|
| |||||
2 Mart Proof of Life senaryo olarak fazla gürültü koparmayan bir film olmasına rağmen, başrolde oynayan iki ünlü oyuncunun; Meg Ryan ve Russell Croweun birbirlerine aşık olmaları ile bir anda dikkatleri üzerine çeken bir yapım olmuştu. Ryan eşinden boşandı, iki aşık aylarca aşklarından söz ettirdi. Aşağıdaki röportaj, film bittikten sonra, yani geçtiğimiz yılın son aylarında gerçekleştirildi. |
Yaşam Kanıtı |
|||
Russell, adam kaçırma ve fidye başlı başına bir endüstri haline gelmiş bulunuyor öyle değil mi? | ||||
Russell Crowe, filmde kaçırılan işadamını kurtarmaya çalışıyor |
Crowe: Evet, öyle. Bu faaliyet alanı ve neye benzediği üzerine biraz yorum yapar mısın? Crowe: Bence milyarlarca dolarlık bir iş haline dönüştü. Kaçırılma ve fidye sigortacılığı yapan 16 farklı şirket var ve bunlar ajanlar gibi davranıyorlar. Dünyanın her tarafına yayılmış durumdalar ama en önemli faaliyet alanları Güney Amerika ve Doğu Avrupa. Oynadığın karakterin bu endüstri ile bağlantısını açıklar mısın? Crowe: Terry Thorneun askeri bir geçmişi var. Avustralya ordusunun özel birliğinde görev yapmış. Daha fazla hareket istediği için bir süre sonra İngilizce konuşulan ülkelerdeki en üst düzey özel birliğe sahip olan İngiliz ordusuna geçmiş. Başarılarla dolu bir kariyeri var. Eski bir asker ama aynı zamanda bir sigortacı gibi davranmak zorunda. Başlarına hiç gelmemesini diledikleri olayların gerçekleşmesi için insanları para ödemeye ikna etmesi gerekiyor. Tavırlarını sahte veya yapmacık olarak nitelendirebilirsiniz ama her zaman elinden geldiğince dürüst ve namuslu olması gerekiyor. İşinin gereklerinden dolayı oğluna hiç zaman ayıramadığını hatta onu tam olarak tanımadığını itiraf ettiği anlardaki dürüstlüğü ve içtenliği, bu karakterin beni kendisine çeken tarafları... Böyle bir karakteri kendisine bağlayan ne olabilir? Macera mı? Tehlike mi? Para mı? Onu ayakta tutan nedir? Crowe: İçinde kesinlikle bir adrenalin yığını var. Filmde gerilimin doruğa tırmandığı bazı sahneler var ve bunlar onun en sakin göründüğü anlar. Bunlar onun kendisinden zevk aldığı anlar. Epey korkutucu bir durumdan sonra arkadaşına dönüp Bu epey eğlenceliydi öyle değil mi? diyebiliyor. Bunu sadece soğukkanlılık olarak adlandıramazsınız. Böyle olaylar onu şarj ediyor. Ahlak anlayışı çok kuvvetli biri ve film boyunca yaptığı hareketlerin tümü bunun altını çiziyor. Senaryoyu ilk okuduğunda ne düşündün? Gerçek gücü nereden geliyordu? Crowe: Böyle bir iş alanı olmasına çok şaşırdım. Senaryo çok iyi oluşturulmuştu. Sadece karakterlerin geliştirilmesi için biraz çalışma yaptık. Bazen Tony Gilroy etkiyi arttıracak bir cümle ilave etmek için üç günlük çalışma yapıyordu. Çok kolay gibi görünen şeylerin ortaya çıkışı aslında oldukça zor olur. Ekuador gibi bir yerde çekim yapacak alan bulmak ve orada çalışmak kolay değil. Şirket yol inşa etmek zorunda kaldı ve bu bir film şirketinin genelde yaptığı bir şey değil. Rol arkadaşın Meg Ryana gelelim. Nasıl bir aktris o? Crowe: Onun harika olduğunu düşünüyorum. İşi için harika bir içgüdüye sahip. İçindeki mizah duygusu harika, çok hafif bir dokunuşu var ve her zaman hazır. Ayrıca çok zeki ve derin düşünen bir kadın... Andy Garcia ile birlikte oynadığı When a Man Loves a Woman filmini görmüştüm ve harika olduğunu düşünmüştüm. Onunla beraber dramatik bir çalışma