|
![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Ecevit, salonun sıcak olması nedeniyle ceketini çıkararak konuşmasına başladı ve delegelerin de ceketlerini çıkarabileceğini söyledi. Konuşmasında, partisinin, 1985 yılında, iki odalı bir zemin katında, yoksunluklar ve zorluklar içinde doğduğunu, engellerle boğuşa boğuşa ilerlediğini anlatan Ecevit, DSPnin 1995 yılında yüzde 14ün üstünde oyla solun birinci partisi, 1999 yılında ise yüzde 21.71 oyla, Türkiyenin birinci partisi olduğunu söyledi. Ecevit, 7 Ocak 1999 tarihinde ise diğer partilerin, seçim hükümeti kurma görevini DSPye verdiğini anımsatarak, seçimlere DSPnin tek başına kurduğu azınlık hükümetiyle gidildiğini kaydetti. Ecevit, konuşmasının ilk bölümünü içinde bulundukları koalisyon hükümetlerinin uygulamalarına ayırdı. FAİLİ MEÇHULLER VE YOLSUZLUKLAR Bülent Ecevit, 57nci Hükümet döneminde, karanlıkta kalmış olan faili meçhul cinayetlerin aydınlığa çıkarıldığını, yolsuzlukların birbiri ardına çözüldüğünü, her türlü suç örgütünün adalete teslim edildiğini, cezaevlerinin terör örgütlerinin silahlı karargahı olmaktan kurtarıldığını, Avrupa Birliğinde Türkiyenin aday üyeliğinin sağlandığını, enflasyon hızının yüzde 90lardan yüzde 30ların altına inmeye başladığını, uzun yıllardır savsaklanan reformların peş peşe geldiğini anlattı. KOALİSYONUN UYUMU TBMMde gece gündüz verimli bir çalışma, üçlü koalisyon hükümetinde de eşi görülmemiş bir uyum sağlandığını ifade eden Ecevit, DSP, demokrasinin gereği olan uzlaşı kültürünü geliştirdi dedi. Laiklik karşıtı örgütlerin etkisinin büyük ölçüde sınırlandığını ve bu örgütlerin öğrenci yurtlarından birçoğunun devlet yönetimine alındığını kaydeden Ecevit, Kuran kurslarının laiklik karşıtı akımların elinden kurtarılarak, devlet güvencesine alındığını belirtti. 57nci Hükümet döneminde çıkarılan yasaları anlatan Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: İnanıyorum ki, Kasım ve Şubat bunalımları, kısa sürede aşılacak ve 57nci Hükümetin, ekonomik ve sosyal atılımları ve enflasyona karşı mücadelesi, daha etkin biçimde devam edecektir, ekonomimiz de yeniden canlanacaktır. HÜKÜMETTE GÖREV BİLİNCİ Gerçi son günlerde, muhalefetin de körüklemesiyle, yer yer, hükümet istifa sloganları haykırılıyor. Fakat bu çağrıları yapanlar, 57nci Hükümet çekilirse, yerine nasıl bir hükümet geleceğini bilemiyorlar. Bilseler söylerlerdi, fakat söyleyemiyorlar. Çünkü son aylarda, çekilen sıkıntılara karşın, ufukta 57nci Hükümet kadar etkin, uyumlu ve güven verici bir hükümet formülü görülmemektedir. Üç koalisyon ortağı parti, ne pahasına olursa olsun, iktidarda kalma hırsıyla değil, görev sorumluluğuyla hükümeti sürdürmektedirler. Kimi iş çevrelerinin de belirttiği gibi bugün Türkiye, bir ekonomik kurtuluş savaşı veriyor. 57nci Hükümet, bu savaşı sonuna kadar sürdürecektir ve bu savaş kazanılacaktır. VERGİLER BOR FAİZİNE GİDİYOR Ecevit, yıllardan beri borcu borçla ödeye ödeye, artık toplanan vergilerin büyük çoğunluğunun, borç faizine gittiğine işaret etti. Ecevit, sadece bu gerçeğin bile, Türk ekonomisinin artık duvara dayandığının göstergesi olduğunu kaydederek, Fakat yılgınlığa gerek yoktur. Yeter ki, hem kamu yönetimi, hem de toplum olarak savurganlıktan kendimizi kurtaralım dedi. 57. Hükümetin bunu yapmaya çalıştığını, ulusça bir süre sıkıntı çekileceğini ama kısa sürede esenliğe çıkılacağını kaydeden Ecevit, kaynakların başında insan gücü geldiğini, yetenekli ve dayanıklı halka sahip olunduğunu belirtti. Çalışkan ve iyi yetişmiş bir işçi kesiminin var olduğuna dikkati çeken Ecevit, şöyle konuştu: Dünyanın dört bucağında, kendini kanıtlayan, bir girişimci kuşağımız var. Artık milyonlarca turist çeken zengin bir doğamız ve eşsiz kültür hazinelerimiz var. Öyle ki, bu yaz turizmden en az 10 milyar dolar bekliyoruz. Türkün kararlılığı ile dayanışması biraraya geldi mi neler başarılabileceği 1999 depreminde görüldü. Kısa sürede tüm depremzedelerin gereksinimlerini karşılayacak kadar geçici prefabrike konut yapıldı. 