| | | | AB Komisyonu incelemelerinin ise ekonomik ve siyasi kısımlardan oluşacağını hatırlatan yetkililer, bunun ekonomik kısımlarına ilişkin incelemelerin aynen IMF gözden geçirmeleri gibi dönemsel olacağını, bunun sonucu toplanacak verilerin ise müzakere uyum raporlarına yansıyacağını ifade ettiler.
EKONOMİ PROGRAMIYLA ÇOK FARKI YOK
AB’ye uyum çerçevesinde en geç Kasım ayı sonuna kadar AB’ye bir ekonomik programın sunulacağını hatırlatan yetkililer, bu programın, IMF ile yürütülen programdan çok farklı olmadığını vurguladılar. AB’ye sunulacak Ekonomik Program da, 2005-2007 yıllarını kapsayacak süreci içeriyor ve Maastricht ile Kopenhag kriterleri çerçevesinde, Türkiye’nin gerçekleştireceği ekonomik ve yapısal programın detaylarından oluşuyor.
Yetkililer, orta vadeli bir ekonomik programın finansmanında, AB ve IMF’den alınacak mali desteklerin de kullanılacağını ifade ederken, Türkiye’nin orta vadeli ekonomik programının, zaten Maastricht kriterlerine uyumu amaçladığını, IMF’nin de burada destekleyici bir role sahip olacağına işaret ettiler.
Orta vadeli ekonomik programın, makro ekonomik projeksiyon, kamu maliyesi genel projeksiyonu ve yapısal reform yol haritasından oluştuğunu hatırlatan yetkililere göre bu yönüyle program, gerek AB gerekse IMF programına uygunluk arzediyor.
IMF ve AB ile paralellik taşıyacak Orta vadeli ekonomik uyum programında, makro ekonomik ile kamu maliyesi alanındaki uygulanacak politika ve gerçekleşmelerin yanı sıra yapısal reformlar konusundaki yol haritası detaylı olarak yer alacak. IMF ve AB ile paralellik taşıyacak olan programda, piyasa ekonomisi prensipleri ve serbest, dalgalı döviz kuru rejimi prensiplerinin sürdürülmesi yer alacak.
Makro ekonomik alanda ise enflasyon, büyüme ile bütçe ve borçların Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranlarına ilişkin Maastricht kriterlerine uygun bir projeksiyon çizilecek.
Yapısal reformlar alanında ise sosyal, sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi sağlayıcı, bankacılık, sosyal güvenlik ve vergi sistemine ilişkin gerçekleştirilecek olan reformlar vurgulanacak.
AB İLE IMF ARASINDAKİ TEMEL FARKLAR
Yetkililer, AB ile IMF arasındaki uyum konusundaki en önde gelen farklılığın, sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınma alanında görülebileceğini, IMF’nin, kamu maliyesi dengesi, kamu maliyesi disiplini ve bu disiplinin korunmasını amaç edinirken, AB’nin, sosyo-ekonomik kalkınma, bölgeler arası dengeli kalkınma ve sosyal programlara ağırlık verdiğini vurguluyorlar.
Ayrıca AB, Türkiye’deki vergi oranlarını yüksek bulurken, dolaylı vergilere de sıcak bakmıyor. IMF ise mali dengenin sağlanabilmesi açısından, dolaylı vergiler dahil vergi oranlarının arttırılmasını destekleyebiliyor. Bu arada IMF’nin kredi dilimleri, her gözden geçirmenin onaylanmasının ardından, AB’nin mali yardımları ise daha çok proje ve program karşılığında serbest bırakılacak. Gerek AB gerekse IMF ise orta vadede üye ülkelerden mutlaka bütçe dengesini arıyor.
AB İLE IMF ARASINDAKİ UYUM
Yetkililer, Avrupa Birliği’nin, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi gelişmiş AB ülkelerinin uyguladığı programlardaki düzenli IMF denetimlerini desteklediğini, bu çerçevede AB’nin gelişmiş ülkelerinin, düzenli olarak IMF’de her yıl, 4.Madde Konsültasyon incelemesinden geçtiklerini ifade ediyor.
IMF’nin ayrıca, AB içindeki euro bölgesi uyum denetimlerini de gerçekleştirdiğini hatırlatan yetkililer, AB Komisyonunun da bu denetimlere paralel periyodik değerlendirmelerde bulunduğunu, AB Merkez Bankası’nın da bu çerçevede politika belirlediğini söylediler.
Yetkililer, AB ile müzakerelerin başlamasına kadarki dönemde ise Türkiye’nin, IMF programını uygulayarak, müzakerelere daha hazır bir şekilde başlayabileceğini kaydettiler. | |
Kamuda 2005 yılı FDF hedefi % 6.5
Bankaların kara tahtaları siliniyor