yapma ihtimali benim için ilgi çekiciydi. Peki yönetmen Taylor Hackford üzerine bir yorum yapar mısın? Crowe: Taylorın önceki çalışmaları onunla çalışmaya ilgi duymamın nedenini oluşturuyor. Çocukken An Officer and a Gentlemanın büyük bir hayranıydım. Richard Gere ve Debra Winger arasındaki ilişkiyi sevmiştim. Ayrıca birçok yardımcı oyuncu filme olumlu katkıda bulunuyordu. Onun belgesel çalışmalarına da hayranım. Chuck Berrynin hikayesini anlattığı Hail! Hail! Rock n Rollu biliyorsun. Harika bir çalışmaydı. Beraber çalışacağınız oyuncu ve yönetmenlere karar verirken onların geçmişteki çalışmalarına bakmak büyük önem taşır. MEG RYAN SÖYLEŞİSİ Meg, ilk izlenimin nasıldı? Öykü mü yoksa senaryo mu seni etkiledi? |
|||
Meg Ryan, filmde kocası kaçırılan eşi canlandırıyor |
Ryan: İlk okuduğum William Prochnau tarafından yazılmış olan ve kaçırılma sigortası endüstrisini anlatan bir Vanity Fair makalesiydi. Böyle bir şeyin varlığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. İlgimi çekmişti. Dünya üzerine entelektüel bir merak duygusuna kapıldım. Bence daha sonra bu konu etrafına örülen hikaye gerçekten harikaydı. Baş karakterler arasında Casablancadakini andıran bir ilişki ve bağlantı vardı. Daha sonra benim canlandıracağım karakter üzerinde biraz çalıştık. Onun hayatının krizler tarafından yeniden diriltilmesi gerekiyordu. İşte ilgimi çeken olaylar bunlar oldu. Canlandırdığınız karakterle ilk tanıştığımızda hayatının hangi aşamasında bulunuyor? Ryan: Doğrusu çok zor bir yerde bulunuyor. Kısa süre önce bebeğini düşürmüş ve kocasının bir petrol şirketi ile çalışıyor olması fikrini benimsemekte zorluk çekiyor. Kocası işini onun duygularından daha yukarıda tutuyor. İstemediği bir ülkede yaşıyor ve uzakta geçirdiği yıllardan sonra artık yeniden Amerikaya dönme ihtiyacını hissediyor. Yani hayatta ve evliliğinde iyi bir noktada bulunmuyor. Derken kocası kaçırılıyor ve bu kriz ironik şekilde onun hayata dönüş yapmasını sağlıyor. Peki nasıl bir kadın? Ryan: Prensipleri olan biri... Ayrıca bir tür hippi... İnsana ilgi gösteren, duyarlı ve merhametli biri... İnsanlar hak ettikleri için mi bazı acıları çekerler yoksa olaylar kendiliğinden gelişip acı sizi mi bulur, bunu anlamaya çalışıyor. Çok düşünceli ve dayanıklı bir kadın... Russell nasıl bir aktör? Ryan: Çok, çok özel ve çok, çok detaycı ve çok, çok güçlü... Muhteşem bir aktör ve bence her şeyi yapabilir. Yani bence yapamayacağı hiçbir şey yok. Onunla sette olmak harika bir şey çünkü tüm ekibi teşvik ediyor. Ekip onu gerçekten seviyor ve o da onlara moral ve ruh aşılıyor. Bu onun en sevilen tarafı... Peki ya yönetmen Taylor? Ryan: Konuya çok iyi odaklanıyor ve bu hikayeyi anlatmak için çok istekliydi. Boliviada barış çalışmalarında bulunduğu için Güney Amerikayı çok sevdiğine inanıyorum. Ayrıca bazı yönetmenler gibi bana diktatörlük yapmadı. Rolünüz için araştırma yaparken bu olayların içinde bulunan insanlarla görüştünüz mü? Ryan: Evet epey bir insanla görüştüm ve bu olayların yaşamları üzerindeki etkisi o kadar büyük boyutlardaydı ki bunu seslerinden anlayabiliyordunuz. Böyle bir zulümün varlığı ve hayata karşılık parayla pazarlık yapılabilmesi fikri onları derinden yaralamış. |
|||
Proof of Life filminden | ||||
38. Rotterdam Film Festivali başladı | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||