|
Suriye ay sonuna kadar çekilecek Suriye birlikleri Bekaa'ya çekiliyor Fotoğraflarla dünyada geçen hafta |
|||
Geri çekilme takvimi her ne kadar ABDyi memnun etmiş görünmese de, Suriye, birçok cepheden (Fransa ve Arap ülkeleri dahil) gelen baskılar karşısında geri adım atarak, uzlaşma ve diyaloga açık bir ülke izlenimi vermeye çalışıyor. Ancak sıkıştığının da farkında olan Suriye, bir yandan Arap dünyasındaki prestijini koruma, diğer yandan kendi kamuoyunu yeni döneme alıştırma çabasında. Devlet Başkanı Beşar Esadın konuşmasında ABDyi eleştirmesi ve İsrail ile henüz barış masasına oturmayacaklarını açıklamasının altında yatan neden de bu. Suriye vuruşarak çekilme niyetinde. Özellikle, Beşar Esad Lübnan muhalefetini eleştirip, egemenlik tabii ki Lübnan halkının hakkı, ancak muhalefetin istediği egemenlik başkalarının egemenliği derken, sanki yeni bir kırılma döneminin ipuçlarını veriyordu. Soğuk savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği bölgedeki güç mücadelesini Lübnan üzerinden yürütmüş, iç savaş bir anlamda Ortadoğunun minör çekişme alanı olmuştu. Bu yüzden yeni dönemdeki kırılma noktası Lübnan olabilir. HİZBULLAH KOLAY LOKMA DEĞİL Suriyenin Lübnandaki varlık nedenlerinden biri işgal edilen topraklar gerekçesiyle İsraili Lübnan üzerinden sıkıştırmaktı. Güney Lübnan sınırı ise hala Hizbullah tarafından kontrol ediliyor. Bu ikili durum İsrail için çok önemli bir tehlike . Suriyenin çekilmesinin ardından sıranın, Lübnan hükümeti aracılığı ile Hizbullaha gelmesi sürpriz sayılmamalı. Hizbullahı Lübnandan çıkarmak pek mümkün görünmemekle birlikte, örgütün silahsızlandırılması ve silahlı kanadın etkisizleştirilmesi gündeme getirilecektir. Hizbullah, sadece silahlı bir örgüt olmayıp, Lübnan meclisinde milletvekili bulunan, İsraili güney Lübnandan çıkarması nedeniyle saygınlığını koruyan bir yapılanma. 2000 yılının Mayıs ayında İsraili Güney Lübnandan çekilmeye zorlayan Hizbullahın, Müslüman-Hırıstiyan tüm Lübnanlılar tarafından destek gördüğü hatırlanacaktır. Bu yüzden Mayıs ayındaki seçimlerde göreve gelecek Lübnan hükümetinin alacağı kararlar ülkeyi yeni bir iç savaşa bile götürebilme potansiyeline sahip. Nitekim partinin siyasi lideri Hasan Nasrallah gelecekte olabilecekleri fark ederek, silah bırakmayacaklarını açıkladı. Eski başbakan Harirri suikastı ile başlayan sürecin Suriye, Hizbullah ve İran üçgenini sıkıştırmayı amaçladığını söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla. Çünkü bu iki ülkenin Hizbullahla iyi ilişkileri var. Hedefteki ikinci halkayı Lübnandaki Filistinli örgütler ve Filistin varlığı oluşturuyor. ABD ve Lübnan üzerindeki etkisini yeninden kazanmak isteyen İsrail bu örgütlerin de zararsız hale getirilmesini istiyor. Mahmud Abbasla başlayan yeni süreçte Filistin yönetimi Lübnandaki Filistinlilerle çok fazla ilgilenecek gibi görünmüyor. Üstelik İsrail ile masaya oturan Filistin yönetiminin biraz daha tavizkar olacağı, elinin zayıflayacağını iddia edenler var. Suriyenin çekilmesi ile bu ülkenin Filistinlilerle olan bağının zayıflayacağı da ortada. Dolayısıyla Lübnan, ABD ve İsrailin Suriye, İran ve Filistin üzerindeki yeni politikalarını uygulama, hayata geçirme platformu olacak gibi görünüyor. Ancak Lübnan üzerindeki hesapların, hayatın ve Ortadoğunun pratiği göz önüne alındığında kaos ve karmaşa ile sonuçlanması da ihtimal dahilindedir. BM KİMİN ÖRGÜTÜ? Suriyenin Lübnandan geri çekilmesi olumlu bir gelişme ancak sadece Suriyeliler değil bölgedeki birçok kişi bu yöntemin çifte standart içerdiği konusunda hem fikir. Bu yüzden Suriye, 2004 yılında BMnin aldığı 1559 Nolu karara değil, 1989 yılında Lübnandan aşamalı alarak geri çekilmeyi içeren Taif Anlaşmasına uyma konusundaki ısrarını sürdürüyor. Her iki kararın birlikte uygulanma ihtimali de söz konusu. Suriyenin BM kararı gereği geri çekilmesi gerçekleşirse, bu BMnin prestiji açısından olumlu bir puan olacaktır. Ancak, ABDnin sadece istediği zaman BMnin kapısını çalması, kendi politikaları doğrultusunda kullanması, hem ABDnin çifte standartını hem de BMnin çaresizliğini göstermektedir. Suriyede hemen herkes ABDnin Irak savaşı öncesi BM kararlarını hiçe saydığını, üstelik 1967deki 242 ve 338 sayılı İsrailin işgal ettiği topraklardan geri çekilmesini gerektiren kararların yıllardır uygulanmamasını gerekçe göstererek BM sadece güçlülerin örgütü mü sorusunu sormakta. ABD, Suriyeyi 1559 Nolu karara uymaya zorlarken işgal altındaki Golan Tepelerinin Suriye tarafında kalan Kuneytradaki cami, kilise, hastane ve yüzlerce evin enkazı 37 yıl önceki gibi tazeliğini korumakta, bölgede çifte standart abidesi gibi yükselmekte. Dört yıldır değişim içinde bulunan Suriye attığı adımla değişime devam edeceğini gösteriyor. Ancak, bu sürecin ne kadar devam edeceğini tahmin etmek güç. Çünkü, Iraktaki yangın devam ederken Suriye ve Lübnanın da içine çekildiği karmaşanın Şarkul Avsatı, yani Ortadoğuyu nasıl şekillendireceğini kimse bilmiyor. | ||||
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||