|
![]() ![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Live Vote is temporarily unavailable.
|
Demek ki, 15 günde 15 yasanın çıkması zor. Kaç tanesi çıkabilir, belli değil. Muhalefetin engellemeleri, gensoru ve soruşturma önergeleri de dikkate alınırsa, büyülü 15 yasa için Dervişin fazla umutlu olması beklenemez. Ola ki, iktidar ortakları tasarıları peşpeşe Meclise sevketsinler, liderler gruplarının başında otunup bunları yasalaştırsınlar... Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Johannes Linn, Başbakan Ecevitle görüşmesinden sonra şöyle diyordu: Etkin uygulanabilmesi ve yeterli uluslararası destek, yardım alabilmesi için programın siyasi ve sosyal olarak desteklenmesi gerekir. İki sözcüğün altını çizelim: Siyasi ve sosyal olarak... Hazırlanan programa siyasal destek var mı? 15 yasa konusundaki tartışmalara ve bu yasaların Meclise geliş-gidiş hızına bakılırsa bu desteğin tam olduğunu söylemek güç. Yoksa, o yasaların hazırlanması ve Meclisten geçirilmesi, çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partileri için çok kolay olurdu. Bir ayak sürüme açık açık görünüyor. Siyasal desteğin yetersizliği ya da Kemal Dervişle koalisyon ortakları arasındaki frekans uyumsuzluğu geçtiğimiz hafta çok tartışıldı. Dervişin sık sık başbakan ve yardımcılarının desteği arkamda ifadesini kullanmasına, Başbakanın da Kemal Dervişin arkasındayız şeklindeki açıklamalarına rağmen, iç ve dış kamuoyu bu konuda ikna edilebilmiş değil. Oysa, Başbakanın yardımcılarını ve Dervişi yanına alarak yapacağı canlı bir ortak açıklama, eğer varsa, bu uyumun ilan edilmesi için bulunmaz bir fırsat değil miydi? Böyle bir tavır, kamuoyu için de, acil yasaları çıkarması beklenen Meclis için de, destek beklenen uluslararası çevreler için de daha inandırıcı olmaz mıydı? Yapmadılar ya da yapamadılar. Açık söylemek gerekirse, Kemal Dervişin tutumu da uyumdan çok uyumsuzluk yorumlarını güçlendirici nitelikte. Herkes, bir kurtarıcı olarak görülen Dervişin ne kadar yoğun bir çalışma temposu içinde olduğunu biliyor. Ne kadar ağır bir yükün altına girdiğinin de farkında. Ama bütün bunlar, bir hükümet üyesi, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak Dervişin Meclise de uğramasına engel olarak algılanabilir mi? 15 günde 15 yasa çıkarmasını istediği Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermekle Dervişin de hazırladığı programın da yarar sağlayacağını görmek o kadar güç mü? Dervişin muhalefet partileriyle görüşmesi gecikiyor. Meclisle görüşmesi de daha fazla gecikirse, bu tutum gidişi etkileyecek yaralar açabilir. Gelelim Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Linnin ikinci talebine: Sosyal destek... Hazırlanmakta olan programa ve o programın mimarı Derviş ile sahibi hükümetin arkasında sosyal destek var mı? Geçtiğimiz hafta yoğunlaşan esnaf eylemlerine bakılırsa, şu amada bu desteğin varlığından sözetmek de güç. İşçi, memur ve köylü örgütleri temsilcilerinin tavırları da, Mart başındaki kadar ılımlı değil. Ticaret ve sanayi odalarının beklentileri zaten biliniyor. Önümüzdeki Perşembe günü Yüksek İstişare Konseyini toplayacak olan TÜSİADın da piyasanın kilitlenmesinden duyduğu rahatsızlığı ve çözümdeki gecikmeye karşı tepkisini kuvvetli bir şekilde kamuoyuna duyuracağı açıklandı. O halde?.. O halde, Kemal Derviş ve hükümet, bütün bu siyasal ve sosyal unsurların bileşkesini tutturacak bir programla ortaya çıkmak zorundadır. O programın ortaya çıkacağı hafta da işte bu haftadır. Herşey, bu hafta yaşanacak mucizeye bağlıdır. Bu mucize gerçekleşmezse ne olur? Fena olur... Bir gerçeğin daha altını çizmekte yarar var: Olay, 19 Şubattan beri yaşanan parasal-finansal krizin aşılmasından çok daha ötede bir olaydır. Piyasaya enjekte edilecek bir miktar parayla gerginliği biraz hafifletmek mümkündür. Esnafı dükkanına döndürmek de mümkündür. Ama asıl büyük olay geridedir. Acil yasalar ve Avrupaya uyum yasalarıyla hedeflenen büyük ve köklü değişimin sancılarını, altta kalanın canı çıksın zihniyetiyle gidermek o kadar kolay değildir. Asıl sıkıntı, Meclisten geçirilen acil yasaların hayata geçirilmesi, uygulanması aşamasında ortaya çıkacaktır. Bu büyük değişim, gerçekçi bir programı, toplumsal uzlaşmayı gerektirir. Güçlü siyasal iradeyi gerektirir. Siyasal iradenin, ilerideki daha büyük sıknıtıları göğüslemeye hazır olup olmadığı da bu hafta belli olacak. | |||
![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |