|
![]() ![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
Hükümetin tam 14 ay süren sözlerini hatırlayalım:![]() ![]() ![]() Herkesi susturan siyasetçiler, bir gün kendileri konuştular ve herşey bitti. Ne istikrar kaldı ne program... Şimdi Kemal Dervişe endekslenen ikinci program hazırlanıyor. İlkinden farklı olarak toplumsal uzlaşmaya dayanacağı söylenen program...Bir umut olarak Amerikadan getirtilen ve yoğun medya ilgisiyle bir anda mehdi gibi sunulan Dervişin sözleri, hareketleri dikkatle izleniyor. Herkesin gözü kulağı onda. Öyle bir Dervişmania yaşanıyor ki, Dervişin ekonomiyi kurtarmakla kalmayacağını, daha sonra Türkiyenin yeni lideri olarak ortaya çıkacağını düşünenler de az değil. Ama sanki birşeyler yavaş değişiyor gibi... Umudunu Dervişin sihirli değneğine bağlayanlar, galiba işin o kadar kolay olmadığını anlamaya başladılar. Homurdanmalar, bundandır. Beyinler hızlıkarar beklentilerine sokuldu. Yavaşlık bardağı taşırdı. Ve en kötüsü belirsizlik oldu. Ekonomik kararlarda belirsizlik. Siyasal tavırlarda belirsizlik. Ha bugün, ha yarın para gelecek diye bekleyen insanlar, hiç birşeyin değişmediğini gördüler. Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor. Kimse önünü göremiyor. Alım yok, satım yok. Dolar almış başını gidiyor. Aylık enflasyon yüzde 10 çıkıyor. Zam yağmuru sürüyor. Bu koşullarda vatandaştan sabır beklemek ne kadar gerçekçidir? Bu koşullarda protestoları yadırgamak mümkün mü? Türkiye işçi, köylü, memur eylemlerini çok gördü. Ama bu çapta esnaf eylemini ilk kez görüyor. Onbinlerce esnaf Türkiyenin hemen her yerinde sokaklara dökülüyorsa, bunu bir hak arama mücadelesi olarak değil, belki çok daha önemlisi bir çatırdamanın ifadesi olarak görmek gerekir. Esnafın Türkiyenin ekonomik ve sosyal yapısındaki yerini algılayamamak, tarihsel bir hata olur. Reel piyasa koşulları kadar umutsuzluğu artıran bir gelişme daha var. Hükümet ile Kemal Derviş arasında yavaş yavaş suyüzüne çıkmaya başlayan güvensizlik belki de şu andaki en önemli etken. Kemal Dervişin istediği siyasal desteği hükümetin esirgediğini söylemek herhalde güçtür. 15 günde 15 yasanın çıkarılmasını isteyen hükümet, bu yasaları birer-ikişer Meclise göndermeye başlamıştır. İktidar partilerinin grupları ağız birliği etmiş ve gelen tasarıları öncelikle ele alıp yasalaştırma kararı almıştır. Muhalefetin bütün itiraz ve engellemelerine rağmen, bugün Genel Kuruldan geçmesi beklenen Şeker Yasası bu tavrın ilk örneğidir. Kamu bankaları ile ilgili düzenlemeye olanak sağlayan Bütçe Değişikliği Yasası da Komisyondan geçmiştir. Ancak, Kemal Dervişin sorumluluğnda hazırlanması beklenen tasarılardan henüz ses yoktur. Dış destek bu yasaları çıkarmamıza bağlı, çok acil diyen Dervişin yarattığı heyecana uygun hızı göstermemesinin, yavaş yavaş koalisyon ortaklarının canını sıkmaya başladığı gözleniyor. Hükümet ortakları ile Kemal Dervişin karşılıklı elenseleri, esrarengiz tavırları, susmaları gerekirken konuşmaları, konuşmaları gerekirken susmaları, bilinmeli ki, sokaktaki adamın canını daha çok sıkıyor. | ||||
![]() |
|||
![]() ![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |