirten Özyeğin, Enflasyonun yüzde 10lara gittiğini gördükten sonra ilginin artacağına inanıyoruz dedi. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özyeğin, Finansbankın yabancı ortağa ihtiyacı olduğu için BNP Paribas ile görüşmeye başlamadığını da kaydederek, bankanın mali konumunun yabancı ortak olmadan da yasa çıktığı zaman sermaye koşulundan yararlanmaya ihtiyacı olmayacak bir banka olduğunu söyledi. Özyeğin, önümüzdeki 6 ayın geçtiğimiz 3 ay gibi türbülansın ve volatilitenin az olduğu bir dönem olması durumunda, sermaye açısından 11 bankanın içinde çok az sayıda bankanın belki de hiçbir bankanın sermaye için müracaat etmeyebileceğini kaydetti. EVLİLİĞİ UYGUN GÖRMEDİK Hüsnü Özyeğin, BNP Paribas ile görüşmelerinin Türkiyenin türbülansın en ağır yaşandığı dönemde olduğuna dikkati çekerek, Türkiyede şartların nisbi istikrara gidişini gördükten sonra evlilik yapmamızın uygun olmayacağını düşündük dedi. Özyeğin, söz kestikleri bankanın, Finansbankın hem Türkiyedeki hem yurtdışındaki faaliyetleriyle ilgilenirken, daha sonra yurtdışı iştiraklerle ilgilenmediklerini söylediklerini aktararak, yurtdışı iştiraklerini Finansbankdan koparmanın zor olduğunu, bunun da evlilikte muhtemel bir engel teşkil ettiğini ifade etti. Hüsnü Özyeğin, sektörde yabancılarla görüşmenin bu yılın ikinci yarısında tekrar başlayabileceğini belirtti. Fiba Holding Başkanı Özyeğin, bankaların Fona ödedikleri sigorta primin yüksekliğinden de yakınarak, yılda yarım milyar doların üzerinde bir paranın Fonda biriktiğini kaydetti. Aras: Kredibilite kazanıldı Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Aras da, bugüne kadar BDDKnın çok başarılı işler yaptığını belirterek, Kararlılıkla bankalara el konulması, kapatılması, birleştirilmesi ve satılması gerek iç piyasada, gerekse yurtdışında BDDKya ve Türk bankacılık sektörüne kredibilite kazandırdı dedi. Özyeğinin açıklaması ardından konuşan Aras, bankacılık sektörünün kabuk değiştirdiğini ve irrasyonel rekabet döneminin bittiğini söyledi. Kamunun aşırı borçlanma ihtiyacının piyasadaki en büyük çarpıklığı yarattığını belirten Aras, şöyle konuştu: Bankacılık sistemi önce bundan para kazandı, ama sonunda bunun altında ezildi. Meşhur yüzde 25 rasyosu devletle ilgili hiçbir kısıtlama getirmiyor. Bankacılığın en temel sorunu budur. Bankacılık sektörüne kaynak aktarımını düzenleyen yasayla ilgili olarak, Sermaye Yeterlilik Rasyosuna da değinen Ömer Aras şunları kaydetti: Sermaye Yeterlilik Rasyosu tek bir rakam. Tek rakamlar daima tehlikelidir. Mali yapısı güçlü mü değil mi? Tek bir rakama bakarak bunu söylemek yeterli olmayabilir. Aynen bir hastalığı teşhis etmek için tek bir verinin yeterli olmadığı gibi. Tansiyonu sıfır hastaya yapılacak çok fazla birşey olmayabilir. Ancak düşük tansiyonun tedavisi mümkündür. Bu düşüklük hangi şartlarda oluşmuştur, buna da bakmak gerekir. Tüm tedavilerin de zamana ihtiyacı vardır. Aras, bankanın rasyosunu yükseltmenin sorunu çözmeyeceğini dile getirerek, Sorun rasyonun neden oraya düştüğündedir dedi. VERİMLİLİK ÇALIŞMALARI HIZLANDI Finansbank Genel Müdürü Onur Umut da, verimlilik çalışmalarının krizden bir yıl önce başladığını söyledi. Rasyonel çalışmayan 9 şubenin kapatıldığını, şube kiralarının düşürüldüğünü, haberleşme giderlerinin azaltıldığını, cep telefonlarını ve tahsis ettikleri arabaları kaldırdıklarını, maliyetleri düşürdüklerini belirten Umut, 2000 yılı sonunda 178 milyon dolar olan toplam giderlerini, kaliteden ödün vermeden geçen yıl sonunda 107 milyon dolara, personel sayısını da 2.319dan 1.976ya indirdiklerini anlattı. KUR TAHMİNİ 1 MİLYON 860 BİN LİRA Toplantıda, FinansInvest başekonomisti Emre Yiğit de 2001 yılını değerlendirdi ve 2002 yılına ilişkin projeksiyonlarda bulundu. 2001 yılının çok kötü bir yıl olduğu görüşüne katılmadıklarını ifade eden Yiğit, 2002yi ise yeni bir ekonomik dönemin başlangıcı olarak niteledi. 2001 yılında GSMHnin yüzde 8.3 küçüldüğünü anlatan Yiğit, 2002 yılı için GSMHnin yüzde 3 oranında büyüyeceği tahmininde bulundu. 2002 yılı sonunda faizlerin de yüzde 50 seviyelerine gerileyeceğini belirten Emre Yiğit, enflasyon oranlarının ise TÜFEde yüzde 68 TEFEde ise yüzde 40lara geleceği görüşünü dile getirdi. Enflasyonda hızlı bir düşüş beklediklerini dile getiren Emre Yiğit, 2002 yılı sonu için dolar kuru tahminlerinin 1 milyon 860 bin lira olduğunu kaydetti. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||