41 bin kadar da kalıcı konut yapılıyor. Çocuklar okulsuz, hastalar hekimsiz kalmadı, hasarlı konutlar onarıldı. Bildiğimiz kadar hiçbir ülkede depremzedelerin gereksinmeleri Türkiyedeki kadar hızlı ve doyurucu biçimde karşılanmamıştır. HÜKÜMETİN ÖZVERİSİ Ecevit, 57. Hükümetin özveride, adaletin bir örneğini, kamu yönetiminde göstermeye başladığını kaydederek, yeterli kaynak sağlanır sağlamaz, ilk yerine getirecekleri görevin, memur ücretlerindeki adaletsizliği gidermek olacağını bildirdi. Kaynak artırabilmenin başta gelen bir yolunun dış satımı artırmak olduğunu ve dalgalı kur sistemine geçmenin dış satımı hızlandıracağını belirten Bülent Ecevit, şöyle devam etti: Bunun ilk işaretleri görülmeye başlamıştır. Dış satımımızın hızlanmasıyla birlikte iç üretimimiz ve tüketim de büyük ölçüde artacaktır. Yine dalgalı kur düzeniyle, dış satımcılar, ara malı ve yatırım malı gereksinimleri artık büyük ölçüde yurt içinde karşılama gereğini duyacaklardır. Böylelikle, iç üretimi artırmak ve işsizliği azaltmak bakımından önemli bir fırsat elimize geçmiş bulunmaktadır. Hükümetimiz de dış satımı desteklemek için gerekli desteği sağlamaya başlamıştır. Dalgalı kur, turizmi de güçlendirmektedir. Her iki sektör, gerek dış satım, gerek turizm sektörleri, başka pek çok sektörün de kapısını açacak birer anahtar niteliğindedir. EKONOMİNİN GELECEĞİ UMUTLU Görülüyor ki, ekonomimizin yakın geleceğine umutla ve güvenle bakabilmek için birçok nedenimiz vardır. Yeterki olanaklarımızı zamanında ve iyi değerlendirebilelim. Ekonomik ve sosyal sorunlarımızın başında işsizlik geliyor. İşsizliğin çaresi yatırım. Yatırımın çaresi de kaynak. Onun için kaynaklarımızı en verimli biçimde büyütmek zorundayız. Türk toplumu kadar kabına sığamayan, dinamik bir toplum uzun süre daralmaya katlanamaz. Önemli olan, büyümeyi sosyal adaletle bağdaştırmaktır. Bunun önündeki ciddi bir engel de kayıtdışı ekonomidir. Kayıtdışı, adı üstünde kayda geçmeyen ekonomi olduğu için bu kesimde çalışanların kesin sayısı bilinemiyor. Ama sayının en az kayıtlı işçi sayısı kadar olduğu düşünülüyor. Bu kesimde çalışanların ne vergisi, ne sigortası ödenir. Toplu sözleşme grev haklarından da başka sendikal haklardan da yararlanamazlar. Bu durum yalnız işçiler açısından değil, işçisinin vergisini, sigortasını ödeyen ve tüm yasal haklarına saygı gösteren işveren açısından da büyük adaletsizliktir. EKONOMİK SOSYAL KONSEY Ecevit, Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili yasa sayesinde sorunu çözeceklerini ifade ederek, geçici işçilik soruyla yıllardır hiçbir iktidarın ilgilenmediğini söyledi. Bu sorunu, 57. Hükümetin çözdüğünü belirten Ecevit, Adı, (geçici) olan, gerçekte ise sürekli çalışması gereken 47 bin işçiyi daimiye biz geçirdik dedi. MERA KÖYLÜLERİNE HAYVAN YARDIMI Ecevit, konuşmasında, yıllardır halka ağır acılar çektiren, sayısız şehitler verilmesine neden olan bölücü terörün 57. Hükümet döneminde, büyük ölçüde sona erdiğini belirterek, sırada Doğu ve Güneydoğu Anadolunun yaralarını sarma ve gecikmiş kalkınmasını hızlandırmak olduğunu belirtti. Şimdi sıranın boşalan köyleri geçmiştekinden çok daha sağlıklı bir yerleşim düzeniyle canlandırmakta olduğunu kaydeden Ecevit, şöyle konuştu: Şimdi sıra yıllardır koyunsuz kuzusuz kalmış meralara köylüleri yeniden kavuşturmakta. Şimdi sıra, bu bölgeye girişimcileri çekmekte. Hükümetimiz bunların uğraşı içindedir. Eğitimin eksiklerini gidermeye de bu bölgeden başlandı. İnsanlar arasında adaletle, bölgeler arası adalet bizim gözümüzde eşdeğerdir. Türkiyenin batısında neler varsa doğusunda da onlar olacaktır. Hızlı ve sağlıklı kalkınabilmenin, hızlı sanayileşebilmenin ve çağa uyum sağlayabilmenin başta gelen koşulu eğitimi toplumun her kesimine yaymak ve bilgi ve iletişim teknolojilerini özümsemektedir. 8 YILLIK ZORUNLU EĞİTİM Ecevit, 8 yıllık zorunlu ilköğretimle bu yolda önemli bir adım atıldığını anlatarak, şimdiki hedefin 11 yıllık zorunlu eğitime geçmek olduğunu söyledi. 8 yıllık eğitim ile ilköğretimdeki öğrenci sayısının bir yılda 4 milyon arttığını kaydeden Ecevit, ilköğretimdeki kız öğrenci sayısının kentlerde yüzde 14, köylerde yüzde 23 arttığını belirtti. Yatılı ve pansiyonlu ilköğretim okulu sayısının 174den 497ye, yatılı öğrenci sayısının da 75 binden 179 bine yükseldiğini anlatan DSP Lideri, iki yılda 2 bin 802 ilköğretim okuluna 3 bin 188 bilgi teknolojisi sınıfı kurulduğunu ifade etti. | ||||
![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